İlker Cihan BİNER
Huo Rf’nin, Türkiye Ortak Nesiller Entegrasyonu Derneği ve Casa Morra katkısıyla ortaya koyduğu ‘A.T.’ adlı eserinde bir bakır ile karşılaşıyoruz. Çalışmasını İtalya’da üreten sanatçının eserinin üzerinde yazılı cümleler, Elena Ferrante’nin Napoli Romanları serisinin ilki olan ‘Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım’dan* alıntı: “Çocukların ve büyüklerin sıklıkla yaralandığı bir dünyada yaşıyorduk.”
Eserinde utanç temasını işleyen Huo Rf’nin dönüştürdüğü bakırın yüzeyinde ışıldayan koyu turuncuya yakın sıcak renkler ve siyah izler kırılganlığı belgeliyor. Bu da yerde duran yerleştirmedeki estetik boyutun duyusal anlamda üzüntüyle beraber protesto içerdiğiyle ilişkili bir gösterge sunuyor.
Nitekim yaşarken çocukların ve büyüklerin her an “yaralanabilirliğini”** ifade eden çalışma aynı zamanda yaş ayrımcılığına has iktidar dinamiklerinin acımasızlığının da altını çiziyor.
Eserin bu konumu oluşurken, özellikle bakır nesnenin kullanılmasının bir anlamı var. Çünkü maddenin yumuşak, dövülebilir ve iletkenliği yüksek olması, yerleştirmenin anlamını derinleştiren izler bırakıyor.
Bakırın hassasiyeti aktarması eserde bir imgelem dünyası oluşturuyor. Üzerine konuşulamayan, görülmeyen meselelerin nesne ile dolaşık hâlde tartışılması ‘A.T.’ adlı işi kırılganlık, yaralanabilirlik tartışmalarının tam ortasına konumlandırıyor.
Yalnızca vatandaşlık açısından değil, mülteciler ya da ezilen başka topluluklar için de dünyanın zor bir yere dönüştüğü gerçeği ile karşı karşıyayız. O halde Huo Rf’nin eserine bakış açısı katmak anlamında eklemek gerek: Göçmenlerin, LGBTİQ+ bedenlerin, işçilerin ya da ezilen farklı bedenlerin ve hayvanların da sıklıkla yaralandığı bir dünyada yaşıyoruz.
Özellikle Türkiye’ye ve daha geniş bağlantılarla Ortadoğu coğrafyasına dönüp baktığımızda durumun iç açıcı olmadığını söyleyebiliriz. Geçtiğimiz aylarda depremin yarattığı hasarlar/yıkımlar, sınıf hiyerarşisinin derinleşmesi, bizleri büsbütün yaralanabilir hâle getirdi.
Sosyo-ekonomik ve kültürel sömürüyle beraber, bu coğrafyada maruz kaldığımız yaptırımların, güvenlik odaklı siyasetlerin eşitsizlik ve adaletsizlik ürettiğini her geçen gün şiddetli biçimlerde deneyimliyoruz.
Tüm bu hiyerarşik düzenlemeleri görmenin ve hatta Huo Rf’nin eserini derinleştirmenin bir anlam dünyası var. Nitekim estetik eserin yapma biçimi ile varoluşu arasındaki yasasızlık ve temsili bozma hareketidir.
Huo Rf’nin çalışmasında bir bakırı dönüştürerek üzerine yazdığı yazıyla iktidar mekanizmalarını işaret etmesi ya da yaş üzerinden ayrımcılığı vurgulaması, değişimin gerekliliğinin işareti. Yani eserdeki demokrasi kendini her halükârda izleyiciye açıp düşünmeye sevk ediyor.
Bu yazıdaki katkı ise ‘A.T.’ adlı çalışmayı genişleterek ona yoldaşlık etmekten geri adım atmıyor.
Eleştiri de bu anlamda bir dayanışma değil mi?
*Elena Ferrante-Napoli Romanları/Birinci Kitap: Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım
** Yaralanabilirlik: Dünyayla ve ötekiyle (başkasıyla) ilişkisinde, doğanın güçleri karşısında sürekli şiddete maruz kalma ve yaralanma tehlikesi altında olan ölümlü insanın kurucu niteliklerinden biri olarak tarif edilir.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***