ADEM YAVUZ ARSLAN | YORUM
Beylik laftır ama tartışmasız doğrudur; “Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklerseniz diğerleri de yanlış gider.”
CHP lideri Özgür Özel’in takip ettiği politikalar, özellikle de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile sürdürdüğü ‘yumuşama’ stratejisi tam da gömlek hikayesi gibi. Özel, ilk düğmeyi yanlış ilikledi arkası da öyle gidiyor. Ne demeye çalıştığımı somut örneklerle açarak anlatayım…
Malum olduğu üzere 31 Mart seçimlerinde ağır bir yenilgi alan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP, şoku çabuk atlatıp 2015’te yaptığı ‘İstikşafi Görüşmeler’ aldatmacasının yenisini uygulamaya koydu. ‘İstikşafi Görüşmeler’de amaç zaman kazanma ve muhalefeti oyalamaktı.
Nitekim öyle oldu. Sonrasında neler olduğu herkesin malumu. Erdoğan, “Verin 400’ü bu iş huzur içinde çözülsün!” dedi. Ardından yaşanan ‘terör’ olaylarında yüzlerce kişi hayatını kaybetti, ortalık kan gölüne döndü ve Erdoğan istediğini aldı.
Şimdi de benzeri bir oyunla karşı karşıyayız. Erdoğan seçim yenilgisinin şokunu, özellikle de parti teşkilatlarında yaşanan bozgunu atlatabilmek için zamana ihtiyacı vardı. Ayrıca “Parton benim!” mesajı vermeliydi. İmdadına CHP’nin yeni lideri Özgür Özel yetişti.
Erdoğan’ın paraya ve zamana ihtiyacı var!
Hem de ne yetişme! Seçimden zaferle çıkan Özel’di ama Erdoğan kendisini muhatap aldı diye tarifsiz bir mutluluk yaşadı. Dün olanlar mesela.
Gören de Amerikan başkanının CHP’yi ziyaret ettiğini sanır. Tamam, Erdoğan 18 yıldır CHP Genel Merkezi’ne gitmedi ama tamamen Erdoğan’ın tercihi. Eğer 31 Mart seçimlerinden bu sonuçlar çıkmasa Erdoğan daha da gitmezdi.
CHP yönetimi ve medyası günlerdir ‘tarihi buluşma, kritik zirve’ gibi başlıklar atıyor, demeçler veriyor. CHP yandaşı gazeteciler Özgür Özel’in masaya hangi konuları getireceğini analiz ediyor.
Oysa ki karşımızdaki tablo en yalın haliyle şöyle; Erdoğan’ın yumuşama adı altında bu fotoğrafları vermesi gerekiyor. Çünkü paraya ve zamana ihtiyacı var.
Ayrıca bu yumuşama söylemiyle CHP’yi öyle bir tuzağa düşürdü ki; Özel istese de sert muhalefet yapamayacak. Erdoğan, Özgür Özel’in taleplerinden bir kaçını, 28 Şubat’çı darbecilerin serbest kalması gibi, yerine getirdi.
Hatta dünkü görüşme öncesi Antalya’da yaşanan teleferik faciasından sonra tutuklanan yeni seçilmiş CHP’li Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz de serbest bırakıldı. Erdoğan, Özel’e küçük jestler yaparak onu mutlu ediyor! Özel bir şeyler başarmış olmanın ‘hazzıyla’ kendini geleceğin lideri olarak görmeye başladı.
Erdoğan’ın asıl hedefi İmamoğlu!
Gerçekte Erdoğan’ın yaptığı şey çok açık; AKP ve ‘Havuz’ medyası eliyle Özgür Özel’i parlatıp Cumhurbaşkanlığı yolunda Ekrem İmamoğlu’nun önünü kesecek. En kötü ihtimalle CHP içinde bölünme olsun istiyor. Asıl büyük stratejisi ise ‘yeni Anayasa’ adı altında 15 Temmuz çakma darbesiyle kurduğu tek adam rejimini pekiştirmek ve kendisine yeniden adaylık yolundaki engelleri kaldırmak.
Yoksa Erdoğan’ın Anayasayı filan takmadığını hepimiz biliyoruz. Eğer yeniden aday olması ile ilgili bir durum olmasa Erdoğan’ın yeni anayasa diye bir derdi olmayacaktı.
Bütün bunların yanında bir de ‘görünmez ortaklık’ durumu söz konusu.
CHP lideri Özel, “Erdoğan’la şunu konuşacağım, bunu talep edeceğim!” gibi demeçlerle bir çok başlıkta dosya hazırladı.
Bunları Erdoğan’a sunup çözüm talep etti. İletişim stratejisi adına facia bir hamle. Çünkü eğer çözüm makamı Erdoğan ve AKP ise halk seçimde size neden oy versin? Halk Erdoğan ve AKP’yi istemediğini sandıkta açıkça gösterdi. Ama siz hâlâ “Hayır, çözüm makamı Erdoğan!” diyerek ona gidiyorsunuz.
Enkaz CHP’nin üzerine yıkılacak…
Ayrıca verilen ‘koalisyon’ görüntüsü de enkazdan CHP’nin de sorumlu tutulması gibi bir sonuç doğuracak. Sonuçta Özgür Özel emeklilerin durumundan Şenyaşar ailesinin dramına, Sinan Ateş suikastinden Gezi davasına, buğday fiyatlarından asgari ücrete kadar bir düzine başlıkta talepleri sıraladı, müzakereler yaptı.
Özgür Özel’in en büyük hatası ise hazırladığı liste. Girişte bahsettiğim gömlek-düğme metaforunu hatırlayın.
Özel’in ‘sorun’ olarak görüp Erdoğan’a ilettiği tüm başlıklar 15 Temmuz rejiminin sonucu. TBMM bypass edildi, denetim mekanizmaları devre dışı bırakıldı, yargı ve emniyet bürokrasisi tamamen Saray’a bağlandı. Özgür Özel sorunların kaynağıyla değil sonuçlarıyla ilgileniyor. Bu haliyle çürük temelli bir evin balkon demirlerinin renkleriyle uğraşan apartman yöneticisinden farksız.
Maalesef Özgür Özel’in ‘adalet’ anlayışı da sorunlu. Seçici bir liste yapıyor. Kavala ya da Gezi davası için gösterdiği hassasiyeti KHK’lar ya da Kürtlere karşı yapılan haksızlıklarda göstermiyor.
15 Temmuz ve KHK’lıları ‘yok’ sayıyor
Mesela dünkü görüşmede buğday fiyatları bile var ama milyonlarca insanı mağdur eden KHK’lar yok. Türkiye’de rejimi değiştiren ‘çakma’ 15 Temmuz darbesine dair bir gündemi de yok Özel’in. Oysa ki tüm sorunların kaynağı o sözde darbe. Özgür Özel bunu bilmiyor, görmüyor olamaz. Ancak o Erdoğan rejiminin darbe söylemini satın almış, kabul etmiş durumda.
Bir kez olsun, “Hulusi Akar ve Hakan Fidan’ı TBMM’ye göndermediniz, mahkemelerden kaçırdınız. Neden? Onlar gelmeden bu davalardaki şüpheler kalkmayacak!” demedi, diyemedi.
Hele ki TBMM Darbe Araştırma Komisyonu’nun ‘kaybolan’ raporunun peşine düşmemesi akla ziyan bir durum. Hazır Erdoğan’la bu kadar buluşabiliyorken, “Sayın Cumhurbaşkanı, AKP’liler sizden habersiz meclis lokantasında yemek bile yemezler. Nereye gitti bizim darbe raporu? Talimat verseniz de bulsalar!” diye sorsa.
Ama pek öyle olmuyor.
Erdoğan ve Özel’e değil, Bahçeli’ye bakmak lazım!
Anlaşılan ve görülen şu ki; CHP lideri Özgür Özel’in hukuksuz KHK’ların neden olduğu mağduriyetler ve kurgu 15 Temmuz darbesiyle bir sorunu yok. Rejimin türküsünü söylemeyi tercih ediyor.
Oysa ki kural çok basit ve herkes bilir; faşizmle mücadele dil de başlar. Rejimin dilini kullanarak zalimle mücadele edemezsiniz. Tıpkı geçmişteki gibi amacı zaman kazanma ve oyalama olan Erdoğan bu planında şu ana kadar gayet istikrarlı gidiyor.
Önündeki tek engel ise Devlet Bahçeli. MHP lideri şimdilik Ferdi Tayfur’lu, yüzüklü mesajlarla yetiniyor ama günün birinde kafası atarsa ‘haydi seçime’ diyebilir.
Sonuçta Türkiye’de seçime ne zaman gidileceğini uzunca bir zamandır Devlet Bahçeli belirliyor. Bence Özel-Erdoğan görüşmelerine değil de Devlet Bahçeli’ye bakmak lazım.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***