Halkların Demokrasi ve Eşitlik Partisi(HEDEP) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, HEDEP TBMM Grup Toplantısı’nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Bakırhan, ekonomik krize ve faiz politikasına dikkat çekerek, Erdoğan’ın “Ben ekonomistim” sözüne karşılık olarak, “Eğer gerçekten o ekonomistse bu ülkede kıt kanaat yaşamın sürdüren yurttaşların tamamına Nobel Ekonomi Ödülü verilmesi gerekiyor” dedi.
Tuncer Bakırhan’ın sözleri şöyle:
“Bir manzarada Serhat’ta olduğu gibi yol yok, su yok, alt yapı yok, sağlık yok. Ciddi bir alt yapı sorunu var. İşsizlik var, hizmete ulaşamayan milyonlar var. İlaca erişemediği için tedavi olamayan insanlar var. Temel besin maddelerini karşılayamayan ve çocukları açlık ve yoksulluktan hastalanan insanlar var. Ay sonunu getiremediği için kredi kartı ve taksitle çocuklarına mama almak zorunda kalan insanlar var. Burada durum bu iken İsrail’e terör devleti diyenlerin çocukları maşallah vızır vızır ticaret yapmaya, servetlerine servet katmaya devam ediyorlar. Bu manzarada iflas bayrağını çeken 126 bin esnaf var. Bu manzarada 20 milyon icralık dosya var. Şehirlerarası ulaşım yapamayan emekliler var. Bu manzarada akbilini dolduramayan öğrenciler var, ulaşıma erişemeyen öğrenciler var.
‘NOBEL EKONOMİ ÖDÜLÜ VERİLMESİ GEREKİYOR’
Diğer Türkiye manzarasını zaten hep birlikte görüyorsunuz; günde 15 milyon lira saraya harcanan lüks ve şatafat içinde yaşayan saray sevdalıları var. Tek ihaleye ihya olan müteahhitler var. Faiz ve savaş baronları var. Hayali fonlarla zengin olan yandaş müteahhitler var. Yine komisyon görüşmeleri biten 2024 yılı bütçesi bu iki Türkiye manzarasının vesikasıdır. Değerli halkımız evet bu bütçede kimlere kaynak ayrılıyor? Kendi ideolojisini topluma yaymak isteyen Diyanet İşleri Başkanlığına 91 milyon bütçe ayrılıyor. Garanti ödemeler adı altında milyonları cebe indiren yandaşlar var. Türkiye’nin temel sorunlarını derinleştirerek 40 milyar doları kasasına indiren savaş baronları var. Şirketlerden alınması gereken 2 trilyondan vazgeçerek sermayeyi sevindiren bir iktidar var. Bu bütçe kaynakları doğru kullanılırsa savaş baronları yerine emeklilere 5 bin TL değil 80 bin TL ikramiye verebiliriz. Engelli istihdamını yüzde 3’lerden yüzde 6’lara çıkarabiliriz. 20 bin engelli yurttaşımızı hemen işe alabiliriz. Depremden en çok etkilenen okul ve hastaneleri depreme dayanaklı hale getirebiliriz. Evet hatırlarsanız, birisi ‘faiz sebep enflasyon sonuç’ demişti. Hatta faize ilişkin ‘nas neyi gerektiriyorsa onu yapacağız’ demişti. Fakat ne ekonomist olması ne de dini referansları Türkiye ekonomisini iflasa götürmekten kurtaramadı. Türkiye ekonomisi iflas ederken faiz lobileri gülmeye devam ediyor. 2024 bütçesinin en önemli kalemlerinden birisi de faize faiz lobilerine ödenecek paradır. 1 trilyon 254 milyar lira yeni bütçede faiz ve lobilerine ayrıldığını belirtmek istiyorum. Evet ben ekonomistim diyen Erdoğan yine yanıldı. Eğer gerçekten o ekonomistse bu ülkede kıt kanaat yaşamın sürdüren yurttaşların tamamına Nobel Ekonomi Ödülü verilmesi gerekiyor.
‘ASGARİ ÜCRET 25 BİN TL OLSUN’
Asgari ücret çalışmalarının yapılacağı bir döneme girdik. 1 Aralık’ta asgari ücret komisyonu toplanacak biz de asgari ücret konusunda bir çalışma yürüttük. HEDEP olarak diyoruz ki asgari ücret 25 bin TL olmalı. Yine yoksulluk sınırının yarısı olarak olmalı. Asgari ücretin her ay yoksulluk sınırına göre düzenlenmesini istiyoruz. Gelin hep birlikte bu kanun teklifimizi bugün meclisten geçirelim bunu hem sokakta hem de mecliste destekleyelim.
‘DEMOKRASİ SINAVINI BAŞARIYLA TAMAMLAYACAĞIMIZDAN KİMSENİN KUŞKUSU OLMASIN’
Bakırhan, partisinin yerel seçim çalışması içinse şunları söyledi:
“Uzun süredir yerel seçimlere yönelik çalışma içindeyiz. Bütün hazırlıklarımızı tamamladık. Artık yola koyulma ve başarma zamanıdır. Aday başvurularına başladık. Bu başvuruların yegâne mercii halkımız olacaktır. Halkımız kimi işaret ederse adaylarımız onlar olacaktır. Adaylarımızı demokratik ve katılımcı bir yöntemle kentin uzlaşısıyla belirleyeceğiz. Halklarımız, üyelerimiz, STK örgütlü toplumsal muhalefetin en geniş katılımıyla adaylarımızı belirleyeceğiz. Kent uzlaşısını sağlamak için yerel eğilimlere de başvuracağız. Demokrasi sınavını başarıyla tamamlayacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın. Kentlerimizi hep birlikte yönetme iddiasındayız, kendisine güvenen halkın sorunlarını dert edinen, bireysel çıkarlarından önce halkın özgürlük taleplerini ve çıkarlarını önceleyen herkesi aday adaylığı için başvuru yapmaya çağırıyoruz.”
‘HEDEP KISALTMASININ KABUL EDİLMEMESİNE CEVAP’
Eş Genel Başkan Bakırhan, partisinin kısaltması HEDEP’in, geçmişte var olan ve kapatılan HADEP’i çağrıştırdığı için kapatılmasına yanıt verdi.
Bakırhan, Refah Partisi ve Yeniden Refah Partisi benzerliğine dikkat çekerek şunları söyledi:
Değerli halkımız seçim öncesi yapılan bir protokol yayınlandı. Siz de izlediniz Özdağ’ın paylaştığı belge 100 yıl ret ve inkar politikalarının aynı zamanda vesikasıdır. Biz halklarımıza inkar ve imha dayatan bu güncel kağıt parçasını kabul etmediğimizi huzurlarınızda dile getirmek istiyoruz. Bu protokol bir utanç kaydı olarak tarihe not düşecektir. Ancak ne halkta karşılığı var ne de gerçekle bir bağı bulunmaktadır. Bu kirli ve ırkçı kağıt parçası bir paçavra olarak gördüğünüzü siz değerli halklarımızla paylaşmak istiyoruz. Bu aynı zamanda çökertme planının bir parçasıdır. Sizin gizli bir protokol yapmaya ihtiyacınız yok zaten AKP-MHP iktidarı aleni bir şekilde bu inkar ve imha politikalarını yürütüyor. HEDEP oldukça ırkçı hayaller gerçek olmayacaktır. HEDEP oldukça Kürtler, Aleviler, emekçiler ve kadınların dışlandığı yeni bir yüzyıl olmayacaktır. Gün geçmiyor ki iktidar yargısı ve ortakları partimize kumpas kurmasınlar. 11 parti kapatıldı, davalar açıldı, yerine yenilerini kurduk. Biz büyüdükçe iktidar korkuyor. Hiçbir şey bulamadılar bu sefer de tam yerel seçime gideceğimiz bir süreçte bizi uğraştırmak için HEDEP’in ismine kafayı taktılar. Çünkü kafaları hukuksuzluktan ve adaletsizlikten başka bir şeye çalışmıyor. Neymiş efendim HEDEP ismi HADEP’e benziyormuş. Tebrik ediyorum. Şapkadan tavşan çıkarmışlar. Türkiye’de ilk defa mı bir partinin adı ya da kısaltması kapatılmış bir siyasi partiye benziyor?İşte seçimlerde ittifak yaptığınız Yeniden Refah Partisi’nin adı Refah Partisi’ne benzemiyor mu? Kaldı ki amblemi de neredeyse aynı olan bir parti. Buna benzer onlarca parti olmasına rağmen yargını uğraştığı tek parti biz olduğumuz için bizden başkasını görmüyor. Biz onun ayrımcılığını onun özellikle Kürtlere ve partimize dönük düşmanca tavrını görüyoruz. Kimi aklıyla vezir oluyor, kimisi var aklıyla rezil oluyor. İşte bunlar da aklıyla rezil olanlardır. Biz bunu böyle göreceğiz ve görmeye devam edeceğiz. Şunu bir türlü anlamadılar. Biz ne zaman bir binadan bir tabeladan üç harften ibaret olduk.
Kaynak: Gerçek Gündem
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***