– İktidarın faiz politikasının ekonomideki tahribatı her geçen gün derinleşiyor. Merkez Bankası’nın uyguladığı faiz politikasını servet transferi olarak nitelendiren ekonomistler, enflasyon ve döviz kurlarında yarattığı etki nedeniyle ucuz fonlamanın faturasının doğrudan halka kesildiğine dikkat çekiyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) en son açıkladığı nisan enflasyonu dahi yüzde 43 olmasına karşın Merkez Bankası’nın yüzde 8,5’le fonladığı bankalar, siz ihtiyaç kredisi çektiğinizde yıllık yüzde 60ı aşan yıllık maliyet oranı uyguluyor.
Örneğin; 24 ay vadeli, 10 bin TL ihtiyaç kredisi için başvurusu yaptığınızda, yaklaşık yüzde 70 faiz ve 16 bin 722 lira topla geri ödeme çıkıyor karşınıza. Diğer bankalarda da durum aşağı yukarı böyle.
Aynı miktar için 12 aylık vadeyle ihtiyaç kredisi başvurusu yaptığınızdaysa, kredi skoruna göre değişmekle birlikte aylık ortalama yüzde 3,50 faiz uygulanıyor. Kredi masraflarını eklediğinizde ödediğiniz faiz oranı daha da yukarı çıkıyor.
Mevcut politikaların uygulayıcısı Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda yüzde 49,52 oranında oy alması da, ihtiyaç kredisi faizlerini biraz daha yükseltti. Seçim öncesi yıllık basit faiz oranı yüzde 48’lerden yüzde 65-70 aralığına geldi.
MEVDUAT FAİZİ YÜZDE 30’U BULDU
Buna karşılık, kendi paranızı bankaya yatırdığınızda tüm vadeler dikkate alındığında ortalama yüzde 22 faiz veriliyor. Merkez Bankası verilerine göre, Türkiye’de en yaygın olan 1-3 ay vadeli hesaplara verilen mevduat faizi ise yüzde 30 civarında. Bu oranın da son 20 yılın en yüksek faizi olduğunu not almakta fayda var. (EKONOMİ SERVİSİ)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***