Kobane kentine dönük, 2014’te gerçekleşen IŞİD saldırılarına karşı Türkiye kentlerinde başlayan eylemler nedeniyle 18’i tutuklu 108 siyasetçinin yargılaması devam ediyor.
Bugün Kobane Davası’nın 28’inci duruşmasının 4’üncü periyodu Sincan Cezaevi Kampüsünde görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuklu siyasetçilerin bir kısmı, siyasetçiler ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatları katıldı.
‘HDP ÜYESİ OLMAM İLE MAIL ARASINDA NASIL BAĞ KURULDU ANLAMADIM’
Artı Gerçek’in haberine göre; duruşma, tutuksuz yargılanan Can Memiş’in esas hakkındaki savunmasıyla başladı. Memiş, Şengal’den Gazze’ye Dayanışma Koordinasyonuna ait olan ve Kobane olaylarından sonra gelen bir mailin aleyhte delil olarak kabul edildiğini belirterek, “Bu platformun suçlama konusu olması halklar açısından incitici açıkçası. Koordinasyona dair gelen mailin illiyet bağının kurulmamasını lehte delil olarak görüyorum. Savcılık bu mailin bana ulaştığını dahi tespit etmemiş. Herhangi bir postada ismimizin habersiz geçmesi bizi o organizasyonun bir parçası haline getirmez. Genç yaşta HDP ve MYK üyesi olmam ile mail arasında nasıl bir bağ kuruldu anlamadım” dedi.
‘IŞİD SINIRDAN GEÇMESİN DİYE NÖBET TUTTUK’
Kendisine Kobanê olaylarından nerede olduğunun sorulmadığını belirten Memiş, “Bana, ‘Kobane olaylarına katıldın mı?’ sorusu soruldu” dedi. Emniyet aşamasında da nerede olduğuna yönelik soru sorulmadığını belirten Memiş, “6- 8 Ekim’de ne oldu? HDP, kadın örgütleri, sendikalar ve dernekler Suruç’ta nöbet tuttular. Çadır etkinliği denilmiş ama çadır etkinliği yapılmadı ki. Ben de sınırda nöbet tuttum. IŞİD’in sınırdan geçmemesi için yapılan nöbetlerdi bunlar. Bu nöbetlerin Türkiye’nin değil IŞİD’in aleyhine olduğunu görmeliyiz” ifadesini kullandı.
Memiş, şöyle devam etti:
“Mütalaada, MYK bir tweet atmış ben de o yüzden Suruç’a gidiyorum gibi gösterilmiş ama öyle bir şey yok. Kobanê eylemlerin yaşanmadığı nadir yerlerden biri Suruç’tur. Suruç’ta bulunmamdan dolayı olayı örgütlediğim belirtiliyor ama bu tamamen savcının suç yaratma çabalarından başka bir şey değil. Savcının eylem dediği şeyler Suruç’a gitmem, telefon görüşmesi yapmam, İstanbul’a dönmem. Bunlar savcı için eylemsellik anlamına geliyor. Mütalaada, ‘gece yarılarına kadar dışarıda olup yer değiştirdiği’ sözleri geçiyor. Bu tamamen hukukun bittiği anlamına geliyor. Gece geç saatlerde dışarıda olmamın nesi suç? Resmen savcılık ebeveynliğe soyunmuş. Bu resmen ceza fıkrasında yeni bir eşik.”
‘SİYASET EMEKLİ KAHVESİNE DÖNÜŞTÜ’
Savcılığın HDP’de yer almasını ‘bir örgüt stratejisi’ olarak ele aldığını belirten Memiş, “20 yaş altında yönetim kademelerinde yer almak partinin tüzüğü ile ilgilidir. Bu diğer partilerde de var. Bu durum bizi suçlu haline getirmez. Gençler bu tür suçlamalarla karşı karşıya kalacaksa nasıl siyaset yapacak? Siyaset emekli kahvehanesine dönüşmedi mi? Eğer böyle suçlanacaksa hiçbir genç hiçbir siyasi partide yer almasın. 30 yaşında müebbet ile yargılanıyorum, var mı böyle bir şey? O parti yasal mı yasal, denetime giriyor mu giriyor, seçime giriyor mu giriyor. O partide yer almam nasıl suçlama konusu oluyor?” dedi.
‘SAVCILIK HDP’NİN POLİTİKALARINA BAKSIN’
“HDP’nin sıklıkla Çözüm Süreci için atıfta bulunması, HDP’nin sürekli çözümün yanında olduğunu gösterir ve ben de o yüzden HDP üyesiyim” diyen Memiş, “Savcılık neden HDP üyesi olduğumu anlamak istiyorsa HDP’nin politikalarına baksın. Hiçbir zaman ölümün tarafı olmadım. Bu nedenle HDP’de yer aldım. HDP’nin politikaları da bu” açıklamasında bulundu. Memiş, “Katıldığım MYK toplantılarına MYK üyesi olmayan kimse katılamazdı. Katıldığım MYK toplantılarında da gündemde ne varsa kişiler kalkar o konuda fikrini söylerdi” dedi.
Yargılandığı davadan dolayı çalışma alanı bulamadığını, Amerika’da bir okul kazandığını ama yurt dışı yasağı nedeniyle gidemediğini söyleyen Memiş, yurt dışı yasağının kaldırılmasını istedi.
14 AĞUSTOS’A ERTELENDİ
Mahkeme heyeti, Memiş için uygulanan adli kontrol uygulamasının kaldırılması taleplerini reddederek duruşmayı 14 Ağustos’a erteledi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***