Oğulcan ÖZGENÇ
ANKARA – 2 Temmuz 1993’te yaşanan Madımak Katliamı’nın 30.yıldönümü yaklaşırken, Aleviler mevcut toplumsal atmosferde hâlâ eşit yurttaş olma taleplerini sürdürüyor. Zorunlu din derslerinin kaldırılması, cemevlerinin ibadethane olarak tanınması, çalışma hayatında eşitliğin sağlanması ve ayrımcılık kültürünün ortadan kaldırılması Alevilerin temel taleplerinden bazıları.
‘ALEVİLERİN TEMEL TALEBİ EŞİT YURTTAŞLIK’
Madımak Katliamı’nın yaşandığı dönemde Pir Sultan Abdal Derneği Onur Kurulu üyesi olan ve cenazelerin Ankara’ya getirilmesi ile mahkeme sürecine yakından tanıklık eden Emel Sungur, Alevilerin taleplerinin eşit yurttaşlık olduğunu ve bu talebin o günden bugüne hiç değişmediğini belirtti. Alevi kültüründe herkesin farklılıklarıyla var olduğunu ifade eden Sungur, “Madımak Katliamı olayında ve sonraki süreçte de yaşananlar, Alevilerin eşit yurttaş olarak görülmemesinin bir yansıması” diyerek şöyle devam etti:
‘ALEVİLER, YOK SAYILAN TÜM KESİMLER İÇİN EŞİTLİK İSTİYOR’
“Devlet baba dedikleri evlatlarına farklı davranıyor. Bütün Alevilerin ve farklı bakış açılarına sahip olsalar dahi bütün Alevi kurumlarının ortak talebi eşit yurttaş olmak. Aleviler, bunu sadece kendileri için değil toplumun yok sayılan bütün kesimleri için istiyor.”
‘DEVLETİN ALEVİLERİ BİR KURUMA BAĞLAMASI GİBİ BİR TALEP YOK’
Toplumsal barışın Aleviler için önemli olduğunu belirten Sungur, 1980 Anayasası ile zorunlu hale getirilen din derslerinin kaldırılmasının Alevilerin taleplerinden birisi olduğunu ifade etti. Sungur, devletin Alevileri bir kuruma bağlamasına yönelik toplumsal bir talebin olmadığını belirterek, “Zaten bugüne ocaklar sayesinde gelindi. Herhangi bir devlet kontrolüne ihtiyaç yok. Aleviler, bunların hepsini bir kenara bırakıp bu ülkede eşit yurttaş olmanın mücadelesini veriyor. Bürokraside, hizmetlerde kimliklere göre engeller konuluyor. Bugün bile Alevi-Sünni köyü ayrımına göre yollara asfalt dökülüyor. Görünen o ki siyasi iktidar ve devlet birbirine yapı olarak çok yakın” diye konuştu.
‘İKTİDAR KENDİSİ GİBİ OLAN ALEVİLER ÜRETMEYE ÇALIŞIYOR’
Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez, Alevilerin taleplerinin Türkiye’nin demokratikleşmesi ile ilgili olduğunu ifade etti. Sorunun, Türkiye’nin demokratik değerleri benimsememiş olmasından kaynaklandığını ifade eden Geçmez, “Aleviler son Büyük Alevi Kurultayı’nda laik ve demokratik bir Türkiye için söylem geliştirdi. Yani Türkiye laik ve demokratik olursa Aleviler de kendi temel insan haklarına kavuşabilir. Aleviler eşit yurttaşlık istedikçe Türkiye eşit yurttaşlık fikrinden uzaklaşıyor ve anayasanın kabul etmediği eylemler gerçekleşiyor” değerlendirmesinde bulundu.
Geçmez, cemevlerine ibadethane statüsü verilmesinin, Alevilerin bir inanç topluluğu olarak temel taleplerinden birisi olduğunu ifade etti. Geçmez, tüm bunların ötesinde Aleviliğin kendisinin sorun olarak görüldüğünü vurgulayarak, “Bir Cumhurbaşkanı bir ana muhalefet liderini inancından ötürü aşağılıyor. Bu yüzden bizim sorunlarımız çözülmediği gibi daha da katmerleşti. Çünkü iktidar kendisi gibi olan Alevi dernekleri ve kendisine benzeyen Aleviler üretmeye çalışıyor. Bunlar bizim yaşam alanlarımızı daraltan şeyler oluyor” dedi.
‘KOMŞU BASKISI BÜYÜK ŞEHİRLERDE DE GETTOLAŞTIRDI’
Geçmez, Alevilerin bulundukları yerlerden göç etmelerinin zorunlu hale geldiğini belirterek, “Aleviler, büyük şehirlerde de mecburi olarak gettolaşmak zorunda kaldılar çünkü bir komşu baskısı oluştu. Tüm bunlara rağmen Alevi örgütleri Alevilerin görünürlüğü anlamında çok büyük işler başardı. Artık herkes en azından Alevilerin beş tane talebini konuşur oldu. Ayrıca, Alevilerin Türkiye’nin çeşitliliğinin korunması gerektiğine dair sözü sistemin ötekileştirdiği herkes tarafından bir şekilde kabul gördü” diye konuştu.
‘KAĞIT ÜZERİNDEKİ EŞİTLİK, GÜNDELİK YAŞAMA YANSIMALI’
Muhabbet Bağı Eğitim Kültür ve Değerler Merkezi’nden Veli Özdemiroğlu da kağıt üzerindeki eşitliğin Alevilerin gündelik hayatına yansıması gerektiği görüşünde. Bu eşitliğin özellikle hem kamu hem de özel sektördeki çalışma hayatında sağlanması gerektiğini ifade eden Özdemiroğlu, “Kamusal söylem itibariyle kimse çalışma hayatında ayrımcılık olduğunu söylemiyor ama birisinin Alevi olması çalışma hayatına girmek konusunda bir engel olarak karşısına çıkıyor. Çalışma hayatında karşılaşılan “Alevi misin?” sorusunun yanıtı ‘evet’ ise insanlar soğuk bir karşılık alıyor. Bu durum, ayrımcılık kültürünün yok edilmesi ile çözülebilir” dedi.
‘MADIMAK OTELİ’NİN UTANÇ MÜZESİ YAPILMASI TALEBİ VAR’
Özdemiroğlu, Madımak Katliamı’nın yaşandığı otelin utanç müzesi olarak düzenlenmesinin Aleviler tarafından talep edildiğini belirterek, “Madımak Katliamı’nın getirdiği bir miras var. Katliamın gerçekleştiği otel bir Bilim ve Kültür Merkezi olarak hizmet veriyor. Bilim ve Kültür Merkezi’nin katliamın hatırlanması ve bir daha yaşanmaması için utanç müzesi yapılması talebi var. Katliamın hatırası söz konusu merkezin bir köşesinde yaşatılıyor ama tam anlamıyla Alevilerin istediği gerçekleşmedi” ifadelerini kullandı.
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***