AMED – Amed’de yağmur çamur dinlemeden akın akın Newroz alanını dolduran halk, aldığı “müjdenin” coşkusuyla şarkının ritmine katıldı: “Diren ha Diyarbekir diren. Dağlarının aşkına güven.”
Günlerdir hava durumuna bakılıyor, o gün düşecek yağmurun yağış oranları, saat aralıkları hesaplanıyordu. Hangi saatler olursa kitle akışında sorun yaşanmayacağına dair tartışmalar yürüyordu. Bir önceki gecede yağan her bir yağmur damlasının Newroz gününün hesabından düşmesi dileniyordu. Sonunda “korkulan” oldu ve güne yağmurla başlandı. Yağmur baharın bereketi gibi yağdı ama halk korkulanı dinlemedi. Amed halkı diğer yıllarda olduğu gibi hiçbir engel tanımadı, yağmur, çamur arasında alana yürüdü. Halk bir kez daha üzerine konuşanları ve tartışanları boşa çıkarttı.
Çamura bata çıka ilerlediler Newroz alanına doğru. Üzerlerindeki yöresel kıyafetlerin kirlenmesine aldırış etmeden. Tünele çevrilen arama noktalarından yasaklara rağmen ilerleyip koşar adım alana aktılar.
SİNCAN’DAN NEWROZ’A SELAM
Ben de 20 gün önce tahliye olduğum Sincan Cezaevi’ndeki tutsak kadınların özgürlük ve özgür alanlarla buluşma istemiyle alana yürüdüm. Mukaddes, Zelal, Nilüfer, Dilan, Devrim, Rozerin, Rihan, Zeynep… ve daha onlarca esir kadının özlemiyle baktım alana.
10 ay boyunca her bayramda havalandırmalardan dalga dalga tüm alana yayılan kilamlarının, sloganlarının Newroz’da yüzbinler tarafından karşılandığını gördüm.
“Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa demokratik çözüm” kampanyası kapsamında süren açlık grevinin sıcaklığıyla Newroz’la buluşan tutsak kadınların yüreklerinin Kurdistan’da attığını, hele hele Amed halkının vereceği mesajı beklediğini, tecrit koşullarında bu alandan bir selamın o duvarları nasıl da anlamsızlaştırdığını bilerek alana baktım. Her bir slogan kampanyayı selamladı, alandakilerin tümü “Bijî Serok Apo”, “Bijî Berxwedana Zindanan” diye haykırdı.
Kitle duvarları, zindanları anlamsızlaştırıp özgürlük ateşiyle tutuşurken, devlet aklı günler öncesinde başlayan ve son 3 yılı da aşan düzeyde tel örgülerle sahne ile kitleyi ayırma, kitleyi tel örgülerle hapsetmeyi amaçlıyordu. Geçmiş yıllarda demir sopalarla sabitlenen tellerin gençlerin azmiyle yıkıldığını gören ‘emniyet’, bu kez çıtayı daha da büyüterek sokaklardaki elektrik direklerini sahne etrafına dikip tel örgüleri onunla sabitlemiş. Oysaki halkın yüreği engel tanımıyor, tel örgü tanımıyor, hep bir ağızdan slogan haykırıyor her bir kilamla, davul gümbürtüsüyle halaya duruyor.
ATEŞİ TUTUŞTURANLAR
Çamura bulanan elbiseleriyle ellerinde mendilleri, kefiyeleriyle en coşkulu halayı kadınlar tutturuyor. 1990’lardan bu yana yasaklar içinde bir küçük ateş etrafında çamurlu alanlarda, sokak başlarında da olsa Newroz olan halk, bir kez daha yağmur suyuyla ıslandığı için tutuşmak bilmeyen odunlara kıyafetlerini atıyor, onlar ateş oluyor, büyütüyor alevleri.
KEMALLEŞEN NEWROZ, NEWROZLAŞAN KEMAL
Amed’de, Mezopotamya’da insanlığın doğanın uyanışıyla birlikte direnişin büyütüldüğü gün olarak baktığı Newroz’a yürüdü/yürüyor. Yağmur içinde bahar, güneş en çok da ateş olup yürüdü alana.
Amed Newrozu, Kürdistan baharının son çiçeği gibidir, direniş mesajının yankılandığı son alandır. Amed’te artık Newroz alanı biraz da Kemal Kurkut oldu. Çağdaş Kawa Mazlum Doğan’ın yaktığı ateşi büyütmek için büyük bir aşkla Newroz olan Kemal. Çıplak bedeniyle direnen ve özlemini haykıran Kemal’in adı şimdi Amed Newroz alanı oldu. Artık Newrozlar tıpkı Mazlumlaştığı gibi Kemalleşti. Amed’te bu nedenle herkes onu selamlayarak girdi bir kez daha alana.
‘MÜJDE’ ALANDA SELAMLANDI
Emel Mathlouthi ve Mikail Aslan gibi sanatçılar sahne alsa da halk en çok davulun temposuyla ritim tuttu, halaya durdu. Bir tek “Diren ha Diyarbekir diren” parçasına kulak kabarttı. Aldığı “Newroz Müjdesi”nin coşkusuyla eşlik etti parçaya: “Diren ha Diyarbekir diren. Dağlarının aşkına güven…”
ÖZGÜRLÜK ZAMANI
Zaten duydukları bu aşk ve müjdeler halkı alana topluyor 50 yıldır. Tam da bu nedenle sahneden Cengiz Çiçek PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Newroz mesajını okurken söylediği söz, kitle tarafından slogan olup yankılandı, alkışlarla büyütüldü.
Milyonlar günlerdir birçok kentteki sözü alıp Amed’e taşırdı: “Zaman Abdullah Öcalan zamanı. Zaman Abdullah Öcalan’a özgürlük zamanı.”
MA / Dicle Müftüoğlu
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***