Aydın’da tutuklu bulunduğu cezaevinde inirhar eden ancak ölümü şüpheli bulunduğu için hakkında soruşturma açılan Yılmaz Ekinci’nin ölümüne ilişkin görülen davada sanıklar beraat etti. Ekinci’nin ailesi karara tepki gösterirken, mahkemeninin talepleri reddettiğini, tanıkları dinlemediğini ve delillerin görmezden gelindiğini ve kaybolduğunu savundu.
Aydın E Tipi Kapalı Cezaevi’nde intihar ettiği iddia edilen Yılmaz Ekinci’nin şüpheli ölümüne ilişkin görülen davada mahkeme sanıkların beraatine karar verirken, kararı kabul etmediklerini söyleyen aile, delil ve taleplerin görmezden gelindiğini savundu.
Aydın E Tipi Kapalı Cezaevi’nde 13 Ocak 2022’de şüpheli şekilde yaşamını yitiren Yılmaz Ekinci’nin (28), ölümüne ilişkin yargılama sonuçlandı. Aydın 1’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada “Görevi kötüye kullanmak” suçlamasıyla yargılanan Cem A., Mehmet E.D., Mustafa İ., Ömer G.T. ve Taşkın G. isimli gardiyanlar hakkında 4’üncü duruşmada beraat kararı verildi.
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre cezaevi yönetiminin, 1 metre 70 santim boyundaki Ekinci’nin, kendisini tutulduğu koğuşun kapısının yerden 1 metre 48 santim yüksekliğindeki demire astığını öne sürdüğü olay sonrası ailenin yaptığı suç duyuruları da takipsizlikle sonuçlandı. Olaydan hemen sonra ailenin Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı’na Aydın E Tipi Kapalı Cezaevi gardiyanları hakkında verdiği “adam öldürme” ile ilgili suç duyurusu hakkında kovuşturmaya gerek yoktur kararı verildi. Yine ailenin savcılığa, “zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması”, “kasten yaralama”, “resmi belgede sahtecilik” gibi suçlamalarla yaptığı başvuruda 13 Haziran 2023’te kovuşturmaya gerek olmadığı gerekçesiyle reddedildi.
MAHKEME TALEPLERİ İŞLEME KOYMADI
Aydın 1’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmalarda ise Ekinci ailesi ve avukatlarının tanıkların dinlenilmesi, olay yeri keşfi ve Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınması gibi taleplerinin tamamı reddedildi. Ailenin taleplerini görmezden gelen hakime karşı yapılan reddi hakim talebi de yine “dosyanın uzatılması maksatlı yapıldığı” gerekçesiyle reddedildi.
DELİLLER KAYIP, BAZI TANIKLARI MAHKEME DİNLEMEDİ
Yılmaz Ekinci’nin ablası Filiz Ekinci, duruşma sonrası karara tepki göstererek, “Kardeşime ne olduğunu bilmek istiyorum. Neden kardeşim iki gün boyunca işkence gördü? Kamera kayıtlarının tamamı bize verilmedi. 15 kişinin içinde sakin bir şekilde duran birine neden o kadar gardiyan saldırdı. Gardiyanlardan Serkan İnan ipin saklandığını söylüyor. Elimizde bu kadar delil varken, neden bu dava 4’üncü duruşmada kapatıldı?” diye sordu. Hakimin dava boyunca şahitleri dinlemek istememesine dikkat çeken Ekinci, şöyle devam etti: “En azından tutuklulardan Murat Bülbül dinlenebilirdi. Murat, Yılmaz’ın ‘Vurmayın canım acıyor’ dediğini duymuş ve hemen arkasından Yılmaz’ın sesinin kesildiğini söylüyor. Ayrıca delillerde ortada yok. Kardeşimin o gün giydiği kıyafetleri nerede? İç çamaşırı nerede, ip nerede? İlk duruşmada tanık olan gardiyanlardan bir tanesi Yılmaz’ı yerine koyduktan sonra üstünde hiçbir şey olmadığını söylüyor. Ben neden yargılanan o 5 gardiyanı hiçbir mahkemede görmedim. 3 tane tanımadığım gardiyan geldi. 2’si zaten görüntülü bağlandı.” Kardeşinin ölümünün ardından ailece zor günler geçirdiklerini anlatan Ekinci, “Bu davanın peşini bırakmayacağım. 20 yılda geçse durmayacağım. O gardiyanlar her kimse ortaya çıkacak ve ceza alacak. Kardeşimi darp eden gardiyanlar hesabını verecek” diye konuştu.
İNTİHARDA KULLANILAN İP ORTADA YOK
Ekinci ailesinin avukatı İrfan Şafak ise, soruşturma ve yargılama sürecindeki tüm taleplerinin reddedildiğini anımsattı. Olayın intihar olmadığını belirten Şafak, “Yılmaz’ın kendini astığı söylenen ipin delil olarak duruşmaya getirilmesini talep ettik. Ancak delil olarak sunulması gereken ip getirilmedi. Yılmaz Ekinci’nin kendini asması sonucu ipin paralel olarak değil çene altından kulak arkasından iz bırakması gerektiğini söyledik. İntihar eyleminde kulak ve burundan kan gelmesinin mümkün olup olamayacağı yönünde İstanbul Adli Tıp Kurumundan rapor oluşturulması talebimiz de mahkemece reddedildi. Sonunda da bu kişiler hakkında beraat kararı verildi” dedi.
Beraat kararıyla olayın üstünün kapatılmaya çalışıldığını ifade eden Şafak, en azından görevi kötüye kullanmaktan dolayı ceza verilmesi gerektiğini belirtti. Şafak, “Yılmaz Ekinci’nin elinde ayakkabı bağcığını sakladığı söyleniyor. Ancak söz konusu müşade odasına konulduğu esnada üzerinden çıkan eşyalar alınır ve kontrol edilerek bir kutu içine konulur. Bunu kutu içinden alıp saklaması mümkün değildir. Ayrıca gardiyanlar, mahkemede verdiği ifadede üst aramasında ipe rastlamadıklarını söylediler. İntihar eyleminden sonrada ayakkabı bağcıklarının olmadığı, belindeki eşofmanın ipinin de alındığı yönünde beyanları var. Bu da gösteriyor ki söz konusu ip bir şekilde Yılmaz’ın boynuna takılarak intihar süsü veriliyor. İp varsa ve alınmamışsa bu görevi kötüye kullanmaktır. Bu yönlerinden en azından ceza verilmesi gerekirdi. Ancak mahkeme heyetince beraat kararı verildi” diye belirtti.
Mahkemenin verdiği beraat kararına itiraz ettiklerini belirten Şafak, ayrıca öldürme olayıyla ilgili tekrar Aydın Cumhuriyet Savcılığı’na başvurduklarını kaydetti. Hukuki süreci sonuna kadar takip edeceklerini belirten Şafak, “Anayasa Mahkemesi’nin de aksi yönde kararı olursa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar hukuki süreci işletme niyetindeyiz. Biz Yılmaz Ekinci’nin intihar etmediğini, darp sonuncunda boyun kırığı sebebiyle öldürüldüğünü düşünüyoruz. Bu konuda gerçeği açığa çıkartma çabalarımız devam edecektir” diye konuştu.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***