WAN– KESK Wan Şubeler Platformu öncülüğünde “Ape Musa 100 Yaşında” kitabına dair söyleşisi gerçekleştirildi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Wan Şubeler Platformu, Aziz Yural Konferans Salonu’nda Gazeteci Hüseyin Aykol’un editörlüğünü üstlendiği ve Aram Yayınları’ndan çıkan “Apê Musa 100 Yaşında” kitabına yönelik söyleşi gerçekleştirdi. Çok sayıda kişinin katıldığı söyleşinin moderatörlüğünü Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri gazeteci Adnan Bilen yaptı.
Bilen’in kısaca kitabı tanıtması ve Musa Anter’in hayatını özetlemesinin ardından Dicle Anter kitabı yazma sürecini anlattı. Anter, “Babam askerlikten sonra Diyarbakır’a geçiyor. Orada arkadaşlarıyla birlikte gazete çıkartıyorlar. Babam orada yazdığı Qımıl şiiriyle bir etki yaratıyor. Herkes ‘nasıl bir Kürtçe yazar’ diye düşünmeye başlıyor. Babam daha sonra bu şiir nedeniyle gözaltına alındı” diye konuştu. Anter, daha sonra Apê Musa’nın ilk gözaltına alınışının hikayesini anlattı.
‘BABAMIN İDAMLA YARGILANDIĞINI GAZETEDEN ÖĞRENDİM’
Anter, daha sonra “49’lar davası” olarak bilenen dava sürecini ve Apê Musa’nın tutuklanış ve cezaevi sürecini anlattı. Anter devamla, “Babamın niçin cezaevine girdiğini gazeteden öğrendim. Gazetede babamın idamla yargılandığını öğrendim. Bu süreç içerisinde babamı cezaevinde ziyaret ediyordum ve babam kitap yazıyordu. O dönem bizim koğuşlara girmemize izin veriyorlardı ve babamın içeride yazdığı tüm yazıları göğsümüzde dışarıya taşıdık. Daha sonra babam afla serbest bırakıldı” ifadelerini kullandı.
Apê Musa’nın sürekli hareketli bir hayatını olduğunu söyleyen Anter, “Babam öldürüldüğünde 42 yaşındaydım fakat toplam 5 yıl süre geçiremedim. Babam katledildikten sonra onunla baba-oğul ilişkisini geliştirdim ve o zaman öğrendim babam neden Apê Musa. Babamla, ablamın evlendiği yıl 2 ay yaz tatilinde vakit geçirebildik, çok vakit geçirememiştik. Babamla tam bir ilişki geliştireceğim zaman onu kaybettim” diye konuştu.
KİTABI YAZMA SÜRECİ
Kitabı yazma sürecinin gazeteci Hüseyin Aykol ile karar verdiklerini söyleyen Anter, “Babamın arkadaşları güzel şeyler yazdılar ve kitaba katkı verdiler. Aykol şöyle demiş; Bir filozofun yayın yönetmeni oldum ben. Kitapta babam hakkında en ön plana çıkan şey, gençlere ve kadınlar verdiği değerdir. Babamın evine gelip yemek yemeden giden kişi sayısı çok azdır, babam misafirlerine mutlaka yemek yedirirdi. Gelen üniversite öğrencilerine Kurdistani yemekler yapardı” diye belirtti.
Söyleşi Anter’in konuşmasının ardından soru-cevap kısmıyla son buldu. Anter daha sonra katılımcıların kitaplarını imzaladı.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***