CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Deniz Yücel, Millî Eğitim Bakanlığı’nın okul öncesi eğitim kurumlarında mescidi zorunlu hale getirmesi ve kayıt parasını “katkı payı” adı altında resmi hale getirmesine ilişkin yönetmelik değişikliğini yürütmeyi durdurma istemiyle Danıştay’a taşıdı.
Yücel, “Biz devletin dini olmaz, devlet tüm dinlere ve inançlara eşit mesafede olmalıdır dedikçe iktidar, bu ülkenin çocuklarının ve gençlerinin en temel hakkını yani eğitimi din merkezli hale getirmeye çalışmaktadır. İktidar kabul etse de etmese de laiklik ilkesi devletin zorunluluğudur. Devlet, dini alana müdahale edemez. Hele de ilköğretim çağındaki çocuklara hiç müdahale edemez. Burası Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyetidir. Bu yönetmelikle bir taraftan laiklik ilkesi delinirken diğer taraftan veli ile öğretmen, öğrenci ile öğretmen karşı karşıya getirilmektedir. Namaz kılan-kılmayan, dindar-dinsiz ayrımlarına yol açılmaktadır. Bu yönetmelikle okullar medreseye dönüşecek, katkı payı yönetmeliğiyle de sosyal devlet anlayışına göre ücretsiz olan eğitim, paralı hale gelecektir. Kısacası iktidar hem laiklik ilkesine hem de sosyal devlet ilkesine büyük bir darbe vurmaktadır. Çocuklarımız üzerinden oynanan oyunlara sessiz kalmayacağız. Danıştay başvurumuzu yaptık. Ne laikliği tartışmaya açarız ne de ücretsiz eğitim hakkından vazgeçeriz” dedi.
ÇEDES projesiyle okullarda imamların derse girmesinin önünü açan Millî Eğitim Bakanlığı, şimdi de okul öncesi eğitim kurumlarında mescidi zorunlu hale getirdi. Yeni yönetmelik yayımlayan bakanlık, kayıt parasını da “katkı payı” adı altında resmi kılıfa soktu. CHP’nin İzmir Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Deniz Yücel ise harekete geçti. Söz konusu yönetmelik değişikliğini yürütmeyi durdurma ve iptal istemiyle Danıştay’a taşıyan Yücel, şunları söyledi:
LAİKLİK, EĞİTİM SİSTEMİNİN VAZGEÇİLMEZİDİR
“Bu düzenleme ile okul öncesi eğitim ve ilköğretim kurumları ile yatılı bölge ortaokullarının pansiyon kısımlarında mescit açılması zorunlu hale getirilmiştir. Eğitim kurumlarında mescit açılmasına dair bir zorunluluğun yönetmelik aracılığı ile getirilmesi, Anayasa’nın laiklik ilkesine açıkça aykırılık teşkil etmektedir. Millî Eğitim Bakanlığı’nca okullarda, dinsel inanç veya dinsel kurallarla doğrudan ilişki ve bağlantı kuracak şekilde düzenleme yapılması hem devrim yasalarına hem de anayasamızın laiklik ilkesini ilgilendirir. Okul öncesi eğitime ilişkin bu düzenleme, bir grubun dinsel taleplerinin ön plana alınması suretiyle laiklik ilkesine açıkça aykırılık teşkil etmektedir. Bunun yanında Anayasanın 42’inci maddesinde, “Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz” denilmektedir. Laiklik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin temel taşlarından biri, Türk Milli Eğitiminin de vazgeçilmez bir ilkesidir. Yaşları gereği soyut kavramları öğrenmeleri mümkün olmayan temel eğitim çağındaki çocuklara yönelik bu uygulama, laiklik ilkesine açıkça aykırılık teşkil etmektedir. Eğitim sisteminde laiklik ilkesinin yok sayılması, bilimsel ve çağdaş eğitimden uzaklaşılması anlamına gelir. Türk Milli Eğitim Sisteminde laiklik, gerekli ve vazgeçilmeyecek bir ilkedir.”
EN TEMEL HAK OLAN ÜCRETSİZ EĞİTİM SON BULACAK
Okulları medreseye dönüştüren bu kararın yanı sıra okullardaki kayıt parasını resmileştiren düzenlemeyi de Danıştay’a taşıyan Yücel, sözlerine şöyle devam etti:
“Anayasamızın 42. Maddesinde “Devlet okullarında eğitim ücretsizdir” denilmektedir. Ancak 14.10.2023 tarihinde resmî gazetede yayımlanan yönetmeliğin 26 ve 27’inci maddelerindeki yeni düzenlemede “Okul öncesi eğitim hizmeti resmi okul öncesi eğitim kurumlarında ücretsizdir” denilmesine rağmen bir sonraki cümlede, “Ancak okul öncesi eğitim kurumlarında çocukların okulda geçirdikleri süredeki temel ihtiyaçlarını, öz bakım süreçlerini ve eğitim programının uygulanmasını desteklemek amacıyla katkı payı alınır. Alınacak bu katkı payı, katkı payı tespit komisyonunca nisan ayında tespit edilir” ifadesine yer verilmiştir. Yönetmelikteki bu düzenleme Anayasanın 42. maddesine açıkça aykırıdır. Diğer yandan sosyal devlet toplumsal eşitliği ve sosyal adaleti tesis etmekle görevlidir. Söz konusu yönetmelik değişikliği ile getirilen “katkı payı” uygulaması eğitimde eşitliği ortadan kaldıracağından anayasamızın 2. maddesinde düzenlenen sosyal devlet ilkesine de Anayasa’nın 10’uncu maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesine ve 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 4, 7 ve 8’inci maddelerindeki “Eğitim hakkı ve eşitlik ilkelerine” de aykırılık teşkil etmektedir.”
Kaynak: Gerçek Gündem
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***