Brezilya’dan geçen yaz söküm amacıyla Aliağa’ya gitmek üzere yola çıkan ancak tonlarca asbest barındırdığı için çevre örgütlerinin büyük tepkisine neden olan ve çağrıların ardından Türkiye’ye girişi yasaklanan eski askeri uçak gemisi, Atlas Okyanusu’nda batırıldı.
Brezilya Donanması, “NAE Sao Paulo” adlı geminin Cuma günü öğleden sonra kıyıdan 350 kilometre açıkta ve yaklaşık 5 bin metre derinlikte “planlı ve kontrollü” bir biçimde batırıldığını duyurdu. Tonlarca asbest, ağır metal ve zehirli madde içeren geminin denizde batırılması çevre örgütlerince protesto edildi. Greenpeace ve Sea Shepherd, Brezilya’nın gemiyi batırarak üç uluslararası anlaşmayı ihlal ettiğini ileri sürdü. Açıklamada geminin taşıdığı zehirli maddelerin deniz hayatına ve sahil topluluklarına “hesaplanamaz” zararlar vereceği belirtildi.
Brezilya Donanması daha önce yaptığı açıklamada “su yüzeyinde kalma koşullarının kötüleşmesi ve kontrolsüz şekilde batmasının kaçınılmaz olması” sebebiyle geminin planlı şekilde batırılmasından başka bir seçenek olmadığını ifade etmişti. Donanma, geminin batırılacağı noktanın seçiminde “seyrüsefer ve çevre güvenliğinin”, “kamu sağlığı, balıkçılık faaliyetleri ve ekosistemlere olan etkilerin hafifletilmesinin” dikkate alındığını belirtmişti.
Brezilya’dan römorkörle Avrupa’ya çekilen gemi, Türkiye’nin geçen Ağustos ayında getirdiği giriş yasağı üzerine Cebelitarık Boğazı’ndan geri dönmüştü.
Geminin yasaklanma süreci
Fransız donanması tarafından 37 yıl kullanıldıktan sonra 2000’de Brezilya’ya satılan ve 2017’de ıskartaya çıkarılan ülkenin en büyük savaş gemisi “NAE Sao Paulo” , Nisan 2021’de sonuçlanan ihaleyle 1,85 milyon dolara satılmıştı. Gemiyi Rio de Janeiro merkezli bir şirket olan Cormack Marítima aracılığıyla Aliağa’dan Sök Denizcilik adlı firma almıştı.
Geminin tehlikeli maddeler envanterini hazırlayan Norveçli Grieg Green firması, denetim sırasında Sök Denizcilik’in bazı bölümleri kilitli tuttuğunu ve NAE Sao Paulo’nun sadece yüzde 12’sine erişebildiklerini açıklamıştı. Geminin denetlenmeyen bölümünde hangi tehlikeli toksik kimyasalın ne oranda bulunduğu bilinmiyor. Mevcut rapora göre, geminin incelenen yüzde 12’lik bölümünde dokuz ton asbestin yanı sıra 473 ton kurşun, 173 ton da hem kurşun hem kadmiyum içeren tehlikeli madde bulunuyor.
Türkiye’deki Avrupa Birliği (AB) onaylı tersanelerden biri olan Sök Denizcilik, NAE Sao Paulo’yu Tehlikeli Madde Envanter Raporu’nu görmeden satın almıştı. İhalesi bu rapor olmadan yapılan NAE Sao Paulo’nun satışı Türkiye’nin de taraf olduğu Basel Sözleşmesi’ne aykırı bulunurken, geminin yola çıkarılması da yine aynı sözleşmeye göre yasa dışı trafik niteliğindeydi.
Türkiye Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 26 Ağustos’ta giriş yasağını duyurduğu açıklamasında, “NAE Sao Paulo” ile ilgili olarak Brezilya Federal Bölge Mahkemesi’nin ihtiyati tedbir kararı alması üzerine bu gemideki asbest dâhil tehlikeli maddelere ilişkin yeni bir Tehlikeli Madde Envanter Raporu talep ettiklerini ancak bu belgenin Bakanlığa gönderilmediğini belirtmişti. Bunun üzerine geminin Sök Denizcilik tarafından sökümü için 30 Mayıs’ta vermiş oldukları şartlı onayı iptal etme kararı aldıklarını belirten Bakanlık, “Bu karar doğrultusunda geminin Türk karasularına girmesine izin verilmeyecektir” açıklamasında bulunmuştu.
Belçika merkezli uluslararası sivil toplum kuruluşu NGO Shipbreaking Platform’un edindiği bilgiye göre, Türkiye tarafından 9 Ağustos’ta Brezilya Çevre Bakanlığına bağlı Çevre ve Yenilenebilir Doğal Kaynaklar Enstitüsü’ne iletilen mektupta “Yüksek Mahkeme’nin ihtiyati tedbir kararı, basında yer alan haberler ve Bakanlığımıza yapılan tehlikeli madde ihbarları neticesinde söz konusu eski deniz aracı için ülkemize gelmeden önce Brezilya karasularındayken yeni bir Tehlikeli Madde Envanteri hazırlanması gerektiği ortaya çıkmıştır” denilmişti.
Asbest dâhil çevre ve insan sağlığına zararlı birçok tehlikeli toksik atık barındıran gemi, 4 Ağustos’ta Rio de Janeiro’dan yola çıktıktan sonra alınan ihtiyati tedbir kararına rağmen Brezilya’ya dönmemişti.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***