Artı Gerçek- Terör örgütü propagandası yapmak suçlamasıyla hakkında 2 yıl 8 ay 15 gün hapis cezası verilen Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Artı TV’de İrfan Aktan’la Gündem Özel’in konuğu oldu.
Fincancı programda, tahliye kararı aldığı davanın perde arkasını, TTB’ye yönelik baskı politikalarını ve neden hedef alındığına dair değerlendirmelerde bulundu.
Aktan’ın, “Dışarıda olmak’ özgürlük hissi vermeye yetiyor mu?” sorusu üzerine Fincancı şu cevabı verdi:
“Dışarıda olmak özgürlük hissi vermeye yetmediği gibi, içeride olmak da özgürlüğümüz elimizden alınmış gibi hissettirmiyor. Özgürlük bizim kendi içimizde. Hayata nasıl baktığımız, nasıl yaşadığımız ve bir yurttaş olarak gerçekten müdahale etme iradesini gösterip göstermediğimiz… Bu müdahale etme iradesini gösterirken de umudumuzu, eylemci ruhumuzu yitirmememiz. O yüzden ben hapishanede de özgürdüm, şimdi de özgürüm. Ama ben tek başıma özgür olamam. Çünkü yurttaşlık kolektif bir irade ve yurttaşlık başkası için olmadığı anda, ortadan kaldırıldığı anda aslında benim yurttaşlık kimliğime de saldırı oluyor. O yüzden mücadele etmeliyiz hep beraber. ben yurttaş olarak kalamam eğer bir başkası yurttaş olmaktan çıkarılıyorsa… Kim yurttaş olmaktan çıkarılıyor, altı yaşında evlendirilip cinsel istismara maruz bırakılan çocuk yurttaş olmaktan çıkarılıyor. Dolayısıyla hep beraber yurttaş olma irademizi korumalıyız, özgür olmak da hepimizin ortak iradesiyle olabilecek bir şey. Birlikte özgür olalım diyorum ben.”
Fincancı’nın konuşmasının satır başları şöyle:
Tahliye kararı aldığı davanın perde arkasını anlatan Fincancı, “TTB merkez konseyi başkanı beyin cerrahı olan 2. başkanımız olsaydı ya da ürolog olan genel sekreterimiz olsaydı o konuyu onlar değerlendiremez… Evet bir video, videoda insanlar bir takım belirtiler gösteriyorlar. O belirtilerin bir madde özellikle gaz formundaki bir maddenin etkisiyle meydana geleceğini söylemiştim ben.” ifadelerini kullandı.
KİMYASAL SİLAH İDDİALARI: ‘O MADDE İNCELENMELİ DEDİM’
TSK’nin Irak’ın Kuzeyindeki operasyonlarında kimyasal silah kullandığı iddialarına dair yaptığı yorumun gerekçelerini aktaran Fincancı, “Ben bunun için ileri inceleme yapılması gerekir dedim. Evet zehirli bir gaz formu var ortamda belli ki. Etkilemiş insanların solunum sistemini. Ama bunun kimyasal silah olup olmadığını değerlendirmek maddenin ne olduğunu tespit etmek gerekiyor. Örnek almak gerekiyor. Bu örneklerin usulüne uygun bağımsız heyetler tarafından alınması gerekiyor” dedi.
‘DİJİTAL EŞYALARA EL KOYDULAR’
İktidarın Türk Tabipleri Birliği’ne yönelik baskı politikaları hakkında Fincancı şöyle konuştu:
“Açık kaynak araştırmalar var hakkımızda Twitter’da attığımız tweetler, facebook paylaşımları Instagram paylaşımları gibi. Orada da bir şey yok gibi. Oradan bakmalarına gerek yok. Telefonuma ve bilgisayarıma el koydular. İmajlarını aldılar. Onların imajlarını aldılar ellerinde tuttular hani ne yaptılar o da ayrı bir sıkıntı.”
‘DEVLET DENETLENMEYİ SEVMEZ’
Fincancı neden hedef alındığına dair sorulara şöyle yanıt verdi:
“Bu süreci şeffaflaştırmaya dönük baskılar yapan, toplumda belirsizliği ortadan kaldırıp bilgi paylaşan yer Türk Tabipleri Birliği meslek örgütüydü.
Meslek örgütleri denetim organlarıdır. devletin içinde eksik kısımları görünür kılmak toplumla paylaşmak ve toplumun da bu konularda gereken adımları atmasını sağlayacak mekanizmaları işletir. Ama denetlenmek devlet organizasyonlarının da hoşuna gitmez.”
‘TTB’DE YENİDEN SEÇİM OLACAK’
Türk Tabipleri Birliği’nde dava sürecinden sonra yeni yönetimin nasıl kurulacağına dair prosedürü de anlatan Fincancı, “Yeniden seçilmesi gerekiyor böyle bir durumda 481 üyenin katılımıyla. Az oluyor katılımlar gibi eleştiriler alıyoruz ama 400 delegemiz geldi bizim. 481’in 400’ü geldi. Yüzde 80’e yakın bir katılımdan söz ediyoruz burada. Onların da 3’te 2’sinin, yüzde 60’ından fazlasının oyunu alarak gelmiş bir konsey yapılanması bu” ifadelerine yer verdi. (HABER MERKEZİ)
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***