YORUM | AHMET KURUCAN
Hac vecibemizi yerine getirdik. Allah Resulünü (sas) evinde ziyaret etmeden memlekete dönmek su-i edep. Sadece su-i edep mi? Elbette hayır. 14 asırlık İslam dini, kültürü ve medeniyetine şekil veren aslî vatanı görmemek büyük bir eksiklik. Bakalım nelerle karşılaşacağız?
- Tarih şuuruna ermek için Medine hakkında siyer ve megazi bilgisine sahip olmak teşbih caizse hac ve umre menasikini bilmek kadar önemli.
- Medine’deyiz. Türklerin yakıştırmasıyla ‘Medine namaz ve boğazdan ibaret’ tespiti hem çok yanlış hem de çok ayıp. Sahibi olduğunuz siyer bilgisine bağlı olarak Medine’nin taşı ve toprağı bile sizi 14 asır öncesine götürüyor, Efendimizin arkasında Hz. Ebu Bekir’ler Hz. Ömer’ler ile birlikte namaz kıldırtıyor, Uhud’a çıkartıyor, Hendek’te nöbet tutturuyor.
- Direklerin arkasında kaçamak kaçamak Allah Resulünün yüzüne bakan Vahşi misiniz sohbet halkasının başında yerini alan Hz. Ebu Bekir mi? Bile bile şehadete giden Zeyd b. Harise misiniz yoksa daha 10 yaşlarında iken aynı halkanın müdavimi İbni Abbas mı? Vahşi değiliz, Hamza’yı katletmedik ama Hamza nisbetinde yeri olan nice islami değeri katlettik. Bilmem mi hangi yüzle burada duracağız?
- Medine’deki ilk müşahadem, Arapçadaki anlamıyla iklimin insanın karakter ve şahsiyetine tesiri inkar olunmaz bir gerçek olduğu. Hilm ve teenni sanki milyonlarca insanın ortak elbisesi olmuş Medine’de.
- Dünya üzerinde gördüğü tabii güzellikler karşısında cennet gibi benzetmesini yapanlar önce Mescid-i Nebi ve onun manevi iklimini görmeliler. Bana göre yanıldıklarını onun insanı kendinden alan ve ona çok şey veren manevi atmosferine girer girmez anlayacaklar.
- Tek-tük kulağa çarpan beşeri konuşmaların ötesinde yüzlerce ayrı dilden uğultu şeklinde duyacağınız dualar ya da binlerce farklı ağızdan göklere urûc eden Kur’an ayetleri. İşte Mescid-i Nebi.
- Mescid-i Nebi’de namaz; kıyamda rüku, rükuda kaveme, kavemede secdenin neredeyse unutulduğu ibadetin adıdır.
- Medine’nin bereketi zamana da yansımış. Siz zamanın ardından değil zaman sizin ardınızdan koşuyor.
- Hem Kabe’de hem de Mescid-i Nebi’de özleyeceğim manzaraların başında ezan okunurken insanların ayağa kalkıp ellerini kaldırabildiğince kaldırıp yana yakıla duaları gelecek. Ezan hiç bitmesin istercesine tatlı bir telaş ve acele içindeki dudak kıpırdatmaları ve gözyaşları. Aynı manzarayı sabah ezanı ile farz için kamet getirileceği zamanda da gördüm. Sünnetini bitiren ayağa kalkıyor ve gözyaşları içinde yalvarıyorlar Rabbi Rahime. Böylesi manzaralar unutulmaz.
- Benden ismen dua isteyenler için dualarımdan biri: “Allahım! Murâdını murâdları, murâdlarını Murâdın eyle.”
- Namazına âşık olduğum nice musalliler değil, kâimün ve mukîmün bi’s-salat kişiler gördüm orada. Onlarla aynı safta namazı ikame bile heyecan verici.
- Bugün Uhud’dayız. Uhud mahzundu şüheda-yı Uhud ise daha da mahzun.
- Medine, idari kadro ve halkıyla duyufu’n-Nebi (Hz. Peygamberin misafirleri arasındaki münasebetlerin daha insani, daha ahlaki ve daha İslami zemine oturduğu yerin adı. Acaba bunda çevre şartlarının rolü ne kadar? Bence çok büyük.
- Dinin diyanet şekline Nebevi elle büründürüldüğü ve medeniyet haline geldiği Medine. Onu arıyorum köşe bucak her yerde kaç gündür. Evet, Medine’de medeniyeti ararken doğru yerde aradığım kuşkusuz. Sanırım doğru metod da kullandım. Ama sonuç, hayır, bulamadım.
- Aşk-ı likâullah ve aşk-ı likâi rasulullah’ın bir his tufanı şeklinde insanları önüne katıp sürüklediği bu mekan tam da hakikat-i salat’ın duyulacağı yer.
- Peygamber sevgisinin seviyesini görüyorsunuz ve Efendimize haşa postacı diyen, sünneti ve geleneği dışlayan sözde ilim adamlarına Medine’den ‘Ya selam!’ diyorum. Bu sevgiyi dinin daha doğru anlaşılma ve yaşanması adına amele dönüştürmek önemli. Dini rehberler başta herkese çok büyük iş düşüyor.
- Karışık duygular içindeyim, cennet bahçesinde kul hakkına tecavüz ederek namaz kılmak mı yoksa kul hakkına girmeden harici alanı seçmek mi?
- Mescid-i Nebi’den Cuma gözlemim. Vakâr ve sükûnet herkesin, imam, müezzin, kapı görevlisi, temizlik işçisi, hatta taşı toprağı ile mescidin kendisi. Verin kulağınızı sütunlara, duvarlara duyacaksınız, açın gönül gözlerinizi göreceksiniz, dinleyin kalbinizi ısıtacaksınız.
- Endonezyalı hüccaca bir kez daha hayranlığım arttı. Sakin karakterleri, gül gibi kokan giysileri, menasik ve erkana uygun ibadetleri ve kul haklarına riayetleri mest etti beni. Dış, için aynasıdır. Dış, içe tercümandır. Form, norma delalet eder.
- Kanaatim o ki hac sonrası Medine ziyareti için ülfet ve ünsiyetin kahredici pençesine düşecekler için dolu dolu 4 gün yeter. Fazlasını fazla gördüm. Medine’de 40 vakit namaz diyeceksiniz. Evet, 40 vakit namaz ama madden ve manen, zihnen, fikren ve kalben hazır olanlar için.
- Vedaları hiç sevmem ama her kavuşmanın bir ayrılığı var. Bugün ayrılıyoruz Medine’den. Pekala her ayrılığın bir buluşması var mı? Söz konusu Mekke, Medine ise benim baktığım pencereden gördüğüm, imkan değil liyakattır. Layık eylesin Rabbim. Amin…
- Kurban bayramınız mübarek olsun. Tüm insanlığa hayırlar ve bereketler getirsin.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
ÖNCEKİ YAZIZaruret mortgage’ı caiz kılar mı?SONRAKİ YAZIBabasız bir bayram daha!
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***