AMED – Avrupa Êzidî Cemaati öncülüğünde Amed’te aynı sofrada buluşan farklı inançtan isimler, tekçi anlayışın yarattığı sorunları konuştu.
Avrupa Êzidî Cemaati, Amed’in Sûr (Sur) ilçesinde bulunan Ermeni Surp Giragos Kilisesi’nin bahçesinde farklı inanç temsilcileriyle bir araya geldi. Kahvaltı ve tanışma etkinliğine, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Amed milletvekili adayları Azad Barış ve Mehmet Kamaç, Ezidi Kültür Vakfı’ndan Eyüp Burç, Mêrdîn Kırklar Kilisesi Ruhani Papazı Gabriel Akyüz, Amed Keldani Katolik Kilisesi Vakfı Başkanı Yusuf Karadayı, Surp Giragos Ermeni Vakfı Başkanı Ergün Ayık, Amed Protestan Kilisesi Pastörü Ahmet Güvener, Demokratik İslam Kongresi (DİK) Eş Başkanı Seyda Emin Ay ve Amed Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği üyeleri katıldı.
‘BU TÜR SOFRALARA İHTİYAÇ VAR’
Etkinlikte konuşan Surp Giragos Ermeni Vakfı Başkanı Ergün Ayık, farklı inançlarla aynı sofrada buluşmanın önemine değinerek, “Bunu sağlayan demokratik mücadeleye selam olsun” dedi.
Bu tür buluşmaların sürmesini dileyen Ayık, “Ülkenin bu tür sofralara ihtiyacı var. Umuyoruz ki bu seçim, herkesin özgürce yaşadığı ve sofralarda buluştuğu bir yaşama vesile olur” diye belirtti.
Mêrdîn Kırklar Kilisesi Ruhani Papazı Gabriel Akyüz ise, Süryanice yemek duası okudu.
‘TEKÇİ’ ANLAYIŞIN YARATTIĞI YIKIM
Okunan duanın ardından Yeşil Sol Parti’nin Êzidî milletvekili adayı Azad Barış konuştu. Barış, cumhuriyetin birinci yüzyılında sürdürülen “tek millet, tek devlet, tek din” anlayışının ülkenin kadim, otoktan toplulukları, halkları ve inançları için büyük bir yıkım ve mağduriyet yarattığını belirtti. Barış, “Biz her kapıdan, eşik taşını öperek geçeriz. Onun için bütün taşları öperek size geleceğim. Bilin ki ben Ermeniyim, Süryaniyim, Aleviyim, Êzidîyim, Müslümanım ve Keldaniyim. Burada az bırakılmış halkların, azıcık içinde kültürünü taşıyan bir temsilcisi olmak istiyorum” şeklinde konuştu.
Lozan Antlaşması’nda bazı cemaatleri kapsayan gelişmelerin olduğunu ancak o cemaatlere verilen sözlerin yerine getirilmediğini hatırlatan Barış, “Biz bunların hayata geçirilmesi için, bütün hakların Anayasal güvence altına alınması için elimizden geleni kollektif bir şekilde yapacağız” ifadelerini kullandı.
‘HALKLARIN TEMSİLCİSİ OLACAĞIM’
“Eğer halkların birlikteliğine inanan, demokratlar, Kürtler parlamentoya güçlü bir ekip gönderirse, bu sistemi değiştireceğimize inanıyoruz” diyen Barış, Êzidîler başta olmak üzere, bütün halkların haklarını tek tek Meclis’te savunacağını belirtti. Barış şöyle devam etti: “Şengal’de, 2014’te 73’üncü Ferman dediğimiz katliamın ‘jenosid’ olarak kabul edilmesi için parlamentoya çok güçlü bir şekilde gireceğiz. Geçmişle, Seyfo’dan tutalım da, büyük felakete kadar yüzleşmeden, hiç kimse yeni bir Cumhuriyet’ten söz edemez. Biz yeni bir inşa için sizin temsilciniz olacağımızı bilmenizi istiyorum.”
‘DİN, TOPLUMLARI YAKINLAŞTIRMAK İÇİN VARDIR’
Mêrdîn Kırklar Kilisesi Ruhani Papazı Gabriel Akyüz, din ile devlet işlerinin ayrı olması gerektiğine vurgu yaparak, “Din suiistimal edilmemeli. Din toplumları birbirine yaklaştırmak için vardır. Dinde her zaman iyilik, doğruluk vardır” ifadesini kullandı.
Ermeni Vakfı’nın 2’nci Başkanı Caffur Ohanya, farklı inançların ortaya çıkardığı zenginliğe dikkat çekerek, “Sadece Amed’de değil, tüm Türkiye’de farklı inançların bir arada olacağı sofraların kurulmasını diliyorum” diye konuştu.
‘ALEVİLER ÖTEKİLEŞTİRİLDİ’
Diyarbakır Pir Sultan Abdal Derneği ve Cemevi Başkanı Aydın Atlı, Alevilerin de ötekileştirilen kesimler arasında olduğunu belirterek, “Geçmişte, bir arada ve bir sofrada oturabiliyorduk. Ancak maalesef siyasi ve tekçi zihniyet bizi ötekileştirdi. Bir siyasetçinin inanç kimliğini açıklaması bir hak ihlalidir. Cumhurbaşkanı biz Aleviler için kullandığı ‘tür’ tanımlamasını kesinlikle kabul etmiyoruz. Bu söylemine karşıyız. 14 Mayıs’tan sonra umarım demokratik bir cumhuriyete adım atarız” şeklinde konuştu.
‘HİÇBİR İNANÇ DİĞERİNDEN ÜSTÜN DEĞİLDİR’
DİK Eş Başkanı Emin Ay, “Hiçbir inanç, diğer inançtan daha değerli değildir. Bir din diğer bir dini hor görmeyi kabul etmiyor. İnsanlığın var oluşundan beri inanç vardır. Biz yok sayılmaya karşıyız. Seçimden sonra tekçi siyasettin son bulması ve bütün herkesin özgürce kendini ifade ettiği bir Meclis’in oluşmasını temenni ediyorum” diye konuştu.
Protestan Kilisesi Pastörü Ahmet Güvener, tarih boyunca Êzîdî ve Alevi köylerinin boşaltıldığına işaret etti. Güvener, “Nefret söyleminden dolayı çocuklarım isimlerinden dolayı acı çekti. Biz artık söylemlerimizi değişmeliyiz. İnançlar ötekileştirilemez” ifadelerini kullandı.
‘RENKLERİMİZLE MECLİS’TE OLACAĞIZ’
“Farklılıklarımızla bir arada olmamız gerek” diyen Yeşil Sol Parti Amed milletvekili adayı Mehmet Kamaç, “Bütün değerleri savunmamız lazım. Bizim ortak dilimiz kardeşlik ve barıştır. Bütün renklerimiz ve seslerimizle Meclis’te olacağız. Bu sofra bu topraklarda yeni bir başlangıç olacak” dedi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***