İstanbul Büyükdere’de bulunan Latin Katolik Santa Maria (Aziz Meryem) kilisesine yönelik saldırıyı gerçekleştirdikleri iddiasıyla gözaltına alınan Tacikistan uyruklu A.K. ile Rusya uyruklu D.T.’nin İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ndeki sorgusu sürüyor.
Saldırganların IŞİD üyesi olduğunu belirten İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya saldırı sonrası 30 ayrı adrese düzenlenen baskınlarda 47 kişinin gözaltına aldığını açıkladı. İşlemleri devam eden şüphelilerin ifadeleri alınıyor.
Haziran ayından bu yana 529 IŞİD şüphelisi tutuklandı
İçişleri Bakanı Yerlikaya son sekiz ayda IŞİD’e yönelik 1046 operasyonda 2 bin 88 kişinin gözaltına alındığını, 529 şüphelinin tutuklandığını, 404’ünün ise adli kontrol kararıyla serbest bırakıldığını ifade etti.
Dünkü saldırıda hayatını kaybeden Tuncer Cihan bugün Nurtepe Cemevi’nde düzenlenen törenden sonra defnedilirken acılı aileye taziyelerini sunan İstanbul Latin Katolik Kilisesi Ruhani Başkanı Massimilano Palinuro, saldırganların kurşunlarına hedef olan 52 yaşındaki Türk vatandaşının cemaati kurtardığını söyledi.
Türkiye Katolikleri’nin ruhani lideri: “Cemaat ve kiliselerimiz için daha fazla güvenliğin sağlanmasını talep ediyoruz”
Türkiye Katolik Ruhani Reisler Kurulu Başkanı ve İzmir Metropolitan Başepiskoposu Martin Kmetec ise saldırıda sorumluluğu bulunan herkesin bulunması konusunda Türk devletine güvendiğini söyledi.
Türkiye Katolik Ruhani Reisler Kurulu Başkanı, “İki saldırganın bu kutsal mekânda, masum bir insanı öldürdüğü olay karşısında şok olmuş durumdayız. İnsanlığa karşı işlenen bu şiddet eylemini kesin bir şekilde kınıyoruz. Türk devletinin güvenlik güçlerinin, suçu işleyen sorumluları bulacağına ve adaletin yerini bulacağına inanıyoruz” dedi.
Martin Kmetec, “Gerçeğin ortaya çıkarılmasını, cemaatlerimiz ve kiliselerimiz için daha fazla güvenliğin sağlanmasını ısrarla talep ediyoruz. Herkese nefret kültürünü ve dini ayrımcılığı yaymamaları için yalvarıyoruz” ifadelerini kullandı.
Kilise Perşembe günü yeniden açılacak
Saldırı sonrası kapatılan Santa Maria kilisesi, 1 Şubat Perşembe günü yapılacak kutsama ayininden sonra yeniden ibadete açılacak.
Ayine saldırı sonrası “Korku hâkim kılınarak toplumsal barış engellenemeyecek” açıklamasında bulunan Fener Rum Patriği Bartholomeos ile birlikte Türkiye Ermenileri Patriği Sahag Maşalyan, Türkiye Hahambaşı İsak Haleva ve Süryani Cemaati Patrik Vekili Yusuf Çetin’in de aralarında bulunduğu dini liderlerin katılması bekleniyor.
Güvenlik kaynakları, 29 Aralık’ta MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün ortak çalışması sonucu, Türkiye’deki sinagog ve kiliselere saldırı gerçekleştirmek üzere hazırlık yapan 3’ü IŞİD üyesi toplam 32 şüphelinin yakalandığını duyurmuştu.
Dr. Güçlüer: “Büyük bir katliam yapmak istiyorlardı”
İstanbul’da özellikle son bir ayda güvenlik önlemleri arttırıldı. Peki bunca önlem varken bu saldırı nasıl gerçekleşme zemini buldu?
Altınbaş Üniversitesi öğretim üyesi ve Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) Yönetim Kurulu üyesi Eray Güçlüer, bu saldırı dışındaki birçok başka saldırının güvenlik güçlerince daha planlama aşamasında engellendiği görüşünü dile getirdi.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Dr. Güçlüer, “Türkiye’nin operasyonel ve istihbarat baskısını bu eylemde de gördük. Büyük bir katliam yapmak istiyorlardı. Ama Türkiye’nin operasyonel ve istihbarat kabiliyeti buna izin vermedi” ifadelerini kullandı.
Kiliseye yönelik saldırı anının görüntülerine ilişkin değerlendirmesini de paylaşan Güçlüer, “Görüntülerden saldırganların daha önce kilisede hiç keşif yapmadıkları, Ortadoğu’dan kaçak olarak girmiş ya da el yapımı silahlarının tutukluk yaptığını anlıyoruz” dedi.
2017’de İstanbul’daki gece klübü Reina’ya yönelik IŞİD’in üstlendiği saldırıya atıfta bulunan Güçlüer, bu son kilise saldırısında saldırganların o kadar profesyonel olmadıkları görüşünü dile getirdi.
Eray Güçlüer de bu işin arkasında İçişleri Bakanı’nın işaret ettiği gibi IŞİD’in olduğu kanısında.
Saldırının “organize bir hareket” olduğunu savunan Güçlüer, Tacikistan’ın kuzeyindeki Fegana Vadisi’nde IŞİD’in yapılandığı bilgisini paylaşarak, saldırıyı gerçekleştirenlerin oradan gelen “karanlık ya da uyuyan hücre” olabilecekleri görüşünde.