İngiltere’de yayımlanan haftalık The Economist dergisi, bu haftaki sayısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafının kullanarak “Türkiye’nin yaklaşan diktatörlüğü” manşetini kullandı.
Seçimlere ilişlin bir yazı kaleme alan The Economist, Türkiye’nin NATO’nun en önemli ülkelerinden biri olduğunu ve Balkanlar, Doğu Akdeniz ile Afrika’da nufuzunu artırdığını yazdı.
Derginin değerlendirmesinde şu ifadelere yer verildi:
“Türkiye, NATO’nun en büyük ikinci silahlı kuvvetlerine sahiptir. Özellikle savaşın kasıp kavurduğu Suriye’de, çalkantılı bir bölgede çok önemli bir rol oynuyor. Batı Balkanlar’da, Doğu Akdeniz’de ve son zamanlarda Afrika’da artan bir etkiye sahiptir. Her şeyden önce Karadeniz’de ve Rusya’nın Ukrayna’daki savaşında önemli roller oynamaktadır: geçen yıl Ukrayna tahılının dünya pazarlarına gönderilmesini sağlayarak açlık krizini dindiren bir anlaşmaya aracılık etti.
Dolayısıyla dışarıdan bakanlar, Recep Tayyip Erdoğan’ın bu hafta 14 Mayıs’ta yapılacağını ilan ettiği Türkiye’deki cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine dikkat etmelidir. Giderek dengesizleşen bir cumhurbaşkanının yönetimindeki ülke, felaketin eşiğindedir. Seçimler yaklaşırken Erdoğan’ın hareket tarzı, halihazırda ağır kusurlu bir demokrasi olan ülkeyi tam bir diktatörlüğe dönüştürebilir.”
Yazıda Erdoğan’ın iktidarının ilk yıllarında ülkede ekonomik ve siyasi anlamda istikrar sağlandığı, siyasete karışan generallerin susturulduğu, ekonomiyi canlandırmak için reform yapıldığı ve Barış sürecinin başlatılığına yer verildi. Seküler kesimin Erdoğan’ın “İslamcı bir ajandası” olduğundan kuşkulandığını ancak ilk yıllarında Erdoğan’ın böyle bir çaba içine girmediğine dikkat çekildi.
YÜZBİNLERCE İNSANI TASFİYE ETTİ
Erdoğan’ın iktidarda kaldığı süre uzadıkça otokraktikleştiğine vurgu yapılan yazıda, şu ifadeler yer verildi: “Ancak Sayın Erdoğan iktidarda kaldığı süre uzadıkça daha da otokratikleşti. 11 yıl başbakanlık yaptıktan sonra Cumhurbaşkanı seçildi ve daha önce zayıf olan bu makamı baskın bir makama dönüştürmeye başladı. 2016’daki darbe girişiminden sonra on binlerce insanı, çoğu zaman en ufak bir bağlantı fısıltısı nedeniyle işlerinden tasfiye etti ya da tutuklattı, çoğu zaman darbe girişiminden sorumlu tutulan dini grupla, örneğin çocukken bu grubun okullarından birine gitmiş olmak gibi, en ufak bir bağlantısı olduğu gerekçesiyle.”
DEVLETİN BÜTÜN KURUMLARINI ELE GEÇİRDİ
Erdoğan’ın devletin bütün kurumlarını ele getirdiği, denge ve denetleme mekanizmalarını yok ettiği vurgulanan yazıda “Medyanın büyük bölümünü devlet propagandasının bir aracı haline getirdi. İnterneti fiilen sansürledi. Muhalefet liderleri de dahil olmak üzere pek çok eleştirmeni hapse attı. AK Parti içindeki rakiplerini saf dışı bıraktı. Yargıya boyun eğdirdi, mahkemeleri muhalifleri taciz etmek için kullandı.
İktidardaki üçüncü on yılına yaklaşırken, geniş bir sarayda oturup, yanlış yaptığında kendisine söylemeye cesaret edemeyen saray mensuplarına emirler yağdırıyor. Giderek tuhaflaşan inançları hızla kamu politikası haline geliyor.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***