RIHA – Urfa 1 Nolu T Tipi Cezaevi’nde tutulan hasta tutuklu Fevzi Arslan’a, cezaevi doktorunun bağırsaklarının dışarıya çıkmasını önlemek için yazdığı korse verilmiyor. Sağlık durumu kötüye giden Arslan, hastaneye de sevk edilmiyor.
Urfa 1 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan hasta tutuklu Fevzi Arslan’a (50), doktor tarafından önerilen ve kullanımı zorunlu olan korse verilmiyor. Durumu kötüye giden Arslan, hastaneye de sevk edilmiyor. 30 Ekim 2018 tarihinde kardeşleri Ömer, Haşim ve Kasım Arslan ile birlikte tutuklanarak cezaevine gönderilen Fevzi Arslan ve kardeşlerine, “Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak” iddiasıyla ayrı ayrı 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Cezaevi koşullarından dolayı sağlık durumu her geçen gün ağırlaşan Fevzi Arslan’ın, bağırsaklarının dışarıya çıkma riski olduğu belirtildi. Cezaevi doktorlarının bağırsaklarının dışarıya çıkmasını önlemek için istediği korse ise, cezaevi idaresi tarafından kendisine verilmiyor.
Fevzi Arslan’ın cezaevi koşullarında tedavisinin mümkün olmadığını belirten avukatı Eyüp Sabri Tinaş, tedavisinin cezaevi idaresi tarafından engellendiğini söyledi.
GÖZALTINDA İŞKENCE
Fevzi Arslan ve kardeşlerinin yargılandığı dosyasının 3 buçuk yıldır Yargıtay’da bekletildiğini belirten Av. Tinaş, hiçbir delil olmamasına rağmen 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildiğini söyledi. Tinaş, “Riha’daki tüm faili meçhul cinayetler Fevzi Arslan ve kardeşlerinin üzerine atılarak, bu dosyalar kapatıldı. Haklarında hiçbir somut delil olmamasına rağmen işkencede vermiş oldukları ifade esas alınarak, 4 kardeşe 3 defa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Psikiyatrın bu kişilerin işkence gördükleri ve işkencenin etkisiyle psikolojik travma yaşadıklarına ilişkin raporu olmasına rağmen mahkeme işkence olmadığını söyleyerek ceza verdi. Bu dosyalarda sanık gerekiyordu, sanık olarak da bu kişileri seçtiler” diye belirtti.
DOKTORUN YAZDIĞI KORSE VERİLMİYOR
Fevzi Arslan’ın bağırsak hastalığı olduğunu aktaran Tinaş, cezaevi doktorunun kendisine yazdığı korsenin cezaevi idaresi tarafından içeriye alınmadığını söyledi. Arslan’ın tedavi hakkının engellendiğini dile getiren Tinaş, şöyle dedi: “Müvekkilimin dışarda tedavi olması gerekiyor. Bağırsakları dışarı çıkıyor, bu nedenle cezaevi doktorunun kendisine korse temin edilmesine yönelik rapor yazmasına rağmen cezaevi idaresi ailesinin kendisine aldığı korseyi içeri almamakta. Korsenin sıkıntılı bir durum oluşturmayacağını, cezaevi doktorunun korseyi yazdığını belirtmemize rağmen almadılar. Medikal eşya olduğunu gerekçe göstererek, hastane raporu istediler. Ancak müvekkilim hastane sevki istemesine rağmen hastaneye de sevk edilmedi. Fevzi Arslan’ın dışarda tedavi olması gerekiyor. Ancak cezaevi idaresi ve savcısı tarafından tedavisine izin verilmiyor.”
TEDAVİ HUKUKİ BİR HAK
Hasta tutukluların dışarda tedavi olmalarının hukuki bir hak olduğunun altını çizen Tinaş, “Yeni cezaevi savcısının tayiniyle birlikte bir buçuk yıldır cezaevi koşulları daha da ağırlaştı. Şartlı tahliye hükümleri de uygulanmamakta. Tutukluların hasta olmaları herhangi bir önem taşımıyor. Kanun gereği hasta tutukluların dışarda tedavi görmesine ilişkin yasal düzenleme olmasına rağmen gerek cezaevi savcılığı, gerek cezaevi idaresi kanunlara aykırı davranmakta. Kanuna aykırı bir şekilde müvekkilim tedavi edilmemekte ki bu yaşam hakkı ihlalidir” şeklinde konuştu.
HASTANE SEVKİ YAPILMIYOR
Fevzi Arslan ile en son bir buçuk ay önce görüştüğü bilgisini paylaşan Tinaş, şöyle devam etti: “Fevzi Arslan ile en son bir buçuk ay önce görüştüm. Gözaltına alındığında gördüğü işkence nedeniyle hafıza kaybı yaşıyor. Özellikle bağırsak rahatsızlığını dile getirdi. Korse ihtiyacının karşılanmasını istiyor, ancak karşılanmıyor. Hukuki başvurularda bulunmaya devam ediyoruz. Cezaevi idaresi ile görüşmemize rağmen korseyi almamakta. Hastane sevkini de yapmamakta. Fevzi Arslan tek başına cezaevinde ihtiyaçlarını karşılayabilecek durumda değil. İki kardeşiyle birlikte aynı koğuşta kalmasından ötürü ihtiyaçları kardeşleri Ömer ve Haşim Arslan tarafından karşılanıyor. Fevzi Arslan’ın bu koşullarda cezaevinde kalması sağlığı açısından risk barındırıyor.”
SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULDU
Cezaevi idaresinin görevini kötüye kullandığını vurgulayan Tinaş, “Hasta tutukluların tedavi edilmemesi, yaşam hakkı ihlalidir. Bu durumda cezaevi idaresi hakkında ihlale neden olduklarından ötürü soruşturma başlatılmalı. Bizler hem Fevzi Arslan’ın dışarda tedavisinin engellenmesi hem ihtiyacı olan korsenin cezaevi idaresi tarafından içeriye alınmaması konusunda Adalet Bakanlığı’na şikayette bulunduk. Adalet Bakanlığı’nın bize vermiş olduğu cevapta, gerekli incelmenin başlatıldığı söylendi. Ancak bize henüz bir sonuç tebliğ edilmedi” diye belirtti.
ÖLÜM RİSKİYLE KARŞI KARŞIYA
Bin 200 kişilik cezaevinde sadece bir doktorun bulunduğuna dikkat çeken Tinaş, hasta tutukluların cezaevinde tedavilerinin mümkün olmadığına vurgu yaptı. Tinaş, şöyle devam etti: “Cezaevi koşullarından dolayı tutuklular sürekli hastalanıyor. Cezaevinde bulunan doktor tarafından sevki yapıldığında ise, neredeyse 6 ay sonra sevk işlemleri yapılıyor. Sevk yapılana kadar o hastalık daha da ağırlaşıyor. Tutuklular jandarma eşliğinde hastaneye sevk edildiklerinde ise, doktorlar tarafından gerektiği gibi tedavi edilmiyorlar. Fevzi Arslan’ın bağırsaklarının göbek kısmından dışarı çıkma riski var, gerekli tedaviler yapılmadığı için ölümle karşılaşması an meselesi. Cezaevi idaresi bu tehlikeleri bile bile tedavi koşullarını sağlamıyor.”
MA / Mahmut Altıntaş
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***