Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında basın toplantısı düzenledi.
KESK Kadın Sekreteri Döne Gevher, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle hafta boyunca yapılacak etkinliklere katılım çağrısı yaptı. Gevher, “Her gün en az 3 kadın katlediliyor. Faillerse cezasızlık, korumasızlık ve hukuksuzluk nedeniyle etrafta gezmeyi sürdürüyor. Medeni Yasa’da yer alan kadınların lehine maddeleri hedef alan iktidar, yanına tarikat ve cemaatleri de alarak mücadele ederek elde ettiğimiz haklarımızı gasp ediyor” dedi.
Gevher tarafından okunan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“8 Mart emeğimizin sömürüsüne, görünmez kılınmasına, ayrımcılığa; her türden baskıya ve şiddete karşı direnişi simgeleyen önemli bir mücadele günü. 8 Mart aynı zamanda kadınların 1857’de, öncesinde ve o zamandan bu yana patriarkal kapitalizme, eşitsizliğe, yoksulluğa, kadın emeğinin ve bedeninin değersizleştirilmesine karşı ancak örgütlü direnişle kazanım elde edebileceğinin açık bir göstergesidir. Güncel verilere göre, genç işsizliği yüzde 32,3 iken genç kadın işsizliği yüzde 41,1. Kadınların eğitime katılım oranı artıyor ancak işsizlik oranında ciddi bir değişim olmuyor.
‘İKTİDAR, MÜCADELE EDEREK ELDE ETTİĞİMİZ HAKLARIMIZI GASP EDİYOR’
AKP/MHP iktidarı ve yanına aldığı ittifaklar Kadına Karşı Şiddetin ve Aile İçi şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuzca çıktı. 6284 sayılı kanunun yerli ve milli olmadığını her fırsatta dillendiren AKP-MHP iktidarı, gerici-milliyetçi yeni ittifakı ve medyasıyla kadın ve LGBTI artı düşmanlığını, nefret söylemini yaygınlaştırıyor. Medeni Yasa’da yer alan kadınların lehine maddeleri hedef alan iktidar, yanına tarikat ve cemaatleri de alarak mücadele ederek elde ettiğimiz haklarımızı gasp ediyor.
‘İKTİDAR POLİTİKALARI YÜZÜNDEN BULUNDUĞUMUZ KOŞULLAR DAHA DA AĞIRLAŞIYOR’
Her gün en az 3 kadın katlediliyor. Faillerse cezasızlık, korumasızlık ve hukuksuzluk nedeniyle etrafta gezmeyi sürdürüyor. Ama AKP-MHP iktidarı ataerkil kapitalist sistemin ihtiyaçlarına uygun biçimde, kürtaj yasakları ve nüfus politikalarıyla kadın bedenleri üzerinden, kadın cinselliği ve doğurganlığını denetlemeyi sürdürüyor. İktidar, dinin siyasallaştırılması ve siyasetin de dinselleştirilmesiyle toplumsal cinsiyet eşitsizliğini doğallaştırmaya, bizleri evlerimize kapatmaya çalışıyor. Bu politikalar cinsiyetçilik ve hali hazırdaki eşitsizlikle birleştiğinde de içinde bulunduğumuz koşullar daha da ağırlaşıyor.
‘ÇOCUKLARA KATI CİNSİYETÇİ İŞ BÖLÜMÜNÜ YENİDEN ÜRETECEK PRATİKLER ÖĞRETİLİYOR’
Kesintili eğitim sistemi ve MEB yönetmeliklerinde yapılan değişiklikler özellikle kız çocuklarını evlilik adı altında istismara maruz bırakarak eğitimden koparıyor. Çevreme Duyarlıyım Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) gibi projelerle bilimsel eğitim yok ediliyor. Çocuklara çok küçük yaştan itibaren katı cinsiyetçi iş bölümünü yeniden üretecek pratikler öğretiliyor. Fetvalarla, Diyanet’le bu sistem destekleniyor. Erkek egemen sistemin yeniden üretilmesi ile cinsiyetçi politikalar müfredata giriyor.
Bu 8 Mart’ta da kamu emekçisi kadınları ‘Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizim. Mücadelede kararlı, özgürlükte ısrarcıyız’ şiarı ile iş yerlerimizde, alanlarda yaşadığımız her yerde mücadele etmeye, eşitlik, özgürlük, emek, hak, adalet, barış ve laiklik için yıllardır verdiğimiz mücadeleye omuz vermeye çağırıyoruz.”
‘EMEĞİMİZ, BEDENİMİZ VE KİMLİĞİMİZ BİZİMDİR DEMEK İÇİN ALANLARDAYIZ’
Gevher, KESK’in taleplerini şöyle sıraladı:
“İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Yasa’nın etkin bir şekilde uygulanması için alanlardayız. Kadın istihdamın önündeki engellerden olan çocuk, hasta, yaşlı, engelli bakımının kamusal hizmet olarak sunulması, ev işlerini kadının üstünden alacak sosyal politikaların yapılması ve hayata geçirilmesi için alanlardayız. Kadınlar ve LGBTI artılara yönelik her türlü ayrımcılığı ve şiddeti önleyen yasal düzenlemeler yapılması için ‘Kadın Bakanlığı’ kurulması, toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarının yapılması ve hayata geçirilmesi için alanlardayız. Eşit ve özgür olduğumuz, sömürünün baskının ortadan kaldırıldığı bir gelecek için alanlardayız. Hayatlarımıza sahip çıkmak için alanlardayız. Demokratik ve laiklik bir yönetim için alanlardayız. Emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz bizimdir demek için alanlardayız.”
Gevher, kadınları 8 Mart Dünya Kadınlar Günü yürüyüşüne davet ederek, “Evde, işte, tarlada emeği ve hakları için mücadele eden tüm kadınların 8 Mart Kadınları Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü’nü kutluyoruz” dedi.
Gevher, açıklamasına şöyle devam etti:
“Bu yıl 29 Şubat-8 Mart tarihleri arasında emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizim; mücadelede kararlı, özgürlükte ısrarcıyız şiarıyla hafta boyunca iş yerimizde toplantılarda bir araya gelerek kadın platformlarıyla birlikte kriz ve yoksulluğun güncelleştirilmesine dönük eylem ve etkinlikler gerçekleştirecek, direnişte olan işçi kadınların yanında olacak, cezaevlerinde ve ev hapsiyle tutsak edilen kadın arkadaşlarımıza kart gönderecek; sürgün ve ihraç edilen arkadaşlarımızla dayanışma etkinlikleri gerçekleştireceğiz.
İş yerlerimizdeki etkinliklerimizde ‘ILO 190 imzalansın” talebini yükselterek basın açıklamaları yapacak, kokartlarımızı takacak ve taleplerimize yer veren bildirilerimizi, afiş ve dergilerimizi dağıtacağız.
8 Mart Cuma günü ise, üzerinden bir yıl geçmesine rağmen iktidarın depremin yarattığı yıkımı katlayan politikalarına, deprem bölgelerindeki sorunlara çözüm getirmek yerine kutuplaştırıcı siyaseti sürdürmesine öfkemiz ve yasımızla, iş kolu kadın MYK’larımızla birlikte Hatay, Malatya ve Adıyaman’da kadınlarla bir araya geleceğiz.
Özellikle büyük iş yerleri önünde taleplerimizi içeren kitlesel basın açıklamaları ve etkinlikler gerçekleştireceğiz.
Yerellerdeki emek-meslek örgütlerinden kadınlarla ve kadın platformlarıyla birlikte kitlesel alan eylem ve etkinlikler yapacak, 8 mart akşamı gece yürüyüşlerine katılacağız. Yaşasın kadınların örgütlü mücadelesi; yaşasın KESK. Jın jiyan azadi”
Kaynak: ANKA
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***