Türkiye’nin gündemi İzmir ve çevresini sarsan, 28 can alan depremle değişirken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Fransız mallarını boykot çağrısının ardından tartışılmaya başlanan Emine Erdoğan’ın 50 bin dolarlık Hermes marka çantasının ‘çakma’ olup olmadığı merak konusu oldu.
Yandaş Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi ve yazarı Hande Fırat, çantanın imitasyon olduğunu yazdı.
Fırat, “Orijinal marka çanta kullanmamaya özen gösteriyor. Yani iddia edildiği gibi büyük rakamlara çanta alınmıyor. Daha çok yerli malını tercih ediyor. Orijinalin yerine çakma yani imitasyonlarını alıyor. Tercihi daha çok geri dönüşüme imkân veren maddelerden çanta ve aksesuarlar” ifadelerini kullanırken, çantanın gerçek olduğunu iddia edenler de var.
Sözcü Gazetesi ekonomi yazarı Murat Muratoğlu, sahte Hermes olduğu iddia edilen çanta ile ilgili ironik bir üslupla kaleme aldığı yazısında, 35 bin dolarlık bir çanta alan banka müşterisi ile yaşadıklarını paylaştı:
“Bir sabah daha gün ışırken telefonum çalmaya başladı… Bir baktım müşterilerimden hesabı çok kabarık bir hanımefendi arıyor. “Hayırdır inşallah” deyip açtım telefonu… Hızlı hızlı; “Murat Bey günaydın… Acil 35 bin Euro nakit paraya ihtiyacım var. Size ıslak imzalı talimatımı şoförümle yolluyorum. Hemen ona verirsiniz… Çok acil lütfen!” dedi… “Maalesef çok zor… Sabahları hiçbir şubede bu kadar para olmaz.
Tek tek bütün şubeleri aradım, mail attım, sordum, soruşturdum… Yok, yok, yok! Müşteri bankanın sağlam müşterisi… İlk defa böyle bir şey talep etmişti. Bulmamak olmaz! Aldım elime listeleri, bir gün önceden grup talep eden şubeleri taradım. Nitekim şubelerin birinde hem de şahsen tanıdığım bir müşteri sabah çekmek için bir gün önceden 50 bin Euro talep etmişti. Aradım adamı, öğleden sonraya ikna ettim parasını almasını…
Para işi tamamdı ancak bu sefer de şoförde sorun çıktı. Adam bir sebepten gelemeyecekti Mecburen ben şubeye gittim Faks ile gelen talimatı teslim ettim. Elimde 35 bin Euro ile kalakaldım. Hanımefendiyi aradım, bir kadının geleceğini, parayı ona teslim etmemi, karşılığında bana bir çanta vereceğini söyledi. Bu mu çok acildi?
Kadın geldi. Parayı teslim aldı. Saydı. Çantayı verdi. Gitti. Elimde 35 bin Euro değerinde bir çantayla döndüm masama… Bütün bankayı ayağa kaldırmışım. Çalıştığım kızlardan biri duymuş, masasından koptu geldi. Açtık kutuyu… Bildiğin fıstık yeşili sarayın kullandığı çakma denilen çantanın gerçeği… Öyle mağazada satılan bir model değilmiş. Almak için sıraya girip 6 ile 9 ay arasında bekliyormuşsun. Müşterim beklememek adına sırası gelen kadına 4 bin Euro fazla ödeyip, 31 bin Euro değerindeki çantayı 35 bin Euro’ya almış.
Acil! Asgari ücret ne kadardı? 240 Euro mu? Bildiğin fakiriz ulan biz… Kahrol Macron! Çanta çıktı mı çakma? Para kazandırmadık bu sefer Fransa’ya…”