YORUM | HASAN CÜCÜK
Hollanda futbolunun lokomotif ekibi Ajax, sezona muhteşem bir başlangıç yapmıştı. Teknik patronu Erik ten Hag’ı Manchester United’a gönderen Ajax, takımın dümenini Alfred Schreuder’e teslim etti. 50 yaşındaki Schreuder, kulübü yakından tanıyan biriydi. Ocak 2018’den 2019’un ortasına kadar kulüpte yardımcı teknik direktörlük yapmıştı. Sezonun ilk 6 haftasında fırtına gibi esen Ajax, tüm maçlarını kazandı. Şampiyonluğun bir numaralı favorisi ikinci 6 haftada dalgalı bir görüntü çizdi. Son 6 hafta ise Ajax açısından kabus gibi geçti. Galibiyete hasret kalıp, ligde 5. Sıraya kadar düşünce teknik patron Alfred Schreuder’in bileti kesildi. Geride kalan 18 haftada Ajax, 3 mevsimi yaşadı; yaz, sonbahar, kış.
36 kez Hollanda Ligi şampiyonluğu yaşayan Ajax, başarısını ülke sınırları dışına da taşımayı başardı. 18 Mart 1900 yılında kurulan Ajax’ın ilk yıllarında teknik direktörlük koltuğunda yabancılar vardı. Temmuz 1910’da İrlandalı John Kirwan’la başlayan yabancı teknik adamlar dönemi aralıksız 31 yıl sürdü. İrlandalı ve İngilizler teknik direktörlük koltuğunu işgal ettiler. İngiliz Jack Reynolds 1928-40 arasında aralıksız 12 yıl görevde kaldı. Reynolds yönetiminde Ajax 5 şampiyonluk gördü. İrlandalı ve İngilizler’den sonra koltuğun yeni sahibi Macar Vilmos Halpern oldu. Kulübün ilk yerli teknik direktörü ise 1941’de göreve gelen Arie de Wit oldu.
İlk döneminde yabancı teknik adamlara teslim edilen Ajax’ın son çeyrek asırda dümeninde sürekli yerli isimler oldu. Temmuz 1997- Kasım 1998 arasında görev yapan Danimarkalı Morten Olsen, ‘son yabancı’ olarak kayıtlara geçti. Ajax’ın ilginç bir özelliği daha var; kulüp dışından gelen teknik adamlara hep mesafeli durulur. Kulüp birine emanet edilecekse bu Ajax formasını giymiş veya yolu bir şekilde kulüple kesişmiş biri olmalıdır. Ajax’ı lig ve kupada şampiyonluğa taşıyan Danimarkalı Morten Olsen, başarılarına rağmen kendini kabul ettirmede oldukça zorlandığını söyleyecekti. Benzer sıkıntıyı ilk başlarda Erik ten Hag da yaşadı.
Go Ahead Eagles ve Utrecht’te teknik adamlık sınavını veren Ten Hag, 28 Aralık 2017’de göreve geldiğinde hızla dibe doğru giden bir Ajax vardı. Son şampiyonluğunu 2014’te yaşadıktan sonra sessizliğe bürünmüştü. Ten Hag’ın ilk ayları oldukça sıkıntılı geçti. Alınan kötü sonuçlardan sonra basının hedefi olan Ten Hag, televizyonlardaki Talk Show programının bile malzemesi oldu. Ancak sistemde ısrar edip, tecrübeli isimlerin yanına gençleri de monte eden Ten Hag, sezonu zirvede bitirmeyi başardı.
Asıl büyük başarı ise Şampiyonlar Ligi’nde geldi. Uzun bir aradan sonra Devler Ligi’nde tarih yazan Ajax, yarı finale kadar yükseldi. Final kapısından ise bitime 10 saniye kala döndü. Yarı finalde Tottenham’la eşleşen Ajax ilk maçı deplasmanda 1-0 kazanıp final yolunda önemli avantaj sağladı. Ajax ilk devre 2-0 öne geçip, final kapısını sonuna kadar araladığını düşünüyordu. İkinci devre sahneye çıkan Lucas Moura, 4 dakika içinde attığı iki golle skoru eşitledi. 2-2’lik sonuç Ajax’ı finale taşımaya yetiyordu. Bitime 10 saniye kala bir kez daha sahneye çıkan Lucas Moura, Ajax’ı yıkan golü atıp, Hollanda ekibini finalin eşiğinden döndürdü.
Ligde şampiyonluk, Şampiyonlar Ligi’nde yarı final Ajax’ın özgüvenini tekrar kazanmasını sağladı. Erik ten Hag artık el üstünde tutuluyordu. Ten Hag, 5 yıllık şampiyonluk hasretini dindirdikten sonra takip eden iki yılı da zirvede tamamladı. 3 yılda 3 şampiyonluk gören Ten Hag, geçen sezon Ajax’a veda edip, Manchester United’ın yolunu tuttu. Ten Hag’dan boşalan koltuğun yeni sahibi Alfred Schreuder oldu. Transfer döneminde Antony (Manchester United), Lisandro Martinez (Manchester United), Sebastian Haller (Borussia Dortmund), Ryan Gravenberch (Bayern Münih) ve Perr Schuurs (Torino) gibi yıldızlarını satan Ajax’ın kasasına tam 216 milyon Euro girdi. Ajax, dış transferde ise kadrosunu Steven Bergwijn (Tottenham), Calvin Bassey (Rangers), Brian Brobbey (RB Leipzig), Owen Wijndal (AZ Alkmaar) ve Ahmetcan Kaplan (Trabzonspor) gibi isimlerle güçlendirdi. Dış transferde kulüp tarihinin en yüksek harcaması gerçekleşti. Kasadan yeni transferlere 113 milyon Euro ödendi.
Fortuna Sittard galibiyetiyle sezona merhaba diyen Ajax ilk haftalarda fırtına gibi esti. Tüm maçlarını kazanırken rakip fileleri 21 kez sarstı. Kalesinde ise sadece 4 gol gördü. 7. Hafta Ajax’ın ilk puan kaybı geldi. AZ Alkmaar deplasmanından puansız dönerken, sahasında Go Ahead ile berabere kaldı. Takip eden 3 haftayı galibiyetle kapatıp, kara bulutları dağıttığı düşünülürken, sahasında PSV yenilgisi geldi. Bu yenilgi Ajax’ta durdurulamayan düşüşün başlangıcı oldu. PSV yenilgisi sonrası oynadığı 6 maçın tamamında sahadan berabere ayrıldı. Düşme potasındaki takımlarla bile berabere kaldı. Bardağı taşıran son damla sahasında Volendam ile 1-1 berabere kalması oldu. Alfred Schreuder’in bileti kesilirken, 2024’e kadar sözleşmesinde ilk sezonun sonunu göremedi.
Ajax Futbol Genel Direktörü Edwin van der Sar, “Sezona iyi başladıktan sonra gereksiz puan kayıpları yaşadık. Oyunumuz da dalgalıydı. Dünya Kupası arasından sonra işlerin düzeleceğini düşünüyorduk fakat çok sayıda transferlerle Şampiyonlar Ligi kalitesinde kadro kurulmasına rağmen durum değişmedi. Son maçlarda çok puan kaybettik.” değerlendirmesinde bulundu.
Lige fırtına gibi girdikten sonra önce duraklama sonra çöküş yaşayan Ajax, bir hüsrana da Şampiyonlar Ligi’nde imza attı. Napoli, Liverpool ve Rangers’in yer aldığı A Grubu’nda Ajax sahasında Napoli’ye 6-1, Liverpool’a 3-0 yenildi. Sadece Rangers’i yenip grupta üçüncü oldu. Hollanda Süper Kupası finalinde PSV’ye kaybedip, bir hüsran daha yaşadı. Lig ve Avrupa’da gelen kötü sonuçlar Schreuder’in sonunu getirdi ama Ajax’ın problemine çözüm bulmak kolay olmayacak. 7 haftadır kazanmayı unutan bir takım var.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***