DİYARBAKIR – Spectrum House Düşünce ve Araştırma Merkezi’nin Doğu ve Güneydoğu’daki 15 kentte yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre, Kürtler yeni bir çözüm sürecinin hayata geçirilmesini istiyor.
Araştırmaya katılanların yüzde 75’inin, Kürt sorununun günlük hayatları değişik şekilde etkilediğini söylerken, katılımcılar çözüm için “adil ve kapsayıcı bir anayasa”, “kültürel hak ve özgürlüklerin tanınması”, “bütün Kürt siyasi liderlerin ve siyasetçilerin serbest bırakılması” gibi önerilerini gündeme getirdi.
Spectrum House Düşünce ve Araştırma Merkezi, Kürtler’in Kürt sorununa bakışını ve beklentilerini belirlemek amacıyla, 10-24 Temmuz tarihleri arasında 1.134 kişiyle yüz yüze görüşerek bir araştırma yaptı.
Araştırma Kürt nüfusun yoğun olarak yaşadığı Diyarbakır, Van, Mardin, Erzurum, Batman, Hakkari, Şanlıurfa, Şırnak, Adıyaman, Siirt, Ağrı, Bitlis, Muş, Kars ve Tunceli’de yapıldı. Araştırmanın sonuçları “Kürt Meselesi ve Barış Beklenti, Tutum ve Algılar” başlığıyla bir raporda toplandı.
“Kürt meselesi günlük yaşamı ne ölçüde etkiliyor?”
Araştırmada, katılımcılara Kürt meselesinin kendilerinin veya ailelerinin günlük yaşamlarını ne ölçüde etkilediği soruldu.
Katılımcıların yüzde 34,7’si “oldukça fazla”, yüzde 20,5’i “orta düzeyde”, yüzde 19,8’i ise “az” etkilediğini söyledi.
Kürt sorununun “en önemli toplumsal etkisi” de sorulan sorular arasındaydı.
Katılımcıların yüzde 12,5’i herhangi bir etkisinin bulunmadığını belirtti. Katılımcıların yüzde 30,6’sı sorununun en belirgin toplumsal etkisinin toplumsal ayrışma ve kutuplaşmanın artması olduğunu, yüzde 26,8’i ülkede Kürtler’e karşı ırkçı uygulama ve saldırıların yaygınlaşması olduğunu dile getirdi.
Araştırma ekibi bu sonuçlarla ilgili, “Araştırma bulgularının ortaya çıkardığı verilerden hareketle Kürt meselesinin toplumsal etki sınırlarının oldukça geniş olduğu, bu etkilerin sadece Kürt toplumuyla sınırlı olmadığı ve ülkedeki birçok soruna etki etme potansiyeli olan bir sorun olarak ön plana çıktığı görülmektedir” değerlendirmesinde bulundu.
Araştırmaya katılanların yanıt verdiği sorulardan biri de, “Kürt meselesinin en önemli ekonomik etkisi nedir?” sorusuydu.
Verilen yanıtlara göre katılımcıların yüzde 33,1’i Kürt meselesinin bölgedeki ekonomik yatırımlar üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olduğunu, yüzde 19’u ekonomik eşitsizliklerin arttığını, yüzde 17,8’i ise devlet kaynaklarının askeri harcamalara yönlendirilmesi ile ekonominin zayıfladığını düşünüyor.
“Hükümetin politikaları olumsuz”
Katılımcıların “Hükümetin Kürt meselesinin çözümüne yönelik politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna verdikleri yanıtlarda ise yüzde 16,8’i “olumlu”, yüzde 57’si “olumsuz”, bulduğunu belirtti.
Kürtler’in sorunun çözümüne yönelik politikalarının Kürtler tarafından olumlu karşılanmadığı belirten araştırma ekibi, şu görüşleri paylaştı:
“Bu algılama; siyasi parti tercihleri, yaş, eğitim durumu ve cinsiyet gibi değişkenlere bağlı olarak farklılık gösterse de katılımcıların sadece yüzde 16,8’inin bu politikaları olumlu bulması, Kürt meselesinin toplumsal boyutlarını yansıtması açısından dikkate değerdir. Hükümetin Kürt meselesinin çözümüne yönelik politikalarının siyasi parti tercihlerine göre değişkenlik gösterse de Kürt katılımcıların ekseriyetinin Kürt meselesinin çözümü konusunda memnuniyetsiz olduğu görülmektedir.”
Araştırmaya katılanların yüzde 36,7’sinin HDP’nin Kürt meselesinin çözümüne yönelik politikalarını olumlu bulduğu da araştırmaya yansıyan sonuçlardan biri. “Muhalefetin Kürt meselesinin çözümüne yönelik politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusuna yanıt verenlerin yüzde 58,6’sı “olumsuz” olduğunu söyledi. Bu soruya verilen diğer yanıtlar ise “ne olumlu ne olumsuz”, “olumlu”, “fikrim yok” ve “kararsızım” şeklinde oldu.
“Kürt meselesi vardır ve çözülmesi gereken bir sorundur”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın zaman zaman gündeme getirdiği “Kürt sorunu çözüldü” görüşü de araştırmada sorulan sorular arasında yer aldı.
Katılımcıların yüzde 71,3’ü “Kürt meselesi vardır ve çözülmesi gereken bir sorundur” görüşünü dile getirirken, yüzde 8,6’sı “Kürt meselesi vardı ve çözüldü”, yüzde 7,5’i “Kürt meselesi yoktur” yanıtını verdi.
Kürt sorunu nasıl çözülür?
Kürt sorununa nasıl bir çözüm bulunabileceği de sorulan sorular arasındaydı. Bu soruya verilen bazı yanıtlar şöyle:
“Katılımcıların yüzde 23,5’inin Kürt meselesinin “adil ve kapsayıcı bir anayasa” ile çözülebileceğini belirttikleri yüzde 12,5’inin Kürt meselesinin çözümü için “anadilinde eğitim” ve yüzde 9.6’sının “kültürel hak ve özgürlüklerin tanınmasına işaret ettiği, yüzde 12.1’inin “çatışma yerine barış ve işbirliği”, yüzde 10.6’sının “bütün Kürt siyasi liderlerin ve siyasetçilerin serbest bırakılması” ve yüzde 4.5’inin “daha fazla siyasi temsil” seçeneklerinden hareketle siyasi hak ve özgürlüklerin önemine işaret ettikleri görülmektedir.
Ankete katılanların sadece yüzde 2,3’ünün Kürt meselesinin askeri yöntemler ve güvenlikçi politikalarla çözülebileceğine işaret ettikleri görülmektedir.”
Yeni çözüm süreci talebi
Olası bir çözüm sürecinde kimler rol alabilir? Katılımcıların yüzde 34’ü “hükümet, parlamento ve başka birimlerin dahil olması gerektiğini”, yüzde 31,4’ü “hem hükümetin hem de parlamentonun rol alması gerektiğini” yüzde 15.6’sı ise “sadece hükümetin rol alması gerektiğini” düşündüklerini dile getirdi.
“Kürt meselesi ile ilgili yeni bir çözüm süreci başlatılırsa aktif rol almak ister misiniz” sorusuna ise katılımcıların yüzde 25’i “hayır, hiçbir şekilde aktif olarak rol almayı istemem ama süreci desteklerim”, yüzde 20,1’i “evet, bireysel olarak aktif rol almak isterim”, yüzde 19.2’si ise “koşullar ve çerçeve belirlenirse rol almayı düşünebilirim” şeklinde yanıt verdi.
Katılımcıların çoğunda yeni bir sürecin başlatılmasına yönelik güçlü bir beklenti olduğuna dikkat çeken araştırma ekibi, “Katılımcılar yeni bir sürecin başlatılması durumunda aktif ya da pasif biçimlerde bu sürece destek vereceklerini belirtmektedirler” şeklinde yorum yaptı.
Kürt sorununu kim çözer?
Kürt sorununun çözümüne kimin ya da hangi kurumun öncülük etmesi gerektiği de araştırmada sorulan sorular arasındaydı. Katılımcıların yüzde 56,78’i Kürtler, Abdullah Öcalan, HDP ve Selahattin Demirtaş, yüzde 19,04’ü hükümet, Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti, yüzde 8,85’i muhalefet, CHP, Kemal Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu’nun öncülük edebileceği yanıtını verdi.
“Nihai çözümünün en önemli boyutlarından biri ‘Anayasal çözüm'”
Araştırma ekibi raporun sonuna çözüm önerilerini de dile getirdi. Sorunun tarihsel bağlamının göz önüne alınmasının çözümü kolaylaştıracağını ifade eden araştırma ekibi, kutuplaşmayı, ırkçı ve ayrımcı uygulamaları ortadan kaldıracak mekanizmaların inşasının meselesinin toplumsal boyutlarını ele alarak kalıcı çözümü kolaylaştıracak etkiler yaratacağına vurgu yapıldı. Anayasal çözüme vurgu yapan ekibin dile getirdiği bazı öneriler şöyle:
“-Kürt meselesinin en önemli sacayaklarından birini oluşturan politik bağlam, bu meselenin kalıcı çözümünü mümkün kılacak siyasi temsil, temel haklar, özerklik, self determinasyon ve anayasal çözüm gibi geniş bir spektrumda ele alınabilir. Kürt meselesinin çözüm yönteminden bağımsız olarak, hükümet, muhalefet ve Kürtler’in siyasi özneleri, bu meselenin çözümünde temel muhataplar olarak ön plana çıkmaktadırlar.
-Hükümet, muhalefet ve Kürtler’den en çok oy alan HDP’nin bu sorunun çözümü bağlamındaki rolü, araştırma bulgularımızla da örtüşmektedir. Katılımcı ve uzlaşmaya dayalı yaklaşımların benimsenmesi, siyasi liderlerin bu meseleye istikrarlı ve tutarlı bir yaklaşım ortaya koymaları sorunun çözümüne katkı sunacaktır.
-Kürt meselesinin nihai çözümünün en önemli boyutlarından birini “anayasal çözüm” oluşturmaktadır. Kürtler’in kimlik, dil ve toplumsal varlığının güvencesi olarak değerlendirilebilecek anayasal çözüm talebi, araştırmamızın bulgularıyla da kesişen bir talep olarak ortaya çıkmaktadır. Adil bir hukuk sistemi, cezasızlıkla mücadele, ifade özgürlüğü, insan haklarının korunması, barış ve diyalog, siyasi tutsakların serbest bırakılması, bu meselenin çözümüne ve barış sürecine katkı sunacaktır. Anayasal çözümün Kürt meselesinin nihai çözümünü mümkün kılan en güçlü adımlardan biri olması güvenlik bürokrasisi, siyasi partiler, sivil toplum ve politika yapıcılar için önem teşkil etmektedir
-Kürt meselesinin çözümünde ve barış sürecinin inşasında şiddet ve çatışmaların sonlandırılması, büyük ve ertelenemez bir faktör olarak durmaktadır. Taraflar arasında ateşkes ve barışçıl müzakerelerin teşvik edilmesi, toplumun tüm kesimlerinin barış sürecine katılımını destekleyecek platformlar ve mekanizmalar oluşturulmalıdır. Sorunun çözülmesiyle iç ve bölgesel barış ve istikrar sağlanabilir, toplumsal refah artırılabilir.”