CHP’nin eğitim alanında son 21 yılda gerçekleşen tahribatın araştırılmasına ilişkin TBMM’ye verdiği önergenin diğer önergelerin önüne alınarak bugün Genel Kurul’da görüşülmesini öngören grup önerisi, AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.
Önerinin gerekçesini açıklayan CHP İstanbul Milletvekili Fethi Açıkel, şunları söyledi:
“BU ARAŞTIRMA TEKLİFİNİ ÖĞRETMENLERİN YOKSULLUK SINIRININ ALTINDA BİR MAAŞA MAHKUM EDİLMESİNİ, ARAŞTIRMAK İÇİN VERİYORUZ”
“Halkçı ve kamucu bir eğitim felsefesinden; sınıfsız ve imtiyazsız bir vatandaş topluluğu yaratma idealinden, milletimizin kız ve erkek çocuklarına eşit koşullarda imkan sağlama, onları meslek sahibi yapma ve erdemli yurttaşlar olarak yetiştirme amacından bir dakika ayrılmayan bir ilkeyi izliyoruz.
Bu araştırma teklifini eğitim fakültesi formasyonu olan öğretmenlerimizin, yetkinliğinin hiçe sayılmasına rağmen Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun zorluklarını ve hayal kırıklıklarını yaşadıkları için veriyoruz. Öğretmenlerin yoksulluk sınırının altında bir maaşa mahkum edilmesini, metropollerde kira ödeyemeyecek duruma düşürülmesini araştırmak için veriyoruz. Sayısı 1 milyona yaklaşan genç ve atanamayan öğretmen adayları için veriyoruz. ‘Mülakat kaldırılacak’ sözüne rağmen mağdur edilen genç idealist öğretmen kardeşlerimiz için veriyoruz.
“BU ÖNERGEYİ 21’İNCİ YÜZYILIN DÖNÜMÜNDE 2-3 KATLI RANZALARDA YATIRILAN ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ İÇİN VERİYORUZ”
Eşit işe eşit ücret talep eden özel okul öğretmenleri ve vakıf üniversitesi akademisyenleri için veriyoruz bu araştırma teklifini. Meslek lisesi öğrenci, stajyer ve çırakların hak ettikleri maddi ve mesleki güvenceye kavuşturulmaları için veriyoruz. Bu önergeyi 21’inci yüzyılın dönümünde 2-3 katlı ranzalarda yatırılan ve öğün atlamak zorunda kalan, yoksullukla üniversiteyi bitirememek açmazı arasında boğuşan üniversite öğrencileri için veriyoruz. Ücretsiz sıcak yemek bulmaktan mahrum bırakılan ve okullarda açlıktan bayılan memleketimizin küçücük evlatları için veriyoruz.
Kreşten dershaneye, üniversiteye ve özellikle özel okullarda fahiş eğitim masrafları altında ezilen orta sınıf, orta alt sınıf vatandaşlarımızın, emekçi halkımızın hakkını aramak için veriyoruz. Bu önergeyi Boğaziçi Üniversitesi’nde ve tüm üniversitelerimizde paraşütle liyakatsiz atamalar yapan zihniyeti, beyin göçüne zemin hazırlayan yandaş ve keyfi kayırmaları ve akademik kadrolara dahi siyasi kadrolaşma bulaştıran yöneticileri araştırmak için veriyoruz.”
“EĞİTİM BIRAKIN HÜKÜMET POLİTİKASINI BAKAN POLİTİKASI HALİNE GELDİ”
Eğitimin hükümet değil bir devlet politikası olması gerektiğini söyleyen Saadet Partisi Samsun Milletvekili Mehmet Karaman, “Bırakın hükümeti ne yazık ki ülkemizde bakan politikasına kadar gelmiş durumda. Millet Eğitim Bakanı, voleybol takımı oyuncuları değildir. 2002’den beri 8 Milli Eğitim Bakanı değişmiş şimdi Sayın Yusuf Tekin dokuzuncu Milli Eğitim Bakanı. Değişen bakanlardan hemen hepsi lise birinci sınıftaki bir öğrencinin mezuniyetini dahi görememiştir. 1996’dan beri 15 kez sınav formatı ve kat sayı değişikliği gerçekleşmiş. Bu kadar yapboz tahtasına dönmüş bir sistemden ne gibi bir başarı bekleyeceğiz? Herhangi bir krizde ilk taviz verdiğimiz şey maalesef eğitim oluyor” dedi.
“ÖĞRETMENLERİMİZ İKTİDARIN YANLIŞ VE TUTARSIZ EĞİTİM POLİTİKALARI YÜZÜNDEN ZOR DÖNEMLERDEN GEÇMEKTEDİR”
Eğitim ve öğretimin bir kamu hizmeti olarak sosyal devletin yükümlülüğünde olduğunu belirten İYİ Parti İzmir Milletvekili Hüsmen Kırkpınar, “21 yılda yapboz tahtasına çevrilen eğitim sisteminde çöken eğitimin ve düşen niteliğin yanı sıra okulların fiziksel yapılarında da büyük sorunlar yaşanıyor. Eğitimin önemli bir sac ayağı olan öğretmenlerimiz istikbalimizin güvencesi, geleceğimizin mimarlarıdır. Öğretmenlerimiz iktidarın yanlış ve tutarsız eğitim politikaları yüzünden zor dönemlerden geçmektedir. Milli Eğitim Bakanı’nın yaptığı mülakat açıklaması toplumda tartışmalara yol açıyor ve akıllarda soru işareti bırakıyor. Sözünüzde durun mülakatları kaldırın” diye konuştu.
“KAMUSAL EĞİTİM ÇÖKTÜ, EĞİTİMDE NİTELİK DÜŞTÜ. ÖZELLEŞTİRME VE DİNCİLEŞTİRME POLİTİKALARI ARTTI”
Önerge üzerine söz alan HEDEP Iğdır Milletvekili Yılmaz Hun ise “Kamusal eğitim çöktü, eğitimde nitelik düştü. Özelleştirme ve dincileştirme politikaları arttı. Okullaşma oranı geriledi. Devlet eliyle çocuk işçiliği teşvik edildi. Üniversite sayısı artarken akademik başarı dibe vurdu. Diplomalı işsizler ordusu büyüdü. Eğitim ana dilde özgürlükçü, laik, bilimsel bir içerikte yapılanmalı. Tüm düzeylerde demokratik ana dilinde ücretsiz eğitim esas alınmalı. Eğitim bu ülkenin tüm halklarına, dinlerine, dillerine, inançlarına, inancı olmayanlara, cinsiyetlerine ve cinsiyet yönelimlerine, yaşam tarzlarına, dünya görüşlerine eşit ve saygılı bir şekilde yaklaşıma sahip olmalıdır” dedi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***