Türkiye’de uzun süre konuşulan Osman Şiban ve Servet Turgut’un ‘helikopterden atılarak’ işkenceye uğramalarının üzerinden 2,5 yıl geçtikten sonra o ‘operasyonda’ yer alan askerlerin ifadeleri ortaya çıktı.
Van’ın Çatak ilçesinde operasyona çıkan askerler tarafından gözaltına alındıktan sonra helikopterden atıldıkları belirtilen köylülerden Servet Turgut’un ölümü, Osman Şiban’ın da ağır yaralanmasına neden olan olayın üzerinden 2,5 yıl geçtikten sonra askerlerin o güne ilişkin ifadelerine ulaşıldı.
Mezopotamya Ajansı’ndan Adnan Bilen’in haberine göre, olaya ilişkin heyet kuruldu ve üst düzey askeri bir yetkili tarafından o gün operasyona çıkan 40 askerin ifadeleri alındı. 16 Eylül 2021 tarihinde alınan ifadeler üç bölümden oluşuyor.
Belgelerde; operasyonda yer alan, helikopter pistinde bulunan ve Şiban ile Turgut’la birlikte helikoptere binen askerlerin ifadeleri yer alıyor. İfadelerin neredeyse tümünde Şiban ve Turgut’un helikoptere sağlam bindirildikleri, yüzlerce askerin ortasına atıldıkları, o anda bir kargaşanın olduğu, askerler dağıldıktan sonra Turgut ile Şiban’ın pistte ağır yaralı bir şekilde yattıkları belirtildi.
OSMAN ŞİBAN “BİZİ DÖVDÜLER” DEMİŞTİ
İfadeler, Osman Şiban’ın ifadeleriyle uyuştu. Olayın hemen ardından uzun süre hafıza kaybı yaşayan Osman Şiban, daha sonra yaşadıklarını TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık’a anlatmıştı.
Şık, olayla ilgili raporunu 2 Kasım 2020 tarihinde açıklamıştı. Rapora göre, Osman Şiban “Helikopterde, tam hatırlamıyorum ama 20 kadar asker vardı. Ben öyle bakıyordum askere benim yüzüme yumruğu yapıştırdı. ‘Bakmak yasak, konuşmak yasak, sağa sola bakmak yasak’ diyerek bana vuruyordu. Yüzüme vuruyordu hep. Servet’e de vuruyorlardı. Helikopterin içinde kaç tane yumruk ağzıma vurdular. Helikopter içinde bizi çok dövdüler. Bir askerin, komutan mı bilmiyorum Servet’i kastederek ‘Bu ihtiyarı dövmeyin, bu ihtiyar ölecek’ dediğini duydum” demişti.
‘PİSTTE LİNÇ’
Osman Şiban, helikopterin indiği Van İl Jandarma Alay Komutanlığı içindeki pistte yaşananları ise şöyle anlatmıştı: “Helikopter indi. İçindeki askerlerin de hepsi inmiş. Ben de böyle sağa sola baktım. Bizi daha indirmemişlerdi. Baktım dışarıya çok asker var. Belki 100-150 tane asker var. Kuşatmış asker, hazır durumda bekliyordu. Silahı da var üstlerinde. Birisi, ‘O teröristleri indirin aşağıya’ dedi. Baktım, iki asker yukarı geldi. Önce cenazeleri attılar. Sonra bizi de attılar. Helikopterin kapısının ağzından arkamızdan aşağıya itildik. Servet’le betonun üzerine düştük. Sonra o gördüğüm 100-150 asker üzerimize çullandılar. Tekmeler, yumruklar… Vallahi bizi yere sürdüler. Her birimizin başında 10 kişi, 20 kişi. 10 kişi bir kişinin üstüne geçiyordu, hepsi bize yetişip dövüyordu bizi. Bize ne yaptılar bilmiyorum. Bana ne yaptılar bilmiyorum.”
ASKER, ŞİBAN’IN ANLAMINI DOĞRULADI
Şiban’ın bu anlatımları, askerlerin ifadeleriyle örtüşüyor.
Bir askerin ifadesinden ilgili bölüm şöyle: “Bölgede gözetleme yaparken aşağıda bulunan dere yatağında yaklaşık 500 metre ilerde bir şahıs gördük. Bir unsurumuz şahsı yakalamak için şahsın arkasından gitti. Biz şüpheli şahsı yakaladık. Şahsa herhangi bir darp, vurma, dövme, hakaret vb. bir girişimimiz kesinlikle olmadı. Uzaktan gördüğüm kadarı ile ikinci alınmış olan şahsın vücudunda herhangi bir yaralanma vb. bir durum olmadığını gördüm ama ilk alınan şahsın kollarında ve yüzünde yara izleri olduğunu gördüm.”
RÜTBELİ ASKERDEN ‘KAYADAN DÜŞTÜ’ İDDİASI
Operasyonu yöneten rütbeli bir asker ise verdiği ifadede, çıkan çatışma sonrası bir kişinin kayalık bölgede kıyafetlerini değiştirerek şüpheli hareketlerde bulunduğunu savunarak, “Servet Turgut adlı şahıs temas sonrası kaçmaya çalıştı. Kaçarken Masîro Deresi’nde yer alan büyük kaya bloklarından düştüğü gözlemlendi. Kendisinin yanına gittiğimizde yaralandığı tespit edildi. Yaralıyı timin bir unsuru ile birlikte helikopterin inme-binme bölgesine gönderdik. Çatışma bölgesinde daha önceden işbirlikçi (milis) olarak bilinen hatta bir gün öncesinde evinde teröristlere görüşme yaptığı duyumu alınan Osman Şiban adlı işbirlikçinin gözaltına alınması için bir ekip gönderdim. Onunla beraber çatışma bölgesinden kaçarken, diğer şüpheli Servet Turgut ve bir örgüt üyesinin cesedi helikopter faaliyeti ile bölgeden tahliye edildi” iddiasında bulundu.
‘HELİKOPTERDEN DÜŞTÜ, EZİLME TEHLİKESİ GEÇİRDİ’
Turgut ve Şiban’ı helikopterle götüren askerler ile helikopterin indiği Van İl Jandarma Komutanlığı pistindeki askerlerin ifadelerinde ise olayın iç yüzü de ortaya çıkıyor. İfadelerde geçen “Helikopter yaklaştığı sırada iki şüpheli şahıs yere düştü” açıklaması, Turgut ve Şiban’ın helikopter piste inmeden atıldıklarını doğruluyor.
İfadelerde şu dikkat çekici cümleler kullanılıyor: “Gözaltına aldığımız iki şahsı ve personellerle helikoptere bindik. Her iki şüpheli şahıs da yürüyerek kollarında iki personel olduğu halde helikoptere bindi. Helikopter içerisinde şahıslara karşı bir darp olmadı. Helikopterle İl Jandarma Komutanlığı’nın pistine indik. Helikopter yere indi. Biz çanta, silah ve diğer malzemelerimizi hazırlarken pistte bulunan ve bize yardım edecek personeller bizim yanımıza doğru yaklaşmaya başladı. Hava karanlıktı ve kimlerin geldiğini görmedik. Bu esnada helikopterden ilk olarak örgüt üyesinin cesedi indirildi. O esnada her iki şahıs da ‘yere’ düştü. Bu esnada Osman Şiban yaralandı. Bize yardıma gelen personel tarafından ezilme tehlikesi geçirildiler. Daha sonra iki şüpheli şahıs ambulansla hastaneye götürüldü.”
LİNÇ GİRİŞİMİNE ‘KARGAŞA’ TARİFİ
Askerler ifadelerinde, Osman Şiban’ın linç edilmesi iddiasını “kargaşa” olarak tarif etti. Bir askerin ifadesi şöyle: “Olay günü operasyon bölgesinden gelen helikopter içerisindeki JÖH timini, etkisiz hale getirilen örgüt üyesi cesedi ve gözaltı işlemi yapılacak olan 2 şüpheli şahsı karşılamak amacıyla pistte bulunuyorduk. Helikopter piste indikten sonra, kapısının açılmasıyla ceset ve tim personeline ait çantaların tahliyesi esnasında helikopter etrafında bir kargaşa yaşandı. Pistte bulunan personel sayısının fazla olması ve havanın karanlık olması nedeniyle ne olduğunu görmedim. Daha sonra kalabalığın dağılmasıyla yerde yatan iki şahıs hazır bekleyen ambulanslarla hastaneye sevk edildi.”
Serbest Görüş:
NE OLMUŞTU?
11 Eylül 2020 günü operasyona çıkan askerler, 7 çocuk babası Servet Turgut (55) ve 8 çocuk babası Osman Şiban’ı (50) gözaltına aldı. Helikoptere bindirilen iki yurttaşın, iki gün sonra Van Bölge ve Eğitim Araştırma Hastanesi yoğun bakımında oldukları öğrenildi. Daha sonra Servet Turgut hayatını kaybetti.
Mezopotamya Ajansı’nın ortaya çıkardığı olay, kamuoyunda büyük yankı uyandırırken, olayın tek tanığı Osman Şiban’ın hafızasını geçici olarak yitirmesiyle uzun süre açıklığa kavuşamadı.
Osman Şiban, olaydan 9 ay sonra ifade verdi. Şiban hakkında, “örgüt üyeliği” iddiasıyla Van Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturma başlatıldı. Başsavcılığın iddianameyi gönderdiği Van 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi ise Şiban’ın ikametgahı nedeniyle “yetkisizlik” kararı vererek, dosyayı Mersin’e gönderdi.
İŞKENCEYİ DUYURAN GAZETECİLER TUTUKLANDI
Öte yandan, haberler nedeniyle MA Muhabirleri Adnan Bilen ile Cemil Uğur, Jinnews muhabiri Şehriban Abi ile gazeteci Nazan Sala gözaltına alınarak tutuklandı. 6 ay cezaevinde kalan gazeteciler, yargılandıkları davadan beraat etti.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***