Cezaevlerindeki hak ihlallerine ilişkin bilgi veren İHD’den Gülseren Yoleri, baskıyla beraber artan intihar vakalarına dikkat çekti
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, Marmara bölgesinde bulunan cezaevlerinde yaşanan 3 aylık hak ihlalleriyle ilgili raporunu açıkladı. Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarını kapsayan raporda, salgın gerekçe gösterilerek açık ve kapalı görüşlerin sınırlandırılması, tutuklulara verilen yemeklerin yetersizliği, temizlik, maske ve dezenfektan gibi malzemelerin verilmemesi, hasta tutukluların durumu, tecrit koşullarının ağırlaştırılması, tutukluların yaşam hakkı ihlalleri, sağlığa erişimde yaşanan sorunlar gibi yüzlerce hak ihlali sıralandı. Raporda, ayrıca 3 ay boyunca 786 hak ihlalinin yaşandığını vurguladı.
Erişim engellendi, ölümler arttı
Rapora ilişkin Mezopotamya Ajansı’na değerlendirmelerde bulunan İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, tecrit koşullarının ağırlaştırılması ve hasta tutukluların durumunun kaygı verici olduğunu ifade etti. Son zamanlarda cezaevlerinde artan ölümlere değinen Yoleri, yaşanan ölümlerin daha çok tutukluların sağlık hakkında erişimin engellenmesinden kaynaklandığının altını çizdi.
İntihar oranında artış
Yoleri, Cezaevlerinde gittikçe ağırlaştırılan tecrit koşullarının beraberinde psikolojik sorunları getirdiğini ve bu nedenler intihar vakalarında artış olduğuna dikkat çekti.
Tek kişilik hücrelerde kalan tutukluların zaman zaman hiç kimsenin seslerini duymadıklarını, bazı tutukluların bir yıl boyunca hücrelerinde duydukları tek sesin kapı çarpmaları olduğunu aktaran Yoleri, bu durumun tutuklular üzerinde çok ağır travmalara neden olduğunu vurguladı.
Tutukların sağlık hakkına erişimde ciddi sorunlar yaşandığını belirten Yoleri, “Tutukluların hastaneye sevklerinde ciddi hak ihlalleri yaşanıyor. Hastaneye sevki çıkan bir tutuklu, uzman doktora gösterilmiyor. Cezaevleri revirinde uzaman doktor yok. Çoğu zaman doktor bulunamıyor. Düzenli kullanılan ilaçların verilmemesi gibi şikayetler var. Çok acil durumlarda tutuklular hastanelere götürülüyor. Burada yapılan tetkiklerin sonuçları tutuklulara verilmiyor” dedi.
Cezaevlerinde tutuklulara dayatılan çıplak arama uygulamasının normalleştirilmek istendiğini dile getiren Yoleri, uygulamaya karşı çıkan tutukluların işkencelere maruz kaldığını söyledi.
İmralı’dan haber yok
Marmara bölgesinde bulunan ve bilgi alamadıkları tek cezaevinin İmralı Cezaevi olduğunu dile getiren Yoleri, “İmralı’da başlayan tecrit uygulaması, tüm cezaevlerine yayılmış durumda. Tecrit orada derinleştikçe, diğer cezaevlerinde de derinleşiyor” dedi.
Hükümete çağrı
Bu arada Dünya Hasta Hakları Günü’nünde hükümete seslenen İHD Merkezi Hapishaneler Komisyonu Sözcüsü İlhan Öngör, tüm hasta tutukluların serbest bırakılmasını istedi. Türkiye’nin yıllardır kanayan yarasının hasta tutuklular olduğunu ve bunun için mücadele ettiklerini söyleyen Öngör, İHD’de olarak 2020 yılının ilk aylarında yayınladıkları hasta mahpus listesinde 591’i ağır olmak üzere bin 564 hasta tutuklunun tespit ettiklerini ancak hasta tutuklu sayısının bu yayınladıkları listenin üzerinde bulunduğuna değindi.
Hasta tutukların “cezaevinde kalamaz” raporlarına rağmen tahliye edilmediğini ve tedavilerinin yapılmadığını belirten Öngör, sözlerini şöyle tamamladı: “Hasta mahpuslar sorunu hukuki boyutu ile beraber vicdani, insani ve ahlaki bir sorundur. Yapılması gereken şey insan onuruna yakışan bir bakış açısı ile yaşam hakkını koruyan hukuki düzenlemelerle acilen hasta mahpusların tedavilerin yapılması ve hasta mahpusların derhal serbest bırakılmalarını talep ediyoruz.”