Osman ÇAKLI
İSTANBUL – Maraş merkezli depremlerin 11 ilde büyük yıkıma yol açmasının ardından, başta İstanbul olmak üzere diğer deprem bölgelerinde yaşayanlar barındığı binanın riskli olup olmadığını merak ediyor. Binaların risk durumunun belirlenmesi için başvurulan yöntemlerden karot testi ise apartmanları ikiye bölmüş durumda.
Çeşitli raporlara göre, İstanbul’da bulunan 1 milyon 165 bin 526 konutun yaklaşık yüzde 70’i 2000 yılı öncesi, yüzde 23’ü ise 1980 öncesi yapıldı. Konut stokunun büyük bir bölümünün eski ve 1999 depremini görmüş olmasıyla beraber, Maraş merkezli depremlerden sonra kentte yaşayanlar endişeye kapıldı ve bina sağlamlık testi yaptırmaya başladı.
Ancak bu incelemelerin bazılarının parçası olan karot testi konusunda kamuoyunda iki eğilim var: Bu testin yapılara zarar verdiğine inananlar mesafeli. Birçokları ise özellikle 2000 yılı öncesinde inşa edilen eski yapılarda beton kalitesinin ve mukavemetinin ancak karot alınarak belirlenebileceğine dikkat çekiyor.
Peki karot testinin binanın statiğine zarar verdiği iddiası doğru mu? Bu teste hangi aşamalarda ihtiyaç var? Karot testinin nasıl yapıldığını ve iddia edildiği gibi riskli olup olmadığını uzmanlara sorduk.
KAROTTAN ÖNCE YAPILMASI GEREKENLER
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı Emine Füsun Sümer, yapılarda karot testi yaptırmak için öncesinde teknik bazı aşamaların olduğunu söyledi. Sümer’e göre, ilk olarak yapının gözleme dayalı durum değerlendirilmesinin yapılması gerekiyor. Yani yapının inşasına esas teşkil eden projeler varsa, bunların tapu ya da ilgili belediyelerden temin edilmesi önemli.
Proje dosyalarıyla yapıların arasındaki uyumun kontrol edilmesi gerektiğine dikkati çeken Sümer, binanın taşıyıcı sistemiyle, malzeme durumu hakkında bilgi sahibi olunması için tahribatsız deneyler de yapıldığını belirtti. Bu incelemeler sonucunda, proje dışında binada bir işlem yapılıp yapılmadığının ortaya çıkarılması gerektiğinden söz eden Sümer, bütün bu sürecin yapı uzmanlığı alanında çalışan, binalar konusunda deneyimli inşaat mühendisleri tarafından yürütülmesinin elzem olduğunu kaydetti.
‘YAPI DURUMU KAROT TESTİYLE KESİNLEŞİR’
Taşıyıcı sistemdeki düzensizliklerin, varsa binada çatlaklar ve demir paslanması gibi durumların raporlanması gerektiğine işaret eden Sümer, bu aşamaya kadar binanın durumunun tahribatsız olarak ortaya çıkarılacağını vurguladı. Buradan sonraki aşama ise bina performans değerlendirmesi:
“Bir sonraki aşama beton kalitesi ve donatı durumunun incelenmesi oluyor. Malzemenin ne durumda olduğunu anlamak için karot incelemesine gidilir. Bu çalışmayı da işyeri tescil belgesi olan inşaat mühendislerinin ofisleri yapar. Çalışmanın ehil eller tarafından yapılması çok önemli olmakla birlikte doğru yerlerden numune alınması gerekir. Numune kolondan alınıyorsa demir donatılara zarar vermemek gerekir. Bu aşama malzemenin durumunu gösterir. Bütün bu malzeme verileriyle birlikte taşıyıcı sistemin görebileceği zararlar bilgisayar ortamında test edilir. Binanın öngörülen depremde göreceği hasar tahmin edilir. Yapının durumunu kesinleştirmek için karot yöntemine başvurulur.”
‘KAROT TAŞIYICI BÖLGELERDEN ALINIR’
Uzmanlar, karot için binada açılan deliklerin güvenlik açısından güçlü malzemeler ile kapatılıp havayla temasının kesilmesi gerektiğini, lisanslı firmaların bunu yaptığını ve bu tür firmalar ile çalışmanın en az test kadar önemli olduğunu vurguluyor.
Karot Testi Laboratuvar firmasıyla İstanbul’da faaliyet gösteren inşaat Mühendisi Mustafa Kılıç, lisanslı olmayan şirketlerle çalışılmaması uyarısında bulunuyor. Kılıç, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nının lisansına dikkati çekerken, çalışmalarını 2018’de yürürlüğe giren Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’nin şartlarına göre yaptıklarını vurguluyor.
Projesi olan ve ayakta duran binalar ile projesi olmayan ama ayakta olan binalarla ilgili çalışmalar yaptıklarını anlatan Kılıç, önce yapıdaki düzensizliği tespit ettiklerini anlatıyor. ‘Yapıdaki düzensizlik’ meselesini şöyle açıklıyor:
“Kastım, kısa kolon etkisi, yani güçlü kiriş, zayıf kolon. Bir kolon var, projede yanında herhangi bir duvar görünmüyor ancak imalat yapılırken bel hizasında duvar örülüyor. Deprem esnasında kolona daha fazla yük biniyor. Burada teknik olarak kısa kolon etkisinden söz ediyorum. Üç aşama olarak ilerleriz. Projenin uygunluğu, düzensizlikler ve karot alma. “Kolonun orta noktalarından, momentin sıfır ya da sıfıra yakın olan yerlerinden örnek alınır. Karot alınan yerler yüksek dayanıklı harçlarla kapatılır. Eğer binanızın güvenilirliğinden şüphe duyuyorsanız, binayla ilgili bilgisayar ortamında incelemeler yapılır. Kötü durumdaysa evraklar belediyeye verilir, bakanlıktan rapor numarası alınır ve bina kentsel dönüşüme girer.”
‘EN DOĞRU VE GÜVENİLİR SONUCU KAROT VERİYOR’
İnşaat Mühendisi Kılıç’a göre bina hasarlı ama kurtarılabilir durumdaysa güçlendirme tercih olarak yapılabilir. “Bir kişi binasının sağlam olup olmadığını öğrenmek istiyorsa bunu öğrenmesinin en kesin yolu karot testidir” diyen Kılıç, karot almanın binaya zarar vermediğini vurguladı. Başka yöntemler olduğundan söz eden Kılıç, en güvenilir ve doğru sonuç veren testin ise karot olduğuna vurgu yaptı. Mühendislik hizmetinde yüzde 1’lik bölümün bile önemli olduğundan bahseden Kılıç, karot aldıkları yerleri daha dayanıklı kimyasal malzeme ile kapattıklarını belirtti.
Uzmanlar açıkladı: Evler hangi yöntemle sağlamlaştırılmalı?
Tayfun Kahraman’dan ‘İstanbul depremi’ için topyekün seferberlik çağrısı
70 kişinin öldüğü Alpargün Apartmanı’nın müteahhidi: Dere yatağı olduğunu biliyorduk
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***