Kazakistan’ın başkenti Astana’da düzenlenen 10. Türk Devletleri Teşkilatı toplantısına katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye dönüşünde uçakta açıklamalarda bulundu
Erdoğan’ın açıklamaları, 6 Ekim’den beri devam eden Hamas-İsrail savaşı, Gazze’nin aralıksız bombalanması ve olası ateşkes süreci ile ilgiliydi.
Türkiye’nin en başından beri ateşkes için tüm taraflarla temas halinde olduğunu belirten Cumhurbaşkanı, bu ay içerisinde önce Özbekistan ziyareti, ardından Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da yapılacak İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi, ay sonunda İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin Ankara ziyareti ile Türkiye’nin çabalarını daha da arttıracağını söyledi.
Erdoğan’ın “garantörlük” iddiası devam ediyor; askeri oluşumlar hakkında yorum yapmadı
Gazze’nin 1967 sınırlarında, coğrafi bütünlüğe sahip, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız Filistin devletinin ayrılmaz bir parçası olarak, huzurlu bir bölge olması için uğraştıklarının altını çizen Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin ateşkes sonrası kurulması muhtemel Filistin-İsrail barış masasında garantör olma talebini yineledi.
Cumhurbaşkanı, “Uluslararası barış gücü gibi konular gündeme geldiğinde Türkiye, bu tarz askeri oluşumların içerisinde yer alır mı?” şeklindeki soruya “Biz bölgeye huzuru ve barışı getirecek formülleri destekleriz. Filistinlilerin yaşamlarını daha da karartacak, onları tarih sahnesinden aşama aşama silecek planların ise destekçisi olmayız” dese de askeri seçenekle ilgili net bir ifade de bulunmadı.
Erdoğan: “MİT Başkanımız İsrail tarafıyla da Filistin ve Hamas’la da görüşüyor”
Gazze’de yaşananların bir numaralı sorumlusu olarak İsrail Başbakanı Benyamin Netenyahu’yu gösteren Erdoğan, 7 Ekim öncesinde yıl sonuna kadar Türkiye’yi ziyaret etmesi beklenen İsrailli muhatabıyla hiçbir teması olmadığını belirtti.
Cumhurbaşkanı, “MİT Başkanımız İbrahim Kalın, İsrail tarafıyla görüşüyor. Tabii ki Filistin’le ve Hamas’la da görüşüyor. Netanyahu hiçbir şekilde bizim için muhatap alınabilir biri değil artık. Onu, sildik attık. Bu konudaki kararı İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nde yapacağımız görüşmelerle vereceğim. Oradaki havayı bir görelim. Ama bunun dışında bağları tamamen koparmak, hele hele uluslararası diplomaside öyle bir şey olmaz. Onun için gerek Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, gerek Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın ve gerek diğer bakan arkadaşlarımla, diplomasinin bütün imkanlarını kullanıyoruz ve buna devam edeceğiz. Bizim temel amacımız İsrail-Filistin meselesinde nihai barışı tesis edebilmek” dedi.
“(Netenyahu) Tevrat’tan alıntı yaparak katliamlara destek bulmak istiyor; İsrail yönetimi sistematik olarak Filistinlilerin yaşam alanlarını gasp etmektedir”
Erdoğan, 7 Ekim’den bu yana “Bu savaş, aydınlığın çocukları ile karanlığın çocukları arasındadır” gibi Musevilerin kutsal kitabı Tevrat’tan alıntılar yapan Netenyahu’nun sahih kutsal kitabı temel almadığını savundu:
Erdoğan, “On Emir’deki sayılanlar ile İsrail’in yaptıklarının alakası var mı? On Emir’den biri ‘öldürmeyeceksin’ demiyor mu? Ancak o çocukları öldürüyor. Senin yaptığının ne İncil’le ne Tevrat’la alakası var. Netanyahu, İsrail halkının da tepkisini çeken, vatandaşlarının desteğini yitirmiş biri. Tevrat’tan alıntı yaparak, dini terimler kullanarak yaptıkları katliamlara destek bulmak istiyor. Bu kişinin yaptığı, tamamen halkla ilişkiler çalışması, popülist bir yaklaşım. İsrail yönetimi sistematik olarak Filistinlilerin evlerini, sokaklarını, iş yerlerini, yaşam alanlarını gasp etmektedir. Adına yerleşimci denilen işgalcileri, Filistinlilerin yuvalarına yerleştirme yöntemi ile işgal yaygınlaştırılmıştır. Mazlumların sesine kulak veren milyonların haykırışları, İsrail’i pes ettirecektir” ifadelerini kullandı.
“Batılı devletler Gazze katliamındaki tutumlarının utancının altında ezileceklerdir”
Yaşanan gelişmelerin süreci İsrail’in aleyhine çevirdiği halde başta Amerika olmak üzere Batılı ülkelerin, bu ülkenin yanında olmaya devam ettiğini vurgulayan Erdoğan, “İsrail ile kucaklaşma yarışına giriyorlar” dediği Batılı ülkeleri yerden yere vurdu.
Erdoğan, “Vicdanlarını hapsettikleri zindanlar yarın onlar için utanç duvarları olacaktır. Daha önce göz yumdukları katliamlar hatırlatılınca boyun büken Batılı devletler, Gazze katliamındaki tutumlarının utancının altında ezileceklerdir. Avrupa Birliği zaten bu dönem içerisinde çok garip, tutarsız rol oynadı. Ne İngiltere’si, ne Almanya’sı, ne İtalya’sı, ne Fransa’sı, hiçbiri bu dönem içerisinde maalesef adil bir yaklaşım sergilemedi. Hastaneler vurulurken, mülteci kamplarında siviller öldürülürken, İsrail ibadethanelere, okullara, pazar yerlerine ölüm kusarken nerede olduklarını izah etmek durumundalar” diye konuştu.
Erdoğan’dan AB’ye diyet borcu suçlaması: “Holokost var ya”
“Hamas’sız bir barış konferansı planlayan Avrupa Birliği yönetimine yaşanan sorun hakkındaki “çözüm planı nedir” diye soran Erdoğan, Cumartesi günü Filistin Mitingi’nde olduğu gibi “Bunların tamamının İsrail’e borcu var. Ama Türkiye’nin İsrail’e borcu yoktur” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı, “Avrupa Birliği yönetiminin çözüm planı nedir? Barış konferansında sadece İsrail’in yer alması ve onun söylediklerinin çözüm diye dayatılması mı? Filistin topraklarının İsrail tarafından tamamen işgaline zemin hazırlayıp Filistin’in varlığına fiilen son vermek mi? Almanya öde öde bitiremiyor borcu. Çok açık net. Diğerleri hakeza öyle. İsim vermeyeceğim. Çok samimi olduğum bir Alman siyasetçi ‘borcumuz var’ diyor. Holokost var ya. Sıra sıra dizilmiş bebek cesetlerini görmezden getiren nedir? Avrupa’yı Gazze’ye yağan bombaları göremeyecek kadar körleştiren nedir? Bu nasıl bir diyet borcudur ki o zaman yapılanları aratmayacak derecede çirkin, insanlık dışı katliamları yok saydırabiliyor?” dedi.
Erdoğan’dan İsveç’in NATO üyeliği ile ilgili pozitif mesaj
Erdoğan’a Gazze, Filistin ve İsrail dışında yöneltilen tek soru, İsveç’in NATO üyeliği ile ilgiliydi. Erdoğan, İsveç’in üyeliğini onaylayarak TBMM’ye gönderdiğini NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in kendisine teşekkür mesajı gönderdiğini açıkladı.
Cumhurbaşkanı “Stoltenberg de bu çalışmaları yakından takip ediyor. Benim bu işi Meclis’e gönderme adımımı olumlu bir adım olarak gördüğünü söylüyor. Ben de kendisine haber gönderdim. Dedim ‘bundan sonrası parlamentoya ait’. Amerika’nın Temsilciler Meclisi, Senatosu varsa bizim de Meclisimiz var. Meclisimiz bunu nasıl yorumlayacak, nasıl bunun müzakeresini yapacak göreceğiz. Şu anda biliyorsunuz bütçe dönemi geldi. Meclis yoğun bir şekilde bütçeye ağırlığını verecek. Bütçe komisyonunda falan tartışması yapıldı ama şimdi Genel Kurul’a geliyor. Genel Kurul çalışmaları bizim bütçede öyle kısa geçmiyor. Fakat biz mümkün olduğunca işi kolay kılmaya çalışacağız. Bu noktada elimizden gelen olumlu gayreti göstermeye çalışacağız. Yeter ki karşımızdakiler bize olumlu yaklaşsınlar” dedi.