İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ev sahipliğinde toplandı. Komisyon, doğrudan 7 milyondan fazla çalışanı, dolaylı olarak ise toplumun tamamını ilgilendiren yeni asgari ücretin 1 Temmuz 2023 itibarıyla brüt 13 bin 414, net 11 bin 402 liraya yükseltildiğini açıkladı.
Asgari ücrete yapılacak ara zamma ilişkin açıklamayı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay ve Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol yaptı.
BAKAN IŞIKHAN: VATANDAŞ ENFLASYON KARŞISINDA EZİLMEYECEK
Toplantı sonrası konuşan Bakan Işıkhan, yeni asgari ücreti “Asgari Ücret brüt 13.414 lira, net asgari ücret tutarı 11 bin 402 lira olarak belirlenmiştir. Yaptığımız bu artışla yüzde 34 gibi enflasyon oranının hayli üzerinde refah payı içeren oranla ara zammı gerçekleştirmiş bulunuyoruz” sözleri ile açıkladı.
Işıkhan’ın açıklamasında “vatandaşı enflasyona ezdirilmemesi için yapılan bir ara zam” sözleri dikkat çekti. Öte taraftan belirlenen rakam sendika temsilcileri tarafından “Toplumun tüm kesimlerine sefalet ücretini dayattılar” şeklinde yorumlandı.
Işıkhan şunları söyledi:
“Bakanlık görevini devraldıktan sonraki ilk çalışmamız asgari ücret olmuştur. Sektörleri doğrudan etkileyecek bu netice sayın Cumhurbaşkanımızın vatandaşı enflasyona ezdirmeme kararlılığını yansıtma açısından önem arz etmektedir. Bundan sonra atacağımızı adımlarda Türkiye Yüzyılını emeğin yüzyılı yapmaya kararlı olduğumuzu ifade etmek istiyorum.”
ÇERKEZOĞLU: YOKSULLUK SINIRI 34 BİN, AÇIKLANAN RAKAM 11 BİN
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Öncelikle TÜİK’in açıkladığı enflasyon gerçek enflasyon değil. Evet asgari ücret 11 bin 402 liraya çıkarıldı ama seçimden sonra başta akaryakıt fiyatları olmak üzere iğneden ipliğe her şeye zam geldi. Dolardaki artış da ortada. Bu artışlar çok hızla eriyecek” diyerek şunları kaydetti:
“Bizim en büyük mücadelemiz Türkiye’yi asgari ücret toplumu olmaktan çıkarmak ve Türkiye’deki işçileri en insanca yaşayacak bir ücrete kavuşturmak. Ancak bu artış o imkanı sağlamıyor. Yüzde 34 artış yapıldı geçen seneye göre ve dendi ki burada enflasyondan fazla bir artış yapıldı ve refah payı verildi. Bu doğru değil. Çünkü öncelikle TÜİK’in açıkladığı enflasyon gerçek enflasyon değil. Evet asgari ücret 11 bin 402 liraya çıkarıldı ama seçimden sonra başta akaryakıt fiyatları olmak üzere iğneden ipliğe her şeye zam geldi. Dolardaki artış da ortada. Bu artışlar çok hızla eriyecek.”
Çerkezoğlu, hem Türk-İş’in hem de DİSK’in açıkladığı yoksulluk sınırının 34 bin lira olduğunu hatırlatarak sözlerine şöyle devam etti:
“Bu ne demek? Dört kişilik ailede iki kişinin çalıştığını varsayarsak her ikisinin toplam geliri 34 bin lira olmalı. Ama açıklanan asgari ücret, iki asgari geliriyle yoksulluk sınırına ulaşmaya imkân vermiyor. Bu rakam bizim beklentimizin çok uzağında. Bir de Türkiye’de asgari ücretin daha altında alan yüzde 18 çalışan var. Bunlar milyonlarca kişi. Onlar asgari ücret dahi alamıyor. Asgari ücretin yüzde 5 altı ve yüzde 10 üstünü kazananların toplam çalışanlara oranı yüzde 60’ı aştı.”
ÖZGÜR: MÜZAKERELERİ DEVLET VE PATRON TEMSİLCİLERİ KENDİ ARASINDA YÜRÜTTÜ
İnşaat- İş Sendikası temsilcisi Yunus Özgür, belirlenen asgari ücrete “Komik bir rakam. Müzakereleri devlet ve patron kendi arasında yürüttü.” değerlendirmesinde bulunarak şunları söyledi:
“Asgari ücrete sefalet düzeyinde zam yapıyorlar. Peşinden de gıdadan kiraya her şeye zam geliyor. Bu rakam açlık sınırının altında bir rakam. Bu süreçte asıl acı olan, konfederasyonların hiçbir şey yapmaması. Müzakereleri devlet ve patron kendi arasında yürüttü. Ne yapalım ne edelim diye kendi aralarında konuştular. Türk- İş’in işçi sınıfını ne kadar temsil ettiğini geçmiş asgari ücret toplantılarından biliyoruz. Ne yazık var olan diğer konfederasyonlar da buna ses çıkarmıyor. Sadece salonlarda açıklama yaparak bu iş olmaz.”
‘TOPLUMUN TAMAMINI SEFALET ÜCRETİNE ÇEKTİLER’
Özgür, toplumun bütün kesimlerine sefalet ücretinin ‘dayatıldığını’ ise şu sözlerle anlattı:
“İnşaat sektöründe, kalifiyesiz işçi bile olsa, asgari ücretle çalışan işçi göremezdik. Son iki yıldır şantiyelerde asgari ücretle çalışan çok işçi var. Bu toplumun tamamını sefalet ücretine doğru çektiler demektir. Şantiyeler, tersaneler, madenler tehlikeli iş kollarıdır. Buralarda bile asgari ücret, temel ücret haline geldiyse oturup düşünmek gerek. Biz de inşaat sendikaları olarak yetersiz kaldık. Bu özeleştiriyi de yapmamız gerek.”
KARLIKAYA: ASGARİ ÜCRET, İNSANLARI ÇARESİZ BIRAKMA ÜCRETİDİR
Tekgıda-İş Sendika Temsilcisi Suat Karlıkaya, Türkiye gibi ülkelerde asgari ücretin “köleleştirme aracı” olduğunu söyleyerek şöyle açıkladı:
“Ülkedeki asgari ücret köleleştirme aracından başka bir şey değil. Köleleştirme nedir? Yani ne acından ölecek kadar az yemek verirsin, ne de karnı doyacak kadar çok yemek verirsin. Asgari ücret, bu dengeyi sağlayıp insanları çaresiz bırakma ücretidir. Asgari ücret işçiyi susturabilmek amacıyla verilen bir ücrettir. Hiçbir zaman yeterli değildir. İşçiler, kendisine reva görüleni kabul ederek değil, örgütlenerek hakkı olanı alabilir.”
KULU: SENDİKALARIN SÖZ HAKKI YOK
Birleşik Metal İşçileri Sendikası 2 No’lu Şube Sekreteri Engin Kulu ise şu değerlendirmede bulundu:
“Telaffuz edilen rakam yoksulluk sınırının altında bir rakam. Açlık sınırı da enflasyonla birlikte her geçen gün artıyor. Önceden yılda bir yapılırdı. Şimdi açıklanan sahte enflasyonlarla böyle artışlar yapıyorlar. Türkiye’de devletin kurumları işlemez hale geldi. Her şey tek adamın ağzından çıkan bir kelime ile belirleniyor. Demokratik bir işleyiş yok, sendikalara söz hakkı verilmiyor.”
Kaynak: Gerçek Gündem
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***