ANKARA – İHD Ankara Şubesi Hapishaneler Komisyonu, Kavak S Tipi Cezaevi’ndeki hak ihlallerine ilişkin hazırladığı raporu açıkladı. Raporda tutsakların insan onuruna yakışmayan muamelelere maruz kaldıkları aktarıldı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube Hapishaneler Komisyonu, Samsun Kavak S Tipi Cezaevi’nde yaşanan hak ihlalleri raporunu, İHD Ankara Şube binasında düzenlenen basın toplantısı ile açıklandı. Komisyon üyelerinin katıldığı açıklamada, ihlal raporu metnini İHD Ankara Şubesi Eşbaşkanı Ömer Faruk Yazmacı okudu.
Kavak S Tipi Cezaevi’nde bulunan tutsaklar ile yapılan görüşmeler sonucunda aktarılan bilgiler doğrultusunda hazırlanan raporda, söz konusu cezaevinde ayakta sayımın dayatıldığı, tek sıra halinde yürütme dayatıldığı, hastaneye gidişlerinde ağız içi aramanın yapıldığı, tutsaklara cezaevinin verdiği kimlik kullanımının dayatıldığı, kimliği kullanmak istemeyen tutsaklara üç aylık “etkinlik yasağı” verildiği, tutsakların gardiyanlarca keyfi muamelelerine maruz kaldığı belirtildi. Ayrıca raporda tutsaklara işkence edilirken, “vatan bölünmez” sloganlarının atıldığı kaydedildi.
DARP EDİLEN 11 TUTSAĞA YEMEK VERİLMEDİ
Raporun devamında şu ifadeler yer aldı: “4 Mart günü sabah sayımı için gelen infaz koruma memurları ‘sayım var, arama var’ diyerek koğuşlara girdiğini, dolapları dağıtarak, kitapları, eşyaları yerlere attıklarını, 11 tutsağı darp ettiklerini belirttiler. Mahpusları tekli odaya koyduklarını, burada yine darp etmeye devam ettiklerini; darp edildikleri koridorlarda ve avlularda kameraların bulunduğunu; 7-8 saat boyunca 11 mahpusa yemek dahi verilmediğini, mahpusların göz altının morardığını, kaşlarının patladığını ve kaburgalarında şişlik olduğunu; baş memur olarak bildikleri gardiyan ile bir başka gardiyanın provokasyon yaptığını ve işkencenin sorumlusu olduğunu, bu 2 gardiyanın hedef gözeterek bilinçli bir şekilde 11 mahpusa işkence ettiğini, Mahpuslardan Y. A.’a karşı koridordan itibaren işkenceye başlandığını, o esnada memurlardan birisinin ‘burada kameralar var burada dövmeyin, odaya götürelim odada döveriz’ dediğini; odadan götürülen mahpusun A blokta bulunan tekli hücrelere konulduğunu, hücrede de 3-4 memurun işkenceye devam ettiklerini; A blokta uyuşturucudan hapishanede olan, mahpusların olduğunu, bu mahpusların bu esnada ‘Şehitler ölmez, vatan bölünmez’ diye slogan attıklarını, ‘Kapıları açın biz bunların icabına bakarız’ dediklerini belirttiler.
TUTSAKLARA İŞKENCE EDİLDİ
23 Şubat tarihinde, Denizli D Tipi Kapalı Hapishanesinden sevk edilen 4 mahpusa çıplak arama dayatması yapıldığını, R. İ. ve H. M’yi nu işkenceye maruz kaldığını; H. M’nin elmacık kemiğinin kırıldığını, ayakta zor durduğunu, durumunun ciddi olduğunu; gece hastaneye götürülüp rapor aldıklarını, jandarmanın muayene esnasında kelepçeleri çıkartmadığını, doktorun gerekli muayeneyi yapmadan raporunu hazırladığını, hastaneye giderken yolda sürekli olarak ırkçı yüksek sesle şarkıların dinletildiğini; saldırıyı gerçekleştiren gardiyanların ayrıca ırkçı küfür ve hakaretlerde bulunduğunu, bu saldırıyı gerçekleştiren gardiyanlardan birisinin daha sonra odalarına giderek ‘bu yüzü unutmayın’ denilmiş.
KOĞUŞ İÇİNDE İŞKENCE…
Urfa T Tipi Kapalı Hapishanesinden 23 Şubat’ta getirilen Rojavalı M. A. İ. ile M.M.’ in girişte çıplak arama dayatmasını kabul etmemelerine rağmen, üstlerinin zorla çıkartıldığını bu uygulamanın kamerasız odalarda yapıldığını, Silivri’den getirilen A. S. Ç. ile U. G.’ün hapishaneye giriş yaptıkları 24 Şubat 2024 gecesi ‘çıplak arama’ dayatmasıyla birlikte işkenceye maruz kaldıklarını, izleyen günlerde de koğuş içerisindeki kameraları kapattıkları ve ayakta sayım vermeyi reddettikleri gerekçesiyle yine koğuş içerisinde işkenceye uğradıklarını belirtti.
GARDİYANLAR PROVAKASYON AMAÇLI HAREKETLER YAPIYOR
Genel olarak, bazı gardiyanların provokasyon amaçlı hareketler yaptığını, baz sayımlarda ‘Beni hatırladın mı?’ gibi sözler söylediklerini, D. A. 20 Şubat’ta Diyarbakır’dan sürgün edildiğini, sürgün aracında yer olsa da eşyalarının tamamını getiremediğini, bütün eşyalarını getirmesine izin verilmediğini, eşyalarından kendisi ile götüremediği 50 kiloluk eşyaları için 500 TL kargo ücreti aldıklarını, son olaylarla ilgili olarak mahpusların çeşitli kurumlara (Samsun Valiliği İnsan Hakları İzleme Komitesi, Adalet Bakanlığı, TBMM, İnsan Hakları Derneği vb.) dilekçe yazdığını, yazdıkları dilekçelerin gönderilmediğini, dilekçelerin çıkış kaydını istemelerine rağmen kendilerine çıkış numaralarının verilmediğini, son haftalarda bütün mahpusların mektuplarının sakıncalı bulunarak el konulduğunu, mahpuslardan V. S.’nın mektubunun sakıncalı bulunduğu için ‘Uygun değildir’ denilerek gönderilmediğini, memurların gelerek şifahi olarak bunu aktardığını, infaz koruma memurlarının koridorlarda sürekli yüksek sesle küfürlü konuştuklarını, sürekli sohbet ettiklerini, özellikle koridorların başında bulunan odalardaki mahpusların bu sohbetler ve yüksek sesli konuşmalardan dolayı uyuyamadıklarını belirttiler.
BİR KİŞİLİK YEMEK ÜÇ KİŞİYE VERİLİYOR
Yine yemek porsiyonlarının çok küçük olduğu 1 kişinin dahi doyamayacağı yemeğin 3 kişiye verildiği, bu nedenle 3 kişinin de aç kaldığı; kantinde satılan iç çamaşırların kalitesiz sağlıksız ve naylon olduğunu, açlık grevi yapanların ayrı bir odaya alındıklarını, bu nedenle bazılarına semaver, bazılarına televizyon, bazılarına meyve suyu verilmediğini, ancak son grup açlık grevindeki mahpusların kendi odalarında bırakıldığını; ayrıca mahpusların açlık grevine başlarken idareye dilekçe verdiklerini, açlık grevine başlayan mahpuslara soruşturma açıldığını sonrasında 1 ay etkinlik ve faaliyetten yoksun kalma cezası verildiğini, ancak bu konuda idarenin de tam bir kararı olmadığını ikinci defa açlık grevine giren mahpuslara 3 ay etkinlik ve faaliyetlerden yoksun kalma cezası verildiğini, 3 ay etkinlik ve faaliyetlerden yoksun kalma cezası alanların infaz hakimliğine itiraz ettiğini ve itirazlarının kabul edildiğini idarenin bundan sonra greve başlayanlara 1 ay etkinlik ve faaliyetlerden yoksu kalma cezası verildiği aktarıldı.”
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***