XXX
Yukarıda 5 Şubat 2022 (büyük depremden tam bir sene önce) tarihli Resmî Gazetede yayınlanan bir Cumhurbaşkanı kararını görüyorsunuz.
Birisinin bu Cumhurbaşkanı kararını bize açıklaması gerekecektir.
Bu Cumhurbaşkanı kararı yaklaşık bir sene önce neden alınmıştır Cumhurbaşkanı tarafından?
Bu sorunun net cevabı verilmeden Türkiye’nin içinden geçtiği diyeceğim ama bir türlü içinden geçemediği o karanlık tünelin ucunda ışık görülmeyecek.
Ya da, bir zamanlar Türkiye siyasetinde çok konuşulduğu gibi, o ışık tünelde üzerimize gelen trenin ışığı olacaktır.
Önce, internet üzerinden Cumhurbaşkanı kararının ne anlama geldiğine bir bakalım.
“Cumhurbaşkanı kararları, kanuna veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesine dayanarak Cumhurbaşkanının yürürlüğe koyduğu, düzenleyici işlem veya bireysel işlem niteliğindeki idari işlemler olarak tanımlanabilir”.
Hukukçu değilim, bu nedenden Cumhurbaşkanı kararı ne demek, kararnamesi ne demek, farkları nedir, bu detaylara girmeyeceğim ama tanımdan çok net anlaşılabileceği gibi söz konusu olan bir idari işlem.
Her idari işlem ise mutlaka ama mutlaka bir kamu yararına dayanmalı, sadece idari işlemler değil, devlet aparatının her kararı, her eylemi bir kamu yararına dayanmalıdır.
Birileri, mümkün ise Cumhurbaşkanlığı katından birileri yukarıdaki Cumhurbaşkanı kararında olduğu gibi büyük felaketten tam bir sene önce Hatay ilinin, İskenderun ilçesinin bazı mahallelerinin riskle alan olmaktan çıkarılmasını bize izah etmek zorundadır, değil mi?
Hukuken, vicdanen ve ahlaken.
Yoksa bu Cumhurbaşkanı kararı Türkiye ekonomi politiğinin sıradan bir örneği mi?
Resmî Gazetede yayınlanan kısa bir kararla birilerine, kimler olabileceği ayrı bir tartışma, muhtemelen siyasi ve ekonomik yakınlar, büyük kaynaklar mı aktarıldı?
4 Şubat 2022 tarihinden 6 Şubat 2023’e kadar bu riskli alan olmaktan çıkarılan yerlerde kaç inşaat yapıldı, bu inşaatların deprem sonrası durum nedir, bu soruları vatandaşların sorması normaldir değil mi?
Peki, içinde hiçbir kamu yararı zerresi içermeyen ve bir sene sonra da muhtemelen insanların ölümüne neden olan bir kararın üretilmesinin cezai bir karşılığı olmayacak mıdır?
Cezai karşılığı muhtemelen cumhurbaşkanlığı koruma zırhı üzerinden düştüğü zaman gündeme gelecektir ama bu karar alma süreci belki Erdoğan’ı bile aşan bir süreçtir, bu deli saçması sistemde günde sayısız imza atan Erdoğan’ın imza dosyasının içine bile sokuşturulmuş olabilir, bu da bir ihtimaldir çünkü burası artık bir devlet olmaktan çoktan çıkmıştır.
Sosyal medyaya yansıyor, kupon arazilerle ilgili Erdoğan kendisi dışında bir gelişme olursa telefon açıp ilgiliyi fena halde de azarlıyor.
Neyse, konuyu uzatmayalım, bu kararın altında iki şeyi merak ediyorum.
Birincisi, bu kararda nasıl bir kamu yararı vardır? (Kamu yararı yoksa bu suçtur)
İkincisi, merak işte, bu karar ne amaçla çıkmıştır?
Eser Karakaş: Kadıköy Saint Joseph lisesi muzunu. 1978’de Boğaziçi Üniversitesi İİBF’den mezun oldu. Doktorasını 1985 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde yaptı. 1996’dan itibaren İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü’nde profesör olarak ders verdi. Bahçeşehir Üniversitesi İİBF’de Dekanlık yaptı. 2016 yılında 675 sayılı KHK ile ihraç edildi. 2008 yılından itibaren Strasbourg Üniversitesi Science Po’da misafir öğretim görevlisi olarak bulunuyor
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***