BÜLENT KORUCU | YORUM
CHP’nin yeni lideri Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’la konuşurken çekilen görüntülerini izlediniz mi? Sizi bilmem ama ben görür görmez, ‘İkinci Deniz Baykal’ vakası dedim. Portresini yazarken, “Özel’in payanda olduğu asıl hırsızlık ülkenin kaynaklarının talan edilmesinden çok daha büyük. Onun şahsında simgeleşen şikeci muhalefet sayesinde demokrasi, özgürlük ve insanlık onuru çalındı. Hukuk ayaklar altında. Ve o gollük pası dışarı vurmuş şikeci, kendini paralayarak rol kesiyor, dikkat dağıtıyor. Aynı zamanda demokrasi oyunun sürdüğü yanılgısını güçlendiriyor. Salağa yatmaya dünden razı uluslararası denetleme kurullarına malzeme veriyor.” ifadelerini kullanmıştım.
Haksız çıkmayı çok isterdim lâkin gelişmeler üzücü. Daha önemlisi ülke adına tedirginlik verici. Özel, o dönem ikinci partinin grup başkanvekiliydi şimdi birinci partinin genel başkanı.
‘İçine Baykal kaçmış’ dedirten görüntülerde koltuk uğruna partisini kapatıp Erdoğan’a kapılanmış ‘Harun görünümlü Karun’ Numan Kurtulmuş da var. Her şeye rağmen Özgür Özel kadar ‘yılışık’ durmuyor. Erdoğan’la özdeşleşen ve yalaka AKP’lilerin üniformasına dönüşen ceketle çektirdiği fotoğraftan bile kötü.
Yakın siyasi tarihin en büyük ‘dönüşüm’ projelerinden biri diyebileceğimiz Barolar Birliği eski Başkanı, Kıbrıs Büyükelçisi Metin Feyzioğlu’nu şikayet mi ediyordu acaba? Feyzioğlu, kendisini havaalanında karşılamamış diye iki gündür sızlanıp duruyor. Normal bir ana muhalefet lideri tersi olsa üzülür, tepki gösterirdi oysa.
CHP liderleri, Erdoğan’ın can simidi oluyor
Erdoğan 22 yılda iki büyük yenilgi ve şok yaşadı; 7 Haziran 2015 genel seçimi ve 31 Mart 2024 Yerel seçimi. Ve ikisinden de en az hasarla hatta küllerinden dirilerek çıkarken en büyük yardımcıları Baykal ve Özel oldu. Baykal, erken seçimi bir can simidi olarak uzattı, Özel ise köşeye sıkışmış Erdoğan’ın önüne erken seçim seçeneğini koymayarak yaptı. ‘AKP sandıktan kaçıyor’ kozunu başlamadan bitirdi.
Saray’dan hukuk dilenen, adaletin iki dudak arasına indirgenmesini normalleştiren pazarlıklarını ve kopardığı imtiyazları, başarı gibi sunması ayrı bir garabet. Özel, Ergenekon ve Gezi tutukluları için ‘lütfu şahane ve bağışlanma’ aldığında Erdoğan’ın yargı üzerindeki vesayetini teyit ve tescil etmiş olmuyor mu? Bu çıplak gerçeği görmemek için ya çok saf ya da başka pazarlıklar içinde bulunmak gerekir.
Eylem çağrısı fiyaskoyla sonuçlandı
CHP Genel Başkanı’nın son icraatlerinden biri ışık söndürme eylemi. Susurluk Skandalı sırasında farkındalığı artıran ve toplumsal tepkiyi büyüten zekice bir protesto şekliydi. Kamuoyunu hazırlamadan, güçlü bir gerekçe göstermeden bir sabah kalktı ve toplumdan bu eylemi tekrar hayata geçirmesini istedi. Sonuç tam bir fiyasko.
Efsaneleşmiş bir sosyal bilgeliği hiç etmesine mi yanalım, netice vermeyen tepki girişimleriyle AKP rejimiyle mücadele azmini kırmasına mı?
AKP Medyasının gösterdiği ilgi ve hüsnü kabulün yanında kısa sürede gösterdiği performans, CHP lideri hakkındaki olumsuz beklentileri artırdı. Çok gıdaklayıp hiç yumurta vermeyen tarzını da eklediğinizde karamsarlık büyüyor.
Belli ki yine muhalefet darbeyi içinden, muvazaalı elemanlardan yiyecek!
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***