Türkiye tam da seçim gündemiyle ve ilk kez yapılacak ikinci tur oylamaya kilitlenmişken New York’tan gelen bir haber bir anda tüm dikkatleri oraya yöneltti. 22 Mayıs gecesi bir saldırgan, elindeki levyeyle Türkiye’nin New York Başkonsolosluğu’nun bulunduğu binanın önüne gelerek binanın dış cephesindeki camları kırıp kaçtı.
Saldırgan 4 gün sonra New York polisi tarafından yakalandı. 29 yaşında Giresun doğumlu, isminin Recep Akbıyık olduğu açıklanan saldırganın, ABD’ye Meksika üzerinden kaçarak gelen Türklerden biri olduğu anlaşıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan olayı kınarken saldırgandan terörist olarak bahsetti ve derhal yakalanmasını istedi.
Recep Akbıyık yakalandı ancak sağlık sorunları nedeniyle hastaneye sevk edildi ve ardından da serbest bırakıldı. New York’ta 14 gün boyunca kaldığı Bellevue Hastanesi raporlarına göre Akbıyık’ın psikolojik sorunları var ve tedavi olması gerekiyor.
Ancak ilk olarak serbest bırakılmasına karşın Akbıyık hakkında hazırlanan iddianame nedeniyle geride bıraktığımız hafta tutuklandı ve şu an tutuklu. Hastaneden çıktıktan bir süre sonra VOA Türkçe’ye konuşan Akbıyık da kendisinin beyninde sorunlar olduğunu hastaneden çıktıktan sonra da bayılma benzeri nöbetlerin devam ettiğini söylüyor.
AKBIYIK :Gerçekten çökmüş durumdayım. Psikoloji çok önemli bir şey ve o bende yok. Psikolojik olarak beni çökerttiler. Yani beynimde çok ciddi bir sorun var. Dün gece bayıldım tekrar. Dün gece bayıldım tekrar. Beynimde gerçekten ciddi bir sorun var.
Şizofreni şüphesiyle tedavi gören Recep Akbıyık, kendince psikolojisini bozan olayları anlatıyor. Birçok şizofreni vakasında olduğu gibi hikayeler kuran Akbıyık, kendisinin Türkevi binasına saldırmasına sebep olarak bu hikayeleri gösteriyor.
AKBIYIK: 10 artı iki tane camını kırdım. Ben herhangi bir grupla bağlantılı değilim. Kendim planladım ve yaptım. Akşam 9’da planladım, gece 3:14’te gerçekleştirdim. Bunun arkasında tabi 2 yıllık bir zaman süreci var. 2 yıllık bir zaman süreci var. Ben zehirlendim, ailem zehirlendi. Evime kameralar yerleştirildi. Tabi benim zehirlenme süreci çok farklıydı. İstanbul İstinye’de gittiğim bir mekanda içtiğim suya, içtiğim suya bir şey katıldı. Tabii orada uyutuldum. Uyutulunca bedenime iğne enjekte edildi.
Akbıyık, aylar önce babasının Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından aradığını ve Recep için herşey çok iyi olacak o bizim evladımız” dediğini de iddia ediyor.
Akbıyık VOA Türkçe’ye ABD’ye nasıl kaçtığını da anlattı. Akbıyık son yıllarda onbinlerce Türk vatandaşının yaptığı gibi bazı çetelerle anlaşarak önce Meksika’ya oradan da kaçak olarak ABD’ye gelmiş biri.
AKBIYIK: Birileriyle anlaştım Türkiye’de, o şekilde geldim. Bir grupla anlaştım. Beni Amerika’ya soktular. Gayet gayet güzeldi. Uçakla Meksika’ya indim. Meksika’dan Cancun’a indik. Candun’dan Meksika’nın kuzeyine çıktık tekrar başka bir uçakla. Tabii oradan Amerika’ya giriş yaptık ve Amerika sınırına giriş yaptık kaçak yollardan. Amerika Birleşik Devletleri polislerine teslim olduk. Bu şekilde.
Peki Akbıyık’ın ilk önce serbest bırakılma nedeni sadece psikolojik sorunlarının olması mı? New York’ta uzun yıllardır avukatlık yapan Cahit Akbulut Akbıyık’ın üzerine atılı suçlardan tutuklu kalmamasının ABD yasalarına göre normal olduğunu söylüyor.
CAHİT AKBULUT: Yani görünen o ki yapmış olunan saldırı tutuklu kalmasını gerektirmeyen bir teşebbüs. O yüzden New York Belediyesini, daha doğrusu buradaki hukuk sisteminde New York City var, New York State var, Bir de federal suçlamalar var. Bununla New York City mahkemelerinde yargılandığını biliyoruz. Yani oradaki suçlamalarda verilen şunları görüyoruz Soygun teşebbüsü, terör suçu ve suç için silahlı bulundurma, terör tehdidinde bulunma, cezayı hasar ve tehdit etme suçlamalarından suçlanıyor kendisi. Bu yüzden bu suçlamalar ağır cezayı gerektiren suçlamalar olmadığı için serbest kalması normal.
Yaptığı saldırıdan pişman olduğunu söyleyen Recep Akbıyık’sa o gece kaldığı evsizler barınağına döndüğünde ağladığını şimde de Türkiye’ye dönüp tedavi olmak istediğini söylüyor.
AKBIYIK: Yani olmasaydı daha iyi olurdu. Keşke böyle bir şey olmasaydı. Keşke kırmasaydım o camları. Ben devletimin düşmanı mıyım? Değilim ama. Dedim ya 2 yıllık bir sürecin beni getirdiği bir nokta vardı. Trene bindim, gittim camları kırıldım. Bu kadar basitti. Üzüldüm, biraz ağladım. Ağladım yani üzüldüm baya. Yok abi Türkiye’ye kızgınlık yoktu. Ee hayır dedim ya ailem zehirlendi. Her şey o yani ailem ve ben. Camları kırma sebebim de budur. Bu başka bir şey değil.
Recep Akbıyık ABD’ye kaçak giriş yaptığı için ABD hükümeti pasaportuna el koymuş durumda. Ancak Akbıyık, Türk konsolosluğuna başvurması halinde yeni bir pasaport alarak Türkiye’ye gidebilir. Yetkililer şu aşamada yeni bir pasaport için kendilerine bir başvuru ulaşmadığını söylüyorlar.
Akbıyık, şu ana kadar New York’ta iki kez hakim karşısına çıktı ve ardından da tutuklanrtak cezaevine gönderildi. Hakkında hazırlanan iddianamede Recep Akbıyık hakkında 5 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Başsavcı Damian Williams, Akbıyık’ın ABD’nin korumasında olan diplomatik bir misyon binasına fütürsuzca saldırarak ciddi hasar verdiğini, iki güvenlik görevlisini de elindeki metal çubukla dövmeye kalktığını belirtti. Williams, ’ ABD’deki diplomatik statüdeki bina ya da çalışanlarına saldıran kişiler, yaptıkları bu eylemlerinden sorumlu tutularak cezalandırılır’’ dedi.