Başta uluslararası suçlular olmak üzere çok sayıda yabancının Türk vatandaşlığını “satın alması”, dünyanın da dikkatini çekti. İtalyan bir gazeteci, dünyada “para karşılığı verilen” vatandaşlıkları araştırdı. Bulduğu sonuca göre dünyada parayla vatandaşlık satışının yarısından fazlasını Türkiye yaptı.
Dünya genelinde vatandaşlık endüstrisini inceleyen İtalyan gazeteci Marco D’Eramo, Türkiye’nin dünyadaki vatandaşlık alıcılarının yarısından fazlasını ağırladığına dikkat çekti.
İtalyan gazeteci ve sosyolog Marco D’Eramo, New Left Review’un Sidecar blogunda ‘Vatandaşlık Satışı’ başlıklı bir makale yayımladı. Makalesinde, Türkiye’nin bugün dünyadaki vatandaşlık alıcılarının yarısından fazlasını ağırladığına dikkat çekti.
Artık dünya çapında bir “vatandaşlık endüstrisi” olduğuna dikkat çeken İtalyan gazeteci, kişinin kendisi ile ailesi için vatandaşlığın bedelinin birkaç yüz bin dolardan birkaç milyon dolara kadar değiştiğini belirtti.
Artı Gerçek sitesinin aktardığına göre İtalyan gazeteci, “Neden vatandaşlık satın almak gerekiyor? İnsan başka bir uyruğa göz dikiyor, çünkü tüm vatandaşlar eşit değil. Hayatlarımız ‘doğuş piyangosuna’ bağlı. Surak’ın bize hatırlattığı gibi, Burundi’de doğduysanız, yılda 300 dolarla ortalama 57 yıl yaşamayı umabilirsiniz; Finlandiya’da doğduysanız bu rakam 42 bin dolar ve 80 yaştır. Bugün gördüğümüz büyük göçler bu sınırsız jeopolitik eşitsizliğe bağlı” diye kaydetti.
TÜRKİYE GÖÇMENLER İÇİN AB’DEN YILDA 6 MİLYAR EURO ALIYOR
Marco D’Eramo, “Sınırlar bu uçurumun devam etmesine hizmet ediyor: Türkiye Suriyeli, Afgan ve diğer sığınmacıların AB’ye girmesini engellemek için Brüksel’den yılda 6 milyar euro alıyor. Bu yıl itibarıyla Tunus, Sahra altı göçü durdurmak için 1,1 milyar euro alıyor. Küçük Nauru cumhuriyeti (12 bin 600 nüfusa sahip 21 kilometrekarelik bir ada), son 10 yılda Avustralya tarafından reddedilen sığınmacıların başvurularını alarak GSYİH’sinin yarısını elde etti” diye kaydetti.
“Diğer bir yol da, üst düzey devletlere girmenize ve orada ikamet etmenize olanak tanıyan daha düşük dereceli bir vatandaşlık satın almak” diyerek AB veya Japonya pasaportuna sahip olanların 191, ABD pasaportuna sahip olanların 180, Türkiye pasaportuna sahip olanların 110 ülkeye serbestçe girebildiğini aktaran D’Eramo, göçmenlerin katılmayı umdukları devlette yaşamaları gerektiğini, vatandaşlık satın alanların ise orada yalnızca paralarını tutmaları gerektiğine dikkat çekti.
VATANDAŞLIK SATIŞI 1980’LERDE KARAYİP MİKRO DEVLETLERİYLE BAŞLADI
Vatandaşlık ticaretinden ilk yararlananların 1980’lerden itibaren Caricom ülkeleri, yani toplam nüfusları 18.5 milyon olan 15 Karayip mikro devleti olduğunu belirten D’Eramo, pasaportun arzu edilirliğinin sağladığı hareketliliğe bağlı olduğunu, bu anlamda vatandaşlığın ikametten fark gösterdiğini, yatırım karşılığında oturma izni sunan ancak vatandaşlık teklif etmeyen (Portekiz, İspanya, Avustralya ve ABD dahil) yaklaşık 50 ülke bulunduğunu sıraladı.
Akdeniz’de vatandaşlığın ana satıcılarının, tarihleriyle ilgili nedenlerden dolayı Malta ve Kıbrıs olduğunu, bunun Malta örneğinde İngilizce dili, konumu ve AB üyeliğinden, Kıbrıs örneğinde hem AB’de olma avantajı hem de Soğuk Savaş’ta Bağlantısızların bir parçası ve güçlü bir komünist partisine sahip olmasından kaynaklandığını anlatan İtalyan gazeteci, Güney Kıbrıs’la ilgili “SSCB çöktüğünde, pek çoğu hukuk ve finans alanında çalışan ve Moskova ile güçlü bağları olan, Rusça konuşan profesyonellerden oluşan büyük bir nüfus hâlâ mevcuttu. Yakınlığı, güneş ışığı ve Avrupa’ya erişimi nedeniyle çok geçmeden Rusların favori destinasyonu haline geldi” bilgisini verdi.
YENİ SIĞINAK ARAYAN RUSLAR TÜRKİYE’Yİ BULDU
Ancak AB’nin baskısıyla Güney Kıbrıs’ın para karşılığı vatandaşlık satma politikasından vazgeçmek zorunda kaldığını belirtip “Ruslar yeni bir sığınak aramak zorunda kaldı” diyerek şöyle devam etti: “Vatandaşlık satıcıları arasında alışılmadık bir aday olan Türkiye’yi buldular. Türkiye, 80 milyonluk nüfusu ve güçlü ordusuyla dünyanın en güçlü 20 ekonomisinden biri. Ancak bugün dünyadaki vatandaşlık alıcılarının yarısından fazlasını ağırlıyor.”
“AB üyesi olmayabilir ama başka avantajları var. Karayip mikro devletleri, Vanuatu ve hatta Malta’dan farklı olarak İstanbul, varlıklı bir göçmen için son derece yaşanabilir bir metropol.”
“İlk başta en çok başvuru Irak, Afganistan, Filistin ve Mısır’dan geliyordu. Daha sonra Dubai’nin yabancı sakinleri devreye girdi. Kovid-19 ve ardından Avrupa’daki savaşla birlikte Ukraynalılar ve Pakistanlılar da saflara katıldı. Varlıklı İranlılar için Türkiye, komşu ülke olması ve İranlıların vizesiz girebileceği az sayıdaki ülkeden biri olmasının yanısıra Türk lirasının (son iki yılda) keskin devalüasyona uğraması nedeniyle de özel bir çekiciliğe sahip.”
‘İRANLILAR YILDA ORTALAMA 10 BİN KONUT SATIN ALIYOR’
“İranlılar, Türkiye’de gayrimenkul satın alırken kendi devalüasyonları ve enflasyonları nedeniyle diğer yerlere göre daha az zorlanıyor. Halihazırda yılda ortalama 10 bin konut satın alıyorlar. Bunlar karlı varlıklar, çünkü tüm Akdeniz kıyılarında olduğu gibi İstanbul’da da konut fiyatları artıyor. Vatandaşlık başvuruları yapan bir ajansın belirttiği gibi, ‘Türkiye’yi bir ev, sigorta ve yatırım olarak düşünebilirsiniz’.”
“Vatandaşlık bu şekilde finansallaştı, yapılandırılmış yatırım araçlarına benzer bir ürüne dönüştü” saptamasını yapan D’Eramo, dünya çapındaki göçmen akışıyla (sayıları yaklaşık 200 milyon) kıyaslandığında, yatırım yoluyla vatandaşlığa kabullerin (yılda yaklaşık 50 bin) çok daha az sayıda olduğunu, ama vatandaşlık hakkında tahmin edebileceğimizden daha fazlasını ortaya koyduğunu belirtti.
TÜRKİYE 400 BİN DOLARA VATANDAŞLIK SATIYOR
Interpol kırmızı bülteniyle aranan mafya liderlerine, uyuşturucu baronlarına vatandaşlık vermesiyle gündem olan Türkiye’de Mayıs 2022’de yürürlüğe giren Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile gayrimenkul alımıyla vatandaşlık hakkı kazanmada sınır 250 bin dolardan 400 bin dolara çıkarıldı. Aralık 2023’te AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan değişiklikle Türkiye vatandaşlığı yönetmeliğindeki ‘döviz tutarındaki taşınmazı’ ibaresi, “döviz tutarındaki kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulmuş ya da üzerinde yapı bulunan arsa vasıflı taşınmazı” olarak değiştirildi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***