YENİ FAY HATLARI RİSK OLUŞTURUYOR
Kenti etkileyecek mevcut fay hatlarının yanı sıra Asya ve Arap Levhası arasında sıkışan bir fay hattının da risk oluşturduğunu hatırlatan Atik, gerekli adımlar atılmaması durumunda bu fay hattında yaşanacak olası bir depremin daha büyük bir yıkıma neden olacağı uyarısında bulundu. Van’da en son yaşanan 4,1 şiddetindeki depremin de yine burayla ilgili olabileceği ifadelerini kullanan Atik, şunları söyledi:
“Kaygımız İskele Mahallesi istikametinde olan ve İran’a doğru uzanan hattın tetiklenmesiydi. Son yaşanan deprem de bu konuda tedirginlik yarattı. Bu, tren yolunu takip eden ve Asya ile Arap levhası arasında sıkışan bir fay hattı ve bir gün deprem üretecektir. 2011 yılındaki depremin şiddetinden daha fazla bir şiddetle deprem olabilir. Bir önceki fay hattı kent merkezinden uzaktı diye fazla yıkım olmadı ama merkeze çok yakın bir yerde. Burada bir deprem olsa mevcut yapı stoğunun yarısından fazlasını yıkacak. Maalesef bu bölgede de yapılaşma riske uygun gerçekleşmiyor. Daha önce de depremin tetiklediği fay hattının üzerinde veya yakınlarında imar çalışması yapıldı. Bu durum, olası bir deprem için ölüme davetiye çıkarmaktır. Fay hattının geçtiği veya stres biriktirdiği yerde imar yapmak büyük tehdit.”
‘İMAR AFFIYLA BİRÇOK KAÇAK YAPI AKLANDI’
Deprem riski taşıyan kentte metruk yapıların veya kaçak yapılaşmanın yoğunlukta olduğuna dikkat çeken Atik, yaptıkları çalışma ile ilgili şu bilgileri aktardı: “Yakın zamanda Ali Paşa Mahallesi’ne bir tarama yaptık. Buradaki yapı stokunda eski ve hasarlı bina çok fazlaydı. Bu durumun ortadan kaldırılmasını, bunların olası depremde oldukça tehlikeli olacağını dile getirdik ancak bundan da sonuç alamadık. Kentteki birçok yapı metruk yapıdadır ve ömrünü tamamlamıştır. Ancak dönüşüme tabii tutulması gereken bu yapılar göz ardı ediliyor, çünkü kimileri için rant teşkil etmiyor. Yetkililer de buna göz yumuyor. Yasalara, mevzuatlara uygun hareket edilmiyor. Depremden sonra kentteki kaçak yapılara, kaçak katlara ilişkin 2018 yılında uygulanan imar barışı da ayrı bir facia. Bununla birçok programsız ve kaçak yapı aklandı. Bunların çoğu kentte büyük bir tehdit. Bu süreç 2018 yılından sonra da devam etti. Çünkü bir daha imar affı gelecek diye kaçak yapılar yapılmaya, katlar çıkılmaya devam ediyor.”
‘TOPLANMA VE BARINMA ALANLARI EKSİK, ALT YAPI YETERSİZ’
Afetlerde en çok aranan alanların başında toplanma ve barınma alanları geliyor. Yine alt yapı ve yol gibi konular da oldukça önemli. Alt yapı sistemlerinin de yetersiz ve eski olduğunu anlatan Atik, olası bir depremde halkın kendi kaderi ile baş başa kalacağını söyledi. Kentte toplanma ve barınma alanlarının da olmadığını ifade eden Atik, olası su sorununa işaret etti:
“1980-1990’lardan kalan alt yapıyla kente su veriliyor. Olası bir depremde su sorunu yaşanacak. Sudan dolayı ciddi zehirlenmeler olacak. Eski borularla taşınan su, olası depremde aşırı arsenikli bir hal alacak. Hem çok eski hem de nerden geçtiği bilinmiyor. Toplanma alanlarında da alt yapı çalışmaları eksik. Kentte bulunan toplanma alanları tamamıyla böyle. Bu alanlar; ulaşılabilir, güvenilir ve belirgin değil, alt yapıları hazır değil. Yani depremden kaçarken sele veya yangına maruz kalabilirsiniz. Boş araziler toplanma alanı olarak gösterilmiş burada da alt yapı yok. Her mahallede en az bir iki tane olmalıyken maalesef alt yapısı olan tam teşekküllü barınma alanları da yok. Var olan toplanma alanlarını da halk bilmiyor. Bu konuyla ilgili de belirsizlik çok. Daha doğrusu alanlar olası bir depreme elverişli değil. Özet olarak kent ne alt yapı ne de üst yapı olarak depreme hazır değil.”
‘GÖRÜŞLERİMİZ DİKKATE ALINMIYOR’
Atik’in dikkat çektiği bir başka konu ise kentteki meslek odalarının depreme veya depremi ilgilendiren çalışmalara dönük çalışmalara dahil edilmemesi. Uzun zamandır depreme ilişkin çağrılarda bulunduklarını hatırlatan Atik, “Bir araya gelelim ve deprem noktasında ortak hareket edelim dedik. Ama maalesef konudaki birçok girişimimiz sonuçsuz kalıyor. Belediye ve üniversite il risk azaltma planı oluşturdu ama oda olarak yine dahil edilmedik. Sadece biz değil, kentteki diğer odalarla da ortaklaşılmadı. Kentin dönüştürülmesi konusunda çağrılarımız oldu. Karşılık bulamadık. Hatta bazı bölgelerde yapılan imar planının riskli olduğunu, oradaki çok katlı binaların zemine uygun olmadığını söyledik. Yine İpekyolu’nun aşağı kısımlarında zemin sıvılaşmalarının olduğunu ifade ettik. O bölgede müstakil katlara izin verilmesi gerektiğini belirtmemize rağmen rant öncelendi ve çok katlı binalar için izin verildi” sözleri ile görüşlerinin dikkate alınmadığını söyledi.
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***