HABER MERKEZİ – Gebze Cezaevi’nde tutulan siyasi kadın tutsaklar, “İmralı tecridi sürdükçe ülkemiz ve halklarımız demokrasi, barış insan hak ve özgürlüklerinden tecrit edilecektir” diyerek, dönüşümlü açlık grevi eylemine dahil olduklarını duyurdu.
İmralı Ada Hapishanesinde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmeyerek tecrit uygulanması üzerine, “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” kampanyası kapsamında cezaevlerinde başlatılan dönüşümlü açlık grevi eylemine Gebze Cezaevi’nde kalan siyasi kadın tutsaklar da dâhil oldu.
10’uncu gününde devam edem eyleme katılan kadın tutsaklar, kamuoyuna mesaj gönderdi.
100. yılını kuruluş yılını kutlayan Türkiye Cumhuriyeti’ni, Anadolu ve Mezopotamya’nın kadim hakları omuz omuza direnerek, büyük bedeller vererek kurduğunu belirtilen mesajda, “Ancak dönemin iç ve dış hegemonik güçleri bu genç cumhuriyeti dışa bağımlı hale getirerek ulus-devlet paradigmasının tekçi-milliyetçi zihniyetiyle boğmuş, ülkemizi haklar ve haklar mahpushanesine çevirmişlerdir. Batılı kapitalist güçler Ortadoğu’ya hâkim olabilmek için ı-TC’ni kendilerine bağlı halde tutmayı zorunlu gördüler. Bunun için Cumhuriyetin kurucu üyesi Kürt Halkının asimilasyonu, parçalanması ve sömürülmesinin izin belgesi olan Lozan Antlaşmasıyla T.C’ne yüzyıla mal olacak Kürt sorunu hediye etti” ifadeleri yer aldı
Yine Cumhuriyetin kurucu halklarının, yurtsever, devrimci, çevre dostu, anti-kapitalist, anti-emperyalist, gerçek Müslüman, aydın evlatlarının cumhuriyeti, demokrasi ve insan haklarına duyarlı hale getirebilmek için bir asırdır ağır bedellere mal olan bir direniş içinde olduğu belirtilerek, “Bu ülkenin evlatlarından biri de Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’dır” denildi.
‘BU GÖREV HEPİMİZİN’
Öcalan’ın 25 yıldır İmralı Yüksek Güvenlikli Hapishanesinde maruz kaldığı mutlak tecride karşı olağan üstü büyüklükte bir direniş sergilediği ifade edilen mesajın devamında şunlar kaydedildi: “Sayın Öcalan bugün tüm dünyayı ayağa kaldıran İsrail-Filistin savaşında da görülen trajedilere son verilmesi, Ortadoğu halklarının barış-kardeşlik içinde yaşama projesi olan ‘Ortadoğu Halklar Birliği’nin kurulması için 25 yıldır İmralı’da barış projeleri, yol haritaları, öneriler hazırlayarak, Türkiye ve dünya ilerici kamuoyuna sunmakta, büyük bir barış mücadelesi vermektedir. 25 yıl önce Sayın Öcalan’ı uluslararası komployla tecrit altına alan ve ‘İmralı Tecrit Sistemini’ inşa eden uluslararası güçler, Ortadoğu ve Türkiye’yi halklar arenası halinde tutabilmek için Sayın Öcalan’ı etkisizleştirmek istediler. Kurdukları İmralı İşkence Sistemi’nin bekçiliğini ise T.C devletine vermişlerdir. Bu ağır tecrit tüm ülkeye, halklarımızın barış ve demokrasi özlemine uygulanan bir tecrittir. T.C’nin çözümsüzlüğe mahkûm eden temel sorunu olan Kürt sorunun dolayısıyla Ortadoğu sorununun çözülmemesi için sürekli canlı tutulan bir siyasi projedir. T.C ve uluslararası hukukun mevcut yetersiz yasalarında dahi aykırı en temel insan ve hak hukukuna aykırı insanlık suçu bu tecrit sistemini sürdürenler, bu tecridi kuranlardır da.
Bu tecrit devam ettikçe oluşturulacak hiçbir anayasa demokratik olmayacak, T.C’nin ikinci yüzyılı da girdiği bu aylarda Türkiye’nin demokratikleşmesi Kürt sorunun demokratik barışçıl çözümü için İmralı’daki ağır tecridin kaldırılması amacıyla tüm insanlığın üzerine düşen görevi acilen sahiplenmeye çağırıyoruz. Bu görev hepimizindir.
‘AMACINA ULAŞACAĞINA İNANIYORUZ’
Bizler Gebze Zindanında tutulan kadın tutsaklar olarak, siz değerli yurtsever, devrimci-demokrat halkımızın dışarda başlattığı ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm’ hamlesini kutluyor, hamlenin mutlaka amacına ulaşacağına inanıyor ve hamleyi desteklemek amacıyla süreli dönüşümlü açlık grevi eylemimizi başlatıyoruz.
İmralı tecridi sürdükçe ülkemiz ve halklarımız demokrasi, barış insan hak ve özgürlüklerinden tecrit edilecektir. İmralı tecridi sürdükçe Türkiye’de, Ortadoğu’da tecrit sürecektir. Tecride son! Yaşasın halklarımızın barış demokrasi ve özgürlük mücadelesi!”
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***