Yıllar önce Fenerbahçe Sevilla’yı İspanya’da penaltılarla elerken bu maça şahit olanlar belki de futbol yaşamlarının en keyifli günlerinden birini yaşamışlardı. Yıllarca bu zafer dillerden düşmedi…
Daum’la geçen 4 yılın ardından Zico’nun ikinci yılında Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finale atılan adım, aslında Fenerbahçe’nin uzun yıllar temeli atılan çalışmasının bir sonucuydu. Ve gelinen bu nokta, Sarı Lacivertlilerin ilerleyen yıllarda çok daha iyi işler yapacağının işareti olarak görülüyordu.
Ancak sonrasında yaşananlar herkesin malumu… 3 Temmuz kumpası, dağılan kadro, yaşanan zor yıllar Fenerbahçe’nin yükselişinin önüne set çekmişti.
Bu sezon Jesus’la Fenerbahçe yeni bir sayfa hedefledi. Mart ayına gelindiğinde üç kulvarda mücadeleye devam edilirken bu kez Avrupa’da Sevilla nostaljik bir rakip olarak bir kez daha Sarı Lacivertlilerin karşısına çıktı.
Bu kez aynı statta Fenerbahçe istediğim sonucu alamadı. ‘ Avrupa maçlarını havası başkadır’ derler, gerçekten de Fenerbahçe bu görüntüde karşılaşmaya başladı. Son dönemde düşüş gösteren takım oyunu, bu kez daha çok hissediliyordu. İlk 45 dakikada çok fırsat yakalandı, Valencia ve King bunları değerlendiremeyen isimler oldular. Ancak bu pozisyonları gördükçe Fenerbahçe’nin gol atacağı inancı artıyordu.
İlk yarıda Fenerbahçe’nin gol atamaması şansızlıktı, bir şansızlık da 56’da Sevilla’nın golünde topun Arao’ya çarpıp Altay’ı terse yatırması oldu.
Golden sonra Jesus değişikliklere başladı, Fenerbahçe de oyuna asılmaya çalıştı. Çok da kötü gitmiyordu ancak İspanyol ekibinin hesapta olmayan ikinci golü gelince tur için ilk başta kötü bir tablo ortaya çıktı
Samet ve Lincoln son dönemlerin aksine oldukça iyi performansları ile dikkat çektiler. Şaşırtmayan isim yine İrfancan’dı…
Jesus her türlü değişikliği yapıyor ancak bu futbolcuya sonuna kadar sabredebiliyor. Fenerbahçeliler de açıkçası bunu anlamakta zorlanıyor. İrfancan çok kritik bir noktada oynuyor ve ondan beklentiler hep yüksek. Ancak bir türlü beklentilere cevap veremeyince Fenerbahçe’nin orta sahası hep eksik oynuyor.
Bu skor Kadıköy’deki rövanş için kuşkusuz iyi değil. Ama imkansız diye de düşünülmemeli. Gününde bir takım, formda bir Jesus ve inanmış stat atmosferi 2. Sevilla zaferini yaşatabilir. Zira İspanyol ekibi ilk maçtaki performansıyla böyle bir tabloya direnebilecek izlenim bırakmadı…
Deniz Derinsu: 1968 İstanbul doğumlu. Saint Joseph Fransız Lisesi ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi İngilizce Basın Yayıncılık bölümü mezunu. Cumhuriyet ve Sabah gazetelerinde uzun yıllar spor muhabirliği ve yazarlığı yaptı. 2011 yılından beri çeşitli internet siteleri, TV programları ve dergilerde spor yazarlığını sürdürüyor. Evli, 1 kız çocuk babası.
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***