(Serbest Görüş) – HÜSNÜ YUSUF TURABİÇ
Anayasa meselesi Türk siyasetinin kadim tartışması… Siyasetin gündeminden hiç düşmez. AK Parti iktidar yıllarında yeni anayasa için çalışmalar yaptı fakat ‘kısmi değişiklikler’ dışında başarılı olamadı. Anayasayı toptan değiştiremediyse de 15 Temmuz sonrasının ‘olağanüstü şartlardan’ yararlanarak demokratik sistemi kökten değiştirdi.
Bir gerçek var ki; Türkiye’nin yeni, özgürlükçü, çağın ruhuna uygun bir anayasası yok. Mevcut anayasa 1982 askeri darbenin ürünü. Sonraki yıllardaki değişikliklerle ‘bol yamalı’ bir garip bir yapıya büründü. Yeni anayasaya ihtiyaç var mı? Var… Siyaset kurumu da, sivil toplum örgütleri de bunun farkında.
Peki nasıl olacak? Meclis yeni bir anayasa yapabilir mi? Anayasanın nesi yeni olacak? Özgürlükçü anayasadan kasıt nedir? Sistem revize edilecek mi? Soru çok. Çok parçalı Meclis’te her partinin hassasiyeti ve talebi farklı. Mesela MHP Anayasa Mahkemesi’nin kapatılmasını istiyor. AK Parti cumhurbaşkanlığı barajının yüzde 40’a indirilmesinden yana…
10 ayda eskiyen TBMM’de Anayasa için gerekli çoğunluğu sağlamak mümkün mü? İktidar ve muhalefet partileri asgari müşterek de buluşabilir mi? Dün yapılamayan, bugün yapılabilir mi?
Yeni Anayasa konusun gündeme taşıyan AK Parti… 31 Mart seçimlerinden sonra siyasette dengeler yeniden oluştu. AK Parti geriledi, CHP’nin başını çektiği muhalefet gücünü arttırdı. Muhalefet blokunun dahil olmadığı bir anayasa değişikliğini neredeyse imkânsız. İktidar birleşenlerinin sandalye sayısı kadar, siyasi ağırlığı ve temsil kabiliyeti de sorunlu. AK Parti İYİ Parti’den devşireceği milletvekilleriyle sayısal üstünlük sağlamayı planlıyor olabilir. Fakat 31 Mart’ın ortaya çıkardığı tablo bu oyunu bozar.
Ankara’da siyaset Erdoğan ile Özel görüşmesini bekliyor. Erdoğan Irak dönüşü gazetecilere Özel’den henüz randevu talebinin gelmediğini söyledi. Ve konuyu yeni anayasa meselesine getirdi: ‘Eskinin darbe ruhunu özünde barındıran anayasa metninden kurtulup yenilikçi ve özgürlükçü anayasaya kavuşma zamanı gelmiştir. CHP’nin bu böyle bir değişime destek verebileceği düşüncesi ve inancındayım’.
AK Parti ile CHP’nin yeni anayasayı konuşmak için liderler düzeyinde aynı masaya oturması şüphesiz önemli. 31 Mart’ın bir sonucu bu. Eğer AK Parti 31 Mart seçimlerinde hezimete uğramasaydı, muhalefet partilerine lider seviyesinde kapılarını açmazdı. Nitekim Erdoğan’ın lider görüşmeleri iktidar blokunun bileşenleriyle sınırlı.
Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş 23 Nisan özel oturumunu açarken ‘Yeni anayasa mecburidir, Türkiye’nin borcudur. Kapsayıcı, kuşatıcı, demokrat ve sivil bir anayasa yapılması meselesi Meclis’in öncelikli ödevlerinden birisidir’ dedi. Kurtulmuş’un söyledikleriyle Erdoğan’ın açıklamaları paralel. Belli çalışmalar daha önce olduğu gibi Meclis Başkanlığı üzerinden yürüyecek.
CHP Lideri Özel, Erdoğan görüşmesini beklemeden Erdoğan ve Kurtulmuş’a cevabını verdi: ‘Değiştireceğiniz anayasayı ne yapacaksınız? Uymak için değiştireceksiniz. Geçen sefer değiştirdiğiniz anayasaya niye uymuyorsunuz. Bir şeyi değiştirmek istiyorsanız önce mevcuduna uyun da onu görelim’. Oldukça sert bir karşılık. Bu sözlerle Özel yeni anayasaya kapılarını kapattı. O kapı daha açılmadan kapandı.
CHP’siz yeni anayasa yapılamaz mı? Yanına DEM’i de koyun… CHP ve DEM’in destek vermediği anayasa Meclis’ten geçer mi? Matematik olarak sayısal olarak, rakamsal boyutunda ‘evet’ geçer. Ama siyasi olarak ‘hayır’. CHP ve DEM dışlanarak yeni bir anayasa yapılamaz. 31 Mart seçimleri bu Meclis’i zaten topal ördek haline getirdi. Böyle bir Meclis’ten CHP ve DEM’siz bir yeni anayasa beklemenin hayalden öte anlamı yok.
AK Parti ‘yeni anayasa rüyaları’ görüyor. Ülkenin çıkarlarından çok yeni sistemin daha doğrusu AK Parti iktidarının selameti için… Barajın yüzde 40’a çekilmesi gibi. Neden yüzde 40? AK Parti yüzde 50’ye ulaşmakta zorlandığı için. Erdoğan’ın süresini uzatmak başka bir istek. Anayasa’daki ‘iki dönem kuralı’ es geçildi.
CHP Lideri Özel’in ‘uymadığınız’ dediği bu. İki dönem yerine ne konacak? 3-4 mü yoksa ömür boyu mu? Peki halkın talepleri nerede? Yeni Anayasa topluma özgürlük ve demokrasi adına ne verecek? AK Parti’nin elini henüz bilmiyoruz. Ama az çok tahmin ediyoruz. Çünkü geçmişte yapılan açıklamalar var.
AK Parti’nin umudu, CHP listelerinden Meclis’e giren DEVA, Saadet, Gelecek ve İYİ Parti olmalı. İYİ Parti yol ayrımında… Hafta sonu yapacağı kongre AK Parti’nin işine yarayacak şekilde sonuçlanabilir. Veya tam çözülme yaşanır, bazı milletvekilleri AK Parti’nin kapısını çalabilir. Deva, Saadet ve Gelecek Partili milletvekillerinin AK Parti’nin ‘yeni anayasa’ beklentilerine cevap vereceğini sanmıyorum. Başörtüsü gibi konularda destek mümkün. Sistemin revize edilmesine kapı aralayacaklarına ihtimal vermiyorum.
Türkiye’nin özgürlükçü, demokrat, sivil ve reformcu anayasaya ihtiyaç olduğu muhakkak. AK Parti ortağı MHP ve iktidar bileşenlerinin derdi başka. Siyasi iklimde yeni anayasa doğuracak şartlar yok. AK Parti koşulları zorlayabilir lakin ‘yeni anayasa’ pek mümkün değil. Ayrıca özgürlükler için yeni anayasa da gerek yok. Anayasa ve yasalar özgürlükçü yorumlansın yeter…
Can Atalay’ın, Silivri’den Meclis’e gelebilmesi için yeni anayasa yapmak gerekmez. Yasalara uyulması kâfi gelir. AK Parti ve MHP ortaklığıyla yapılacak bir anayasa ne kadar özgürlükçe ve çağın ruhuna uygun olur, o da ayrı tartışması konusu. Yeni anayasa sorununu tartıştığımızla kalırız. Sözden eyleme geçmek pek olası değil.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***