(Serbest Görüş) – ASLI GÜNEY
Türkiye’de son dönemde kurumlar arasında ciddi iletişim sorunları yaşanıyor. Bundan dolayı kurumsal sorunlar bazı istenmeyen olayları da beraberinde getiriyor. Bunun son örneği Ankara’da yaşandı. Türkiye’deki kaynaklarımdan aldığım bilgiler ise üst düzey bir bürokratın serinkanlılığı ve beyefendiliğinin büyük bir sorunu başlamadan bitirdiğini gösteriyor.
Kaynaklardan alınan bilgilere göre; Hakimler ve Savcılar Kurulu’nda (HSK) görevli Hâkim E.Ş.’nin kullandığı araç geçtiğimiz ay Ankara’da bir trafik kazasına karıştı. HSK üyesi E.Ş., trafik ışığından beklerken, önündeki araca hafifçe arkadan çarptı. Ancak ön araçtaki şahıs, aracından inerek arkasındaki aracın kullanıcısına tepki gösterdi. Hatta aracın camlarına vurmaya başladı. Ancak E.Ş., soğukkanlılığını koruyarak, aracından aşağı inmedi. Hatta araç sahibine hasarın tarafınca karşılanacağını, gerekli tutanakların tutularak olay yerinden ayrılmak istediğini söyledi. Ancak araç sahibi HSK üyesine tepkisini göstermeye devam etti. Bunun üzerine Hâkim E.Ş., 155’i arayarak polisi olay yerine davet etti.
Yaklaşık 10 dakika sonra polis ekipleri olay yerine geldi. Bu esnada E.Ş., işlem yapmak isteyen polislere de HSK üyesi olduğunu, kusurun da kendisinde olduğunu dile getirdi. Ancak trafik polisi, “HSK ne demek ben bilmiyorum. Ben kazayla ilgili işlem yapacağım” diyerek Hâkim E.Ş.’ye tepki gösterdi. Kaynaklar, HSK üyesi E.Ş.’nin kaza sonrasında ve polis ekipleri geldikten sonra kurumsal üstünlüğünü hiç kullanmadığına dikkat çekiyor. Trafik ekiplerinin işlemlerini bitirmesinden sonra da olay yerinden sessizce ayrıldığına dikkat çekiyor.
Kaynaklar, HSK üyesi E.Ş’yi en fazla kızdıran ise polis memurunun, “Ben HSK ne demek bilmiyorum. Çok da umurumda değil” açıklaması olduğunu dile getiriyor. Bunun üzerine de bir gün sonra koruması ve şoförünü çağırarak bu yaşadığı kırgınlığı dile getirdiği aktarılıyor. Ardından da bir gün sonra kazayla ilgili işlem yapan polis memuru, koruması tarafından kuruma davet ediliyor. Trafik polisi karşısında Hâkim E.Ş.’yi görünce şaşırıyor. Yaşanan konuşmadan dolayı özür diliyor. E.Ş.’de polis memuruna dönerek, “Burası bilmediğin kurum HSK. Ben de HSK üyesi E.Ş.’yim diyor.” diyor. Polis memuru yaşanan tatsızlıktan dolayı tekrardan özür diliyor ve kurumdan ayrılıyor.
Kaynaklar, HSK üyesi E.Ş.’nin sosyal hayatta kesinlikle çalıştığı kurumdaki statüsünü kullanmadığının altını çiziyor. Mesai saatleri dışında koruması ve şoförünü yanına almadığını aktaran kaynaklar, yaşanan kazadaki tatsızlığın da bundan çıktığının altını çiziyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***