Kısa adı “DAVA” olan “Çeşitlilik ve Uyanış için Demokratik İttifak” adlı siyasi oluşum Almanya’da son günlerin tartışılan en önemli konularından biri haline geldi.
Alman medyası ile bazı siyasetçiler, partileşme yolunda ilerleyen oluşumun AK Parti’ye yakın olduğunu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu yolla başta Almanya olmak üzere Avrupa siyasetini etkileyebileceğini öne sürüyor.
İlk hedef AP seçimleri
“DAVA” ilk etapta, Haziran ayında yapılacak Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerine katılmayı planlıyor. Ana hedef ise 2025 Almanya Federal Meclis seçimlerinde oy pusulasında yer almak.
Partinin AP seçimlerine katılabilmesi için 18 Mart’a kadar 4 bin imza toplaması gerekiyor.
Oluşumun sözcüsü Teyfik Özcan, şu anda partileşme sürecinin sürdüğünü, ancak ileriye yönelik çok umutlu olduklarını belirterek, “Yerli Almanları dahil etmeden beş milyon potansiyel seçmenimiz var” dedi.
Almanya’da kendilerini etnik veya dini bir azınlığa mensup gören insanlar arasında potansiyellerini analiz ettiklerini de ifade eden Özcan, ülkede dışlanan, ayrımcılığa uğrayan, her alanda olumsuz etkilenen göçmen kökenlileri hedef seçmen olarak gördüklerini ve AP seçimleri için değişik etnik kökenden 15 aday çıkaracaklarını açıkladı.
Oluşumun AP seçimleri için liste başı adayı olacağı öğrenilen Fatih Zingal ise, “DAVA” girişiminin büyük ilgi gördüğünü öne sürerek, “Telefonlar susmuyor. Çok önde gelen destekçiler de dahil olmak üzere çok fazla destek alıyoruz” dedi.
“Mesut Özil DAVA’nın kampanya yüzü olacak” iddiası
AK Parti’ye yakınlığı ile bilinen “Uluslararası Demokratlar Birliği (UID)” örgütünde basın sözcülüğü yapan Zingal, seçimler için bir dönem Alman milli takımında ve daha sonra Fenerbahçe’de forma giyen Türk asıllı sporcu Mesut Özil’i kampanya yüzü olarak kazanmayı hedeflediklerini ima etti.
Bir Alman gazetesine konuşan Zingal, Özil’in Cumhurbaşkanı Erdoğan ile çektirdiği fotoğraf nedeniyle Alman milli takımından ayrılmak zorunda kalmasına göndermede bulunarak, “Özil ile DAVA’nın programının ne olduğunu açıkça görebilirsiniz; Alman toplumunda tanınıyorsunuz, milli takımın oyun kurucususunuz, mükemmel bir şekilde uyum gösteriyorsunuz. Ama bir günden diğerine dışlanıyorsunuz” şeklinde konuştu.
CSU: “DAVA engellensin”
Alman basınında çıkan ve oluşumu AK Parti ile ilişkilendiren eleştiri ve iddialara yönelik AK Parti’den herhangi bir açıklama gelmedi.
Alman basını “DAVA”dan bahsederken “Erdoğan’ın Partisi” ifadesini kullanıyor, nitekim Almanya İçişleri Bakanı Nancy Feaser “Almanya’daki bir seçimi dışarıdan etkilemeye yönelik hiçbir girişime müsamaha gösterilmeyecek” açıklamasında bulundu.
Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) Partisi Sözcüsü Alexander Dobrint bir adım daha ileri giderek, oluşumun seçimlere katılmasının engellenmesini istedi. Dobrindt, “Almanya’da açıkça yabancı çıkarlara hizmet eden partilerin kurulmasının engellenmesini veya seçimlere katılmalarının yasaklanmasını sağlamak Federal İçişleri Bakanı Faeser’in görevidir” diye konuştu.
Sosyal demokrat ve sol derneklerin çatı örgütü olarak bilinen Almanya Türk Toplumu (TGD) Federal Başkanı Aslıhan Yeşilkaya-Yurtbay ise, yeni siyasi oluşum konusunda daha soğukkanlı olunması çağrısında bulundu.
“DAVA Partisi ideolojik olarak Erdoğan’a yakın olsa bile, saf bir Erdoğan partisi olarak etiketlenmesi gerektiği anlamına gelmiyor” diyen başkan, ayrıca “Türk kökenli insanların doğrudan Erdoğan’ı desteklediğine ya da güvenlik riski oluşturduğuna inanmak da yanlıştır” şeklinde görüş belirtti.
Almanya’daki Türklerin çok büyük çoğunluğu daha önce kurulmuş olan Türk partileri ya da Türk kökenlilerin kurduğu çeşitli partilere ilgi göstermemişti.
Nitekim büyük çoğunluğu Türkler ve göçmenlerden oluşan Yenilik ve Adalet İçin Birlik (BİG) adlı parti, son meclis seçiminde sadece yüzde 0,2 oy oranında oy alabilmişti.