(Serbest Görüş) – SUNA YAMAN
Putin’in son gezileri ve dış politik hamleleri, hem iç politikada güç konsolidasyonu hem de uluslararası arenada stratejik hedeflere ulaşma çabalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Avrupa’nın bu gelişmelere yönelik endişeleri devam ederken, bölgedeki durumu yakından izlemek önem taşıyor.
BAŞKANLIK SEÇİMLERİ NEYİ DEĞİŞTİRECEK?
2024 Rusya başkanlık seçimleri yaklaştığı için Putin’in yurtdışına yönelik hamleleri, hem iç politikada hem de uluslararası arenada güç gösterisi olarak değerlendiriliyor. Bu, seçimleri kazanmak ve mevcut iktidarını pekiştirmek için gerekli görülüyor. İç politikada baskıyı artırarak ve propaganda faaliyetlerini yoğunlaştırarak halk desteğini korumaya çalışıyor.
Bu geziler, Putin’in ülkesindeki gücünü pekiştirme ve yeniden seçilme sürecine destek sağlama amacı taşıyor. Öncelikler duruma göre değişse de Putin’in şu anda hem paraya, hem silaha, hem de siyasi desteğe ihtiyacı olduğu söylenebilir.
PUTİN, KUZEY KORE’DEN NE ALDI?
Putin’in dış politikasındaki agresif tutumu da dikkat çekiyor. Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaş, Putin’in askeri güce olan ihtiyacını artırıyor. Bu bağlamda, Kuzey Kore gibi ülkelerle yapılan askeri işbirliği anlaşmaları dikkat çekiyor. Bu tür anlaşmalar, Rusya’nın askeri kapasitesini ve stratejik konumunu güçlendirmeye yönelik adımlar olarak görülüyor. Kuzey Kore ile askeri işbirliği anlaşmaları imzalaması ve Ukrayna’daki savaşın devam etmesi, Rusya’nın jeopolitik çıkarlarını koruma ve genişletme çabalarının bir parçası olarak görülebilir
SAVAŞ YAYILIR MI?
Putin’in Ukrayna’daki stratejisi, ülkeyi batı-doğu ekseninde ikiye bölmek ve Kiev’e ikinci bir saldırı rotası oluşturmak gibi hedefleri içeriyor. Bu durum Avrupa’da ciddi endişelere yol açıyor. Rusya’nın agresif dış politikası ve askeri hareketlilikleri, bölgedeki istikrarı tehdit ediyor ve olası bir savaşın tetikleyicisi olabileceği korkusunu artırıyor. Ancak şu an için doğrudan bir savaş olasılığı düşük görünüyor, fakat gerginliklerin artması ihtimal dahilinde.
RUS EKONOMİSİ YENİ KAYNAKLARA MUHTAÇ
Batı’nın uyguladığı ekonomik yaptırımlar da Rus ekonomisi üzerinde baskı oluşturuyor. Bu durum, Putin’in ekonomiyi stabilize etmek ve ekonomik desteği sağlamak için yeni kaynaklar ve ortaklıklar aramasına neden oluyor. Çin ve diğer Asya ülkeleriyle olan ekonomik ilişkiler bu bağlamda önem taşıyor.
Bu unsurların her biri, Putin’in stratejik hedeflerine ulaşmasında kritik rol oynuyor. Hem iç politikada hem de uluslararası arenada başarılı olabilmek için bu üç unsuru dengeli bir şekilde yönetmeye çalışıyor.
ARAFTAKİ TÜRKİYE
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırgan tutumu, Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkiye de karmaşık bir boyut ekledi. Türkiye, bir NATO üyesi olarak Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü savunmakta ve Kırım’ın ilhakını tanımıyor. Ancak, Türkiye’nin Rusya ile ekonomik ve stratejik işbirliğini sürdürme isteği, bu konuda dengeli bir politika izlemeye çalıştığını gösteriyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 10-11 Haziran 2024’te Rusya’yı ziyaret ederek, BRICS+ oturumuna katıldı ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştü. Görüşmelerde, ticaret hacminin artırılması, ekonomik işbirliği, Ukrayna krizi, Suriye ve Gazze’deki gelişmeler ele alındı. Türkiye’nin bölgesel krizlerde arabuluculuk yapma kararlılığı vurgulandı. Ayrıca, Fidan ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ekonomik işbirliği ve güvenlik konularında da önemli temaslarda bulundu.
Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkiler, tarihsel bağlar, karşılıklı çıkarlar ve bölgesel dinamikler doğrultusunda karmaşık bir yapıda. İki ülke, zaman zaman farklı çıkarları doğrultusunda gerilimler yaşasa da, ekonomik ve stratejik işbirliğini sürdürme konusunda ortak bir irade gösteriyor.
Ekonomik ilişkiler, son yıllarda enerji işbirliği ile öne çıkıyor. Türkiye, Rusya’dan doğalgaz ithalatında önemli bir paya sahip. Bu enerji bağımlılığı, iki ülke arasındaki ekonomik bağları güçlendiriyor. TürkAkım doğalgaz boru hattı, bu bağlamda kritik bir proje ve iki ülke arasındaki enerji işbirliğini pekiştiriyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***