YORUM | TARIK TOROS
Siyaset zannedildiği gibi derin değil çok basittir.
Ne görüyorsanız odur.
Bu basitliği kavrayamayanlar karmaşık ilişkiler kurmaya çalışır.
**
Erdoğan seçim için “14 Mayıs” tarihini ortaya attı.
Bir konuda haklı: Bu bir erken seçim değildir.
Seçime birkaç ay kala gidilen hiçbir seçim “erken değildir.”
**
Normal takvimine bu kadar kısa süre kala iktidarla muhalefetin seçim tarihi üzerinde anlaşamaması, bunun polemik konusu olması da absürttür esasen.
Tıpkı belediye seçimleri gibi akışına bırakırsın, zamanı gelince Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kendiliğinden harekete geçer ve 18 Haziran 2023’te normal vaktinde seçime gidilir, iki ay kala seçim takvimi işlemeye başlar, filan.
Ortada tartışılacak bir şey yoksa tartışmazsın.
**
14 Mayıs’ın sırrı şudur:
Erdoğan, son 1 yıldır çıkarlarına en uygun seçim tarihi için fırsat kolladı.
Ekim ya da Kasım aylarını dahi düşündü, sonra vazgeçti.
Ekonomik gidişata bağlı olarak Mart ayı da yakın zamana kadar gündemdeydi, olmadı.
Doğru zamanda seçim için bir türlü istediği havayı yakalayamadı.
Yakalayamadığı için de sürekli erteledi.
Zorunda olmasa seçime gitmezdi.
Ülkede çok şeyi alt üst etti belki ama…
Sandıkla “uluslararası meşruiyetini” sürdürmek derdinde.
**
Seçimi ne iptal edebiliyor, ne de erteleyebiliyor.
Bu konuda son tarih olan 18 Haziran da işine gelmiyor.
14 Mayıs’a çekmek istemesinin nedeni ise tamamen güvenlik endişesi.
**
Açalım:
Erdoğan üçüncü dönem aday olmak için TBMM’nin 360 oyla seçim kararı alması gerektiğinin farkında, bunu Mustafa Şentop ve Bekir Bozdağ dahil tüm kurmayları da çok iyi biliyor.
Muhalefet erken seçime şartlı destek verince (6 Nisan’dan önce, eski kanunla) Erdoğan’ın seçime normal vaktinde gitmekten başka opsiyonu kalmadı.
-Normal vaktinde gidilen seçimde de
-Cumhurbaşkanı kararıyla 1 ay öne çekilen seçimde de Anayasa 116’ya göre, tekrar aday olamıyor.
Derdi bu değil, bunu YSK’ya havale edeli çok oldu.
Tarihi 18 Haziran’dan 14 Mayıs’a çekme nedeni “koltuk giderse” korkusu.
**
Hatırlatalım:
Erdoğan, 24 Haziran 2018’de seçimin ilk turunda ikinci kez cumhurbaşkanı seçildi.
10 gün sonra mazbatasını alıp 9 Temmuz’da TBMM’de yemin etti.
Şimdi tarihi 1 ay öne çekerek, seçimin ilk ve ikinci turunda Saray’da oturmak, olası tüm karışıklıklarda “yasal ve resmi” olarak iş başında olmak istiyor.
**
Erdoğan’ın tabiatı 2013’ten bu tarafa “boşluk” kaldırmıyor.
Hatırlayın, 10 Ağustos 2014 cumhurbaşkanlığı seçimini ilk turda kazandığı halde, mazbatasını bekletmiş, başbakanlık koltuğunda oturmaya devam etmişti.
Hoş, aday olunca başbakanlıktan istifa etmesi gerekiyordu ama bulaştığı suçlar ve korkuları itibariyle bunu yapacak hali yoktu.
Abdullah Gül’ün görev süresi 28 Ağustos’ta doluyordu (görev süresi yemin töreni ile başlar.) Erdoğan 1 gün önce AKP kongresini toplayıp yeni genel başkanı belirledi, 28 Ağustos’ta mazbatayı TBMM başkanlık kürsüsünde alıp saniyeler içinde cumhurbaşkanlığı yemini etti. Başbakanlık otomatikman düştü, aynı gün yeni hükümeti kurma görevini Ahmet Davutoğlu’na verdi.
14 Mayıs hassasiyeti bundan, başka şey değil.
Sonraki 2 ay içinde yaşanabilecek olası tüm siyasi çalkantılarda Saray’da oturmaya devam edecek.
Bu kadar basit.
**
14 Mayıs demişken…
Çoğu kimse şu ayrıntıyı bilmez:
Bu tarih Demokrat Parti’nin 1950’de iktidara geldiği tarihtir fakat…
“Yeter, Söz Milletin” bir önceki seçimin yani 1946’nın sloganıdır.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***