– Hamas’ın başını çektiği Filistinli direniş örgütlerinin 7 Ekim saldırıları sonrasında İsrail’in durmaksızın bombalamaya devam ettiği Gazze Şeridi’nde gözler, üç gündür ağır yıkıma ve onlarca kişinin ölümüne sahne olan Cebaliye Mülteci Kampı’na çevrildi.
İsrail, dünyanın nüfus yoğunluğu en yüksek yerlerinden biri olan kamptaki bombardımanda iki Hamas komutanını hedef aldığını savundu. Bölgeden gelen ağır yıkım görüntülerinin de Hamas’ın tünellerinin çökmesinden kaynaklandığını ileri sürdü. Filistinliler saldırılarda 100’ü aşkın sivilin öldüğünün kesinleştiğini, birçok kişinin ise enkaz altında kaldığını duyurdu. Birlemiş Milletler İsrail’in Cebaliye’de savaş suçu işlemiş olabileceğini açıklarken, görüntüleri inceleyen askeri uzmanlar da yıkıma İsrail tarafından kullanılan 900 kilogramlık tam güdümlü JDAM silahlarının yol açmış göründüğünü vurguladı.
Peki Cebaliye Mülteci Kampı nerede? Niçin bu kadar kalabalık? Askeri uzmanlar, İsrail’in son saldırılara dair tezlerini nasıl çürüttü?
1948’DE KURULDU, BİRİNCİ İNTİFADA’NIN FİTİLİNİ ATEŞLEDİ
Cebaliye Mülteci Kampı, Gazze Şeridi’nin en kuzeyindeki Cebaliye köyünün hemen dışında, İsrail’le sınır olan Erez Geçişi’nin yakınında bulunuyor. Kamp, İsrail’in kurulduğu ancak Filistinliler için ‘Nakba’yı (Felaket) ifade eden 1948’de kuruldu. Bugün hâlâ nüfusunun büyük çoğunluğu, 1948’de evlerini terk etmek zorunda kalan Filistinlilerin torunlarından oluşuyor.
İsrail-Filistin ihtilafında yıllardır çok sayıda katliama ve şiddete tanıklık eden kamp aynı zamanda, Aralık 1987’de İsrail’e karşı Birinci İntifada’nın başladığı yer.
DÜNYADA NÜFUS YOĞUNLUĞUNUN EN YÜKSEK OLDUĞU YERLERDEN BİRİ
Cebaliye’nin en önemli özelliklerinden biri ise nüfus yoğunluğu… Yüzölçümü sadece 1.4 kilometrekare ama Birlemiş Milletler (BM) verilerine göre nüfusu 110 binin üzerinde. Kamp, yıllar içinde kendi başına bir kente dönüştü; zira Filistinli mülteciler aşırı kalabalık koşullar nedeniyle binalara katlar çıkmak zorunda kaldı. Hijyen, altyapı, işsizlik, yoksulluk ve yaşam alanının darlığı ile dikkat çeken kampta bir kısmı BM tarafından kurulan 26 okul, bir gıda dağıtım merkezi, iki sağlık merkezi ve bir kütüphane de bulunuyor.
‘ÇOCUKLAR AĞIR YARALARLA GELDİ’
İsrail ordusu, Hamas’ın kalelerinden biri olarak gördüğü Cebaliye Kampı’nı üç gündür havadan vuruyor. Kamptan gelen fotoğraf ve görüntüler, çok ağır bir yıkımın gölgesinde çok sayıda sivilin öldüğüne ve yaralandığına işaret ediyor. Arama kurtarma ekipleri elleriyle yaralıları çıkarmaya çalışırken, enkazın derinliklerinde ölenlerin beşki de aylarca çıkarılamayacağı belirtiliyor. Saldırıyı kınayan Sınır Tanımayan Doktorlar kuruluşundan hemşir Mohammed Hawajreh, “Genç çocuklar hastaneye derin yaralarla ve ağır yanıklarla getirildi. Aileleri olmadan geldiler. Birçoğu çığlık atıyordu ve ebeveynlerini istiyordu” diyor.
HAMAS: EN AZ 1000 KİŞİ DOĞRUDAN ETKİLENDİ, EN AZ 195 ÖLÜ VAR
Hamas, saldırıların ardından kampta 195 kişinin ölümünün kesinleştiğini, en az 777 kişinin yaralandığını ve 120 kişinin hâlâ enkaz altında olduğunu duyurdu.
‘YEDİ İSRAİLLİ REHİNE DE ÖLDÜ’
Hamas, İsrail’in Cebaliye’ye düzenlediği saldırıda, ellerindeki yaklaşık 250 İsrailli rehineden yedisinin öldüğünü de savundu. Bu kişilerin üçünün, çifte vatandaşlığının bulunduğu da belirtildi.
İSRAİL ORDUSU: HAMAS KOMUTANLARINA SUİKAST DÜZENLENDİ
İsrail ordusu ise 7 Ekim saldırılarının planlayıcılarından biri olan Hamas komutanı İbrahim Biari’nin ve Hamas’ın tank savar füzelerinden sorumlu komutanı Muhammad A’sar’ın hedef alındığını ileri sürüyor.
‘YIKIM GÖRÜNTÜLERİNİN SEBEBİ TÜNELLER’ İDDİASI
İsrail ordu sözcüsü Daniel Hagari, ‘Cebaliye Merkez Taburu’nun komutanı Biari’nin savaşı kampın altındaki tünellerden yönettiğini ileri sürdü; tam sayı vermemekle beraber, saldırıda onlarca Hamas savaşçısının da öldüğünü savundu. İsrailli sözcü, Cebaliye’de saldırılardan sonra açılan derin kraterlerin Hamas tünellerinin çöktüğünün göstergesi olduğunu da ileri sürdü. Ancak kraterlerin hangilerinin tünel çökmesinden kaynaklandığına veya ne kadar bomba kullandıklarına ilişkin bilgi vermekten kaçındı.
UZMANLAR ‘JDAM’ DEDİ
İngiliz gazetesi The Guardian ise görüntü ve fotoğrafları askeri uzmanlara sorarak, İsrail’in saldırılarının orantısızlığını belgeledi. Uzmanlar, yoğun nüfuslu kampta açılan kraterlerden en az beşinin sebebinin, Müşterek Doğrudan Taarruz Mühimmatı (Joint Direct Attack Munition – JDAM) ile atılan GBU bombaları olduğunu söyledi. (JDAM, serbest düşümlü bombaları tam güdümlü, “akıllı” silahlara dönüştüren, düşük maliyetli bir güdüm kiti olarak niteleniyor.)
‘SIĞINAK DELİCİ KULLANILMIŞ OLABİLİR’
Eski BM silah denetçilerinden Chris Cobb-Smith, “Kullanılan silahın JDAM olduğu neredeyse kesin; ya GBU 31 genel amaçlı bomba ile ya da GBU 56, sığınak delici bomba ile kullanılmış. Bunların ikisinin de ağırlığı yaklaşık 900 kilogram” dedi.
Uluslararası Ceza Soruşturmaları Enstitüsü’nde eğitmenlik ve askeri danışmanlık yapan, 2003’teki Irak savaşında ABD Savunma Bakanlığı’nda çalışmış olan Marc Garlasco da büyük ihtimalle GBU 31 bombasının kullanıldığını söyleyerek 12 metrelik bir krater açıldığını söyledi.
Garlasco, JDAM’ların ertelemeli patlama özelliği olduğunu da belirterek, “Bu durum binaların kendi üzerlerine çökmesine sebep oluyor. Yıkımın boyutu da böyle açıklanabilir” diye konuştu.
‘GÜNEYE GİTMEYENLER DE HÂLÂ SİVİL’
Leiden Üniversitesi’nden uluslararası insancı hukuk ve insan hakları uzmanı Helen Duffy ise İsrail’in Gazze’nin kuzeyindeki sivillere önceki haftalarda yaptığı “Güneye gidin” çağrısının, bu saldırılar sırasında halâ kuzeyde kalanları koruma yükümlülüğünü ortadan kaldırmadığını söyledi: “Gidemeyen veya gitmeyen siviller hâlâ sivil. Dolayısıyla aynı kurallar geçerli. Sivilleri hedef alamazsınız. Ayrım gözetmeyen saldırılar düzenleyemezsiniz ve siviller ile sivil nesneler üzerinde orantısız etki yaratan saldırılarda bulunamazsınız.”
‘ORANTILI BİR SALDIRI OLARAK MEŞRULAŞTIRILMASI ÇOK ZOR’
Essex Üniversitesi Hukuk Okulu ve İnsan Hakları Merkezi’nden Tara Van Ho ise “Burada iki soru var. Önce, bunun yasal olarak meşrulaştırılabileceği bir argüman var mı? Evet. Ama bu saldırı meşrulaştırılabilir mi? Muhtemelen hayır” diyerek şu yorumu yaptı: “Haberlerde ve İsrail ordusundan duyduklarımıza göre, İsrail’in bunu orantılı bir saldırı olarak meşrulaştırması çok zor olacak. İmkânsız değil ama çok zor.” (DIŞ HABERLER)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***