YORUM | ALPER ENDER FIRAT
AKP Genel Başkanı, Adıyamanlılara “Deprem zamanında bir iki gün geç geldik hakkınızı helal edin” demekle aslında tam olarak şöyle demek istiyor “Ordu depremden çok kısa zaman sonra yardıma koşmak için hazırlanmıştı ama hem benim talimatımla hazırlanmadıklarından hem de ne olur ne olmaz diye iki gün sahaya sürmedim. Dalını, budağını, kökünden kesmeme rağmen, hala ülkenin en büyük kurtarma ekibine sahipti ordu ama ne olur ne olmaz, iktidarıma halel getirebilirlerdi, kendimi ve şebekemi risk edemezdim o yüzden yardımınıza koşmalarına müsade etmedim. Bu sırada siz enkaz altındaydınız, üstelik zemheri bir soğuk da vardı, yaşamak için çok direndiniz belki ama benim de iktidarım söz konusuydu. On binlerce insan öldü, belki yarısından fazlasını kurtarabilirdik ama dedim ya iktidarımın tartışılıyor olması sizin hayatta kalmanızdan çok daha önemliydi. Hakkınız varsa helal edin. Hem alın şu 10 bin TL’yi, biraz erzak, biraz uyku tulumu, biraz da Kızılay’dan sattığımız AHBAP çadırlarını, her şeyi unutun. Her şeyi unutarak ilk seçimlerde bizi oylarınızla ihya etmeye devam edin.”
Recep Bey “Hakkınızı helal edin” diyecek ve Adıyaman etmeyecek mi? Hem etmeyip de ne yapacaklar, etmesinler de 10 bin liradan mı olsunlar? Çadırlarını mı kaybetsinler, sıcak çorbalarını ellerinden mi alsınlar? Adıyamanlılar “On binlerce kardeş, oğul, evlat, eş, ana baba zamanında müdahale edilse belki kurtulurdu. Ne yapalım, helal etmiyoruz demek onları geri getirmez üstüne elimizdekini kaybettirebilir. Mırın kırın etmek bunların hepsini kaybetme riski demek, helal edelim gitsin, ölenle ölünmüyor’’ diyecekler tabii ki.
Gerçi gelmediğiniz o birkaç günde, buz gibi soğukta, vahşi hayvanlar ölenlerin cesetlerini yemesin diye başında beklemişlerdi. Enkaz altındaki yakınlarının bağıra bağıra can verdiklerine de şahit olmuşlar hiçbir şey yapamamışlardı; elleriyle enkazdan kurtardıkları cenazelerini motosiklette taşımak zorunda kalmış, evlatlarını kendi elleriyle gömmüşlerdi. Gel gör ki devlet her zaman helallik dilemezdi.
Türkiye’de her şey işte bu kadar basitti. Her mesuliyetten, her ihmalden, her beceriksizlikten ve her katliamdan, iki dudak arasından çıkan bir söz ile kolayca sıyrılmak mümkündü. AKP Genel Başkanı Recep T. Erdoğan, iktidar hesaplarını, egosal kaygılarını bir tarafa bırakıp çavuşu Hulusi Akar’a zamanında talimat verse ne olacaktı? Sadece, ölü, yaralı, enkazdan kurtarılanlar gibi istatistik rakamları değişecekti. Böyük böyük Türkiye yüzyılında bu rakamların, bu istatistiklerin on bin eksik yüz bin fazla olmasının ne önemi vardı. Asır nasıl olsa Türk asrıydı.
Madem istatistik dediniz, istatistiğin en babası buradaydı. Deprem bölgesinde kaç kilometrelik yol temizlendiğini, kaç km yol tamir edildiğini, kaç metre stabil yol, kaç km bozuk satıh yapıldığını, kaç adet kuş yuvası tespit edildiğini, kaç bin göçmen kuş sayıldığını, kaç bin çöp poşetinin kaçı üstten bağlamalı, kaçı alttan bağlamalı olduğunu, depremzedelere kaç çift ayakkabı, kaç adet terlik, kaç adet mendil, tuvalet kağıdı gönderildiğini, kaç adet bordür taşının enkazdan kurtarıldığını, kaç ton mıcırın bölgeye gönderildiğini, kaç mezar kazıldığını, mezarlara kaç adet kazık çakıldığını Recep T. Erdoğan tek tek saysın siz de öğrenin. Ve alın bu istatistikleri bütün yaralarınıza tuz diye basın. Bilirsiniz ki istatistik demek Recep demek, Recep demek istatistik demektir. Acı gün demez, kanlı gün demez, soğuk demez, sıcak demez saatlerce istatistik okurdu, depremzedeler bundan mahrum mu kalsındı.
Hey Adıyamanlılar, Ağa size hakkınızı helal edin dedi diye kendinizi fazla da bişey sanmayın. Hele devleti güçsüz hiç zannetmeyin. Bir an önce coşku ve büyük bir minnet duygusuyla onu alkış yağmuruna tutun. Lütfetmiş gelmiş, bu da yetmemiş hakkınızı helal edin demiş. Bundan sonra fazla da şey etmeyin. Çok işi var, daha depremi Allah’ın büyük bir lütfuna çevirecek. Yerle bir olmuş şehirleri Karadeniz Çetesi ile beraber hamuduyla götürecek. Bir daha da Kızılay nerede, AFAD nerede gibi, yardım almadık gibi can sıkıcı cümleler kurmayın.
Bak üfledik geçti.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***