Avrupa Parlamentosu, Dağlık Karabağ’a düzenlediği operasyon nedeniyle Azerbaycan’ı ve krizi ele alma biçimi nedeniyle de Avrupa Birliği’ni kınadı. 491 milletvekilinin lehte, dokuzunun aleyhte oy kullandığı ve 36’sının çekimser kaldığı önergede “İnsan haklarının ve uluslararası hukukun ağır ihlali” ve “haksız askeri saldırı” vurgulandı.
Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Karabağ kararına ilişkin, “Avrupa Parlamentosu’nun (AP) bugün (5 Ekim) kabul ettiği ‘Azerbaycan Saldırısı Sonrası ‘Nagorno-Karabağ’da Durum ve Azerbaycan’ın Ermenistan’a Devam Eden Tehditleri’ başlıklı bağlayıcı olmayan kararı bir sorumsuzluk, önyargı, yanlılık ve bilgisizlik timsalidir” açıklamasını yaptı.
Bakanlık’tan yapılan açıklama şu şekilde:
“Avrupa Parlamentosu’nun (AP) bugün (5 Ekim) kabul ettiği ‘Azerbaycan Saldırısı Sonrası ‘Nagorno-Karabağ’da Durum ve Azerbaycan’ın Ermenistan’a Devam Eden Tehditleri’ başlıklı bağlayıcı olmayan kararı bir sorumsuzluk, önyargı, yanlılık ve bilgisizlik timsalidir.
Yıllardır Türkiye aleyhine asılsız suçlama ve iddialarla dolu kararlar peşinde koşan bir kesim popülist ve ayrımcı AP üyesinin ülkemizi hedef alan söylemlerini esas alan bu kararı kınıyoruz.
Popülizm, ırkçılık, İslamofobi, çok kültürlülük ve bütünleşme karşıtlığının giderek güç kazanmaya başladığı Avrupa siyaseti mevcut kompozisyonuyla AP’de kendisini tüm ölçüsüzlüğüyle teşhir etmektedir. Görev süresi yakında dolacak mevcut AP’nin, AB’nin temel değerlerine bağlı, yapıcı, kapsayıcı ve aklı selim temsilcilerden oluşan yeni bir kompozisyona kavuşması AB’nin kendi geleceği için dileğimizdir.
Türkiye, Güney Kafkasya’da kalıcı barış, istikrar ve refahın tesisi için yoğun çaba sarf etmekte, Ermenistan ile normalleşme süreci yürütmekte, bu ülkeyle Azerbaycan arasındaki barış sürecine somut katkı sağlamakta, Ukrayna savaşı dahil tüm çatışma alanlarında ve insani krizlerde, uluslararası hukuk çerçevesinde barış, kardeşlik ve ortak menfaatlerin tesisi için tüm imkanlarını seferber etmekte ve bu istikamette Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ağırlık ve çabalarına başvurulan temel bir aktör konumunda bulunmaktadır.
Kimsenin dikkate almadığı, ancak marjinal kesimlerin ilgisini çekecek bu tür sorumsuz metinlerin AP kararı olarak önümüze konulabilmesini sistemik bir zafiyet olarak görüyor ve bunları ciddiye almıyoruz.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***