AMED – Mesleki faaliyetleriyle ilgili suçların soruşturulması Adalet Bakanlığı’nın iznine tabi iken, “açık tanık” Ümit Akbıyık’ın ifadeleri doğrultusunda avukat Süleyman Şahin hakkında açılan davanın duruşması görüldü.
Açık tanık Ümit Akbıyık’ın beyanları üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 25 Nisan 2023 tarihinde başlattığı ve 21 ilde yürüttüğü soruşturma kapsamında gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan avukat Süleyman Şahin hakkında açılan davanın ilk duruşması Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya, “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla yargılanan Şahin, avukatları Baver Mızrak, Gulan Çağın Kaleli Koçer ile Serdar Özer katıldı.
Kimlik tespitinin ardından başlayan duruşmada söz alan avukat Baver Mızrak, savunmaya geçmeden Avukatlık Kanunu’na dikkati çekerek, müvekkili hakkındaki soruşturmada Adalet Bakanlığı’nın izninin gerektiğini hatırlattı. Müvekkili hakkındaki soruşturmada bakanlığın izninin olmadığını vurgulayan Mızrak, beraat talebinde bulundu. Talebe ilişkin herhangi bir ara karar kurmayan mahkeme ise, iddialara ilişkin avukat Şahin’in savunmasına geçti.
‘SAVCI ALEYHE DELİL ÜRETTİ’
Hakkındaki iddiaları kabul etmeyen Şahin, davadaki suçlamaların kendi şahsıyla ilgili değil, savunma faaliyetiyle ilgili olduğunu söyledi. Amacın avukatların siyasi niteliği olan bu tür dosyalara girmesini engellemek ve benzer dosyaların avukatsız bırakılması olduğunu kaydeden Şahin, iddia makamının soruşturmada hem lehe hem de aleyhe olan delilleri toplamakla görevli olduğunu hatırlattı. Şahin, “Savcı hazine bulmuş gibi aleyhe delil üretmeye çalışmış, bir araştırma yapmamış” dedi.
Soruşturmaya yönelik eleştirilerini sürdüren Şahin’e bu esnada mahkeme başkanı biri 2019 diğeri ise 2013 yılında katıldığı eylemleri sordu. 2013’teki eylemin fuhuş ve uyuşturucuya karşı bir eylem olduğunu beirten Şahin, 2019’daki eylemin ise belediyelere kayyım atanmasına yönelik olduğunu, seçilmiş bir belediye başkanı yerine kayyım atanmasını protesto etmenin demokratik bir hak olduğunu dile getirdi.
AÇIK TANIK AKBIYIK’IN İDDİALARINA YANIT
Açık tanık Akbıyık’ın gözaltına alınan bazı kişilerin avukatlığını üstlendiği ve bu kişilerin serbest bırakıldıktan sonra örgüte katıldıkları yönündeki iddiaları da sorulan Şahin, söz konusu kişilerle ilişkisinin avukat müvekkil ilişkisi olduğunu söyleyerek, ekledi: “Bu kişilerin ifadelerine girip serbest bırakıldıktan sonra eğer iddia edildiği gibi örgüte katılmışlarsa bundan sorumlu tutulamam. Eğer sorumlu tutulacaksam o zaman onları serbest bırakan savcı da örgüte katılmalarından sorumludur.”
YARGILAMANIN DURDURULMASI TALEBİ
Daha sonra savunma yapan Şahin’in avukatı Baver Mızrak, yargılamanın müvekkilinin mesleki faaliyetleriyle ilgili olduğunu ve sadece “itirafçı tanık” Akbıyık’ın beyanlarında dayandığını, dosyanın başkaca yan delille desteklenmediğinin altını çizdi. Avukatlık Kanunun 58/1 maddesine göre avukatlık görevlerinden dolayı doğan suçların soruşturulmasının Adalet Bakanlığı iznine bağlı olduğunu vurgulayan Mızrak, dosyada Ceza Muhakemeleri Kanunun 223/9. Maddesi kapsamında yargılamanın durdurulması kararı verilerek, Adalet Bakanlığı’nın izninin beklenmesine karar verilmesini istedi.
Yargılamanın durdurulması talebiyle ilgili Yargıtay’ın iki kararını mahkemeye sunan Mızrak, mevcut soruşturmanın gerçeği ortaya çıkarma amacıyla değil, başta avukatlar olmak üzere kentteki tüm muhaliflerin açık tanık Akbıyık’ın beyanlarıyla illegalize edilmeye çalışıldığını söyledi. Soruşturmanın amaçlarından birinin de avukatları mesleklerini yapamaz hale getirmek ve yurttaşları savunmasız bırakmak olduğunun altını çizen Mızrak, “Soruşturma, kentte bulunan sivil toplum örgütlerinin insan ve toplumsal haklarına dair çalışmaları yürütemez hale getirilmeye çalışıldığı, insanların siyaset yapamaz hale getirilmeye çalışıldığı, bir siyasi partinin tüm faaliyetlerinin illegalize edilmeye çalışıldığı bir soruşturmadır” diye belirtti.
AKBIYIK’IN ANNE VE BABASI İFADE VERMİŞ
Savcının lehe ve aleyhe olan delilleri toplamakla yükümlü olduğunu dile getiren Mızrak, ancak dosyada lehe olan delillerin toplanmadığı gibi çarpıtıldığını söyledi. Bu çarpıtmalardan ilkinin Akbıyık ifadeleriyle 25 Nisan’da operasyon başlatıldığını ve insanların hala gözaltındayken Akbıyık’ın anne ve babasının bilgi sahipleri olarak ifadelerine başvurulduğunu dile getirerek, “Savcı TEM Şube’ye gelerek ifadeye katılıyor. İfadeler aynı ve saatler aynı. Bir savcı bilgi sahibinin ifadesine niye katılır?” diye sordu.
A.O.’nun örgüte katıldığı iddia edilen kızının kaybolduğunu belirttiğini ancak polisin “kızının örgüte katılmış olabileceğine” dair fezleke düzenlediğini dile getiren Mızrak, avukat huzurunda “Kızım kesinlikle örgüte katılmamıştır” şeklinde verilen ifadenin altını çizerek, dosyadaki çarpıtmalara dikkati çekti. Yine dosyadaki başka bir çarpıtmanın müvekkili ile Akbıyık arasında 20 telefon görüşmesi olduğu yönünde olduğunu söyleyen Mızraklı, müvekkiline polis ifadesinde Akbıyık’la 20 görüşmesi olduğu yönünde soru sorulduğunu ancak dosyadaki HTS kayıtlarında ise müvekkiliyle Akbıyık arasında tek bir görüşmenin olmadığının görüldüğünü dile getirdi.
Mızraklı, savunmasının devamında müvekkilinin beraatına karar verilmesini istedi. İddia makamı ise, dosyadaki eksikliklerin giderilmesini istedi.
ADLİ KONTROL TEDBİRİNE DEVAM KARARI
Savunmaların ardından mahkeme, Ümit Akbıyık ile G. Y. ve A. O.’nun bir sonraki duruşmada dinlenmesine, Şahin hakkındaki adli kontrol tedbirinin devamına karar vererek, duruşmayı 21 Mayıs’a erteledi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***