Ali Fırat Çelebi
Bu cinnetin kıyısındaki ülkede iktidarın yaşanan ölümlerden ders, dayanışmadan feyz almasını beklemiyoruz elbet. İnsanlık hasletlerinin üzerinde tepinerek, dünya nimetleriyle doldurdukları dönme dolaplarında dönüp duruyorlar, döndükçe eksiliyorlar; televizyonlarında yardım kampanyaları açıp pişkince, riyalarını rüya diye pazarlıyorlar. Bundan gayrı da işlerini aynı şekilde devam edeceğini söylemek için arif olmaya gerek yok. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz demiş atalarımız. İşte halkların, ezilenlerin, mazlumların, ‘karaşınların’ ders alacağı bir deprem sonrası hikayesi.
***
12 Kasım 1999 Düzce depreminde yerle bir olan binalardan biri de Işık Apartmanı idi. Apartman yerle bir oldu, enkaz altında kalan 20 kişi feci şekilde can verdi.
Işık Apartmanı’nı yapan müteahhittin adı Hamza Cebeci’ydi.
İşin vahim tarafı, 87 gün önce yaşanan 17 Ağustos depreminde Işık Apartmanı yıkılmamıştı, yüzde 60 hasarlıydı. Peki bu hasarlı bina için müteahhit Cebeci ne yaptı?
1999 yılında Sabah gazetesinin arşivlerine baktığınızda o günlerde çıkan Ali Balcı ve Murat Kaya imzalı bir haberde “Talancı müteahhit” diye nitelendirilen Cebeci’nin yaptıkları şöyle anlatılıyor:
“İmar ve İskan Müdürlüğü’nden gelen uzmanlar yüzde 60 hasarlı raporu verdi. Kiracılar daireleri boşaltmaya başladı. Ancak Cebeci, hasarlı apartmanı kısa sürede tamir ettirerek tekrar kiraya vermeye başladı. Hatta söylenen o ki, binanın sağlam olduğuna insanları inandırabilmek için annesi Havva Cebeci ile kardeşleri Hakan, Hüseyin ve Muhsin Cebeciyi de binaya yerleştirdi. Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde okuyan 8 öğrenci, öğrenci yurdunun hasar görmesi üzerine, kalmak için Cebeci’nin kendilerine ucuza kiraya verdiği yüzde 60 hasarlı binayı seçtiler. Ve Düzce depreminde bu 8 öğrenci de hayatını kaybetti. Hamza Cebeci’nin kardeşi Hüseyin Cebeci’nin eşi Sefa Cebeci enkaz altından 105 saat sonra kurtarıldı ve kolu ameliyatla kesildi.”
Haberde ayrıca Cebeci’nin Erdoğan ile aile dostu olduğu, Üsküdar’daki Cebeci konaklarından trilyonlar kazandığı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde Erdoğan’dan Boğaz manzaralı 7 dönüp araziyi dönemin parasıyla 40 milyar liraya almasıyla gündeme geldiği ifade ediliyor.
***
Hamza Cebeci, “Tehlikeli şekilde bina yaparak, ölüme sebebiyet vermek suçuyla” yargılandı ve hapis cezası aldı. Peki sonra ne oldu? Çok değil depremin üzerinden beş yıl geçti, yerel seçimler kapıya dayandı. 28 Mart 2004 tarihinde yapılan seçimlerde, Düzce’de 20 vatandaşa mezar olan Işık Apartmanı’nı yapan ve hapis cezası alan Hamza Cebeci, AKP’den Üsküdar Belediye Meclisi Üyesi seçildi.
Hemen şaşırmayın, bu ülkede pervasızlık çarkı kopmuş pervane gibidir. Cebeci, üzerine üstlük depremde yaptığı bina yıkılmış, insanlar ölmüş ve bu konuda ceza almış bir isim olarak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi İmar Komisyonu üyeliğine seçildi.
Tüm bu olup bitenler karşısında rahle i tedrisattan geçmiş, mütedeyyin iklimi solumuş hiçbir partili zerre tereddüt göstermedi.
CUMHURBAŞKANI DANIŞMANI OLDU
Hamza Cebeci daha sonra Darülaceze kurumunun başkanlığına getirildi, bir çelebi olamadı ama 2020 yılında sebilhane bardağı gibi sıralanan Cumhurbaşkanlığı danışmanlarından biri oldu. Cumhurbaşkanı, eski tanışında, danişmend bir kişilik mi görmüş olsa gerek.
ORTAĞI DA MİLLETVEKİLİ SEÇİLDİ
Hamza Cebeci’nin Işık Apartmanı yapılırken bir de ortağı vardı. Onun adı da Fahri Çakır idi. Peki, Düzce Ağır Ceza Mahkemesi’nde, “Tehlike doğuracak şekilde bina yaparak ölüme sebebiyet vermek” suçlaması ile Hamza Cebeci ile birlikte yargılanan bu Fahri Çakır’a ne oldu dersiniz.? Fahri Çakır dava süreci devam ederken 3 Kasım 2002 seçimlerinde AKP Düzce Milletvekili seçilerek “Dokunulmazlık zırhına” kavuştu…
MAHMUT ÖVÜR ELEŞTİRMİŞ
Bugün hükümetin ateşli savunucularından olan Mahmut Övür, o günlerde Sabah’taki bir köşe yazısında bu durumu eleştiriyor. Övür, “Olmaz böyle şey” başlıklı yazısında yıkılan apartmanın serüvenini anlattıktan sonra “….Her şey bir yana, yargı kararıyla mahkumiyet alan bir kişi aday olmayı nasıl göze aldı? Hadi o oldu diyelim, peki AK Parti’nin yetkilileri bunu bilmiyorlar mıydı? Onlar nasıl izin verdiler?” diye sorduktan sonra yazısını “Bize de sözün bittiği yer burası demek kalıyor” sözleriyle noktalıyor.
***
Evet, ‘sözün bittiği yer’ ama hala değişen bir şey yok. ‘Hamza Cebeci ne oldu?’ sorusunun yanıtı, bu deprem sonrasında da ne olacağını gösteren ibretlik bir hikaye.
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***