YORUM | ALPER ENDER FIRAT
HDP’nin seçimlere kendi adayıyla katılma kararı bence seçimlerin en önemli gelişmesidir. Recep T. Erdoğan dışında İYİ Parti ve CHP’nin ulusalcıları da üzerine düşen görevi fazlasıyla yaparak HDP’nin muhalefet bloğu dışında kalmasını sağladı. Nitekim İYİ Parti ve CHP’nin ulusalcıları HDP’nin muhalefet bloğunun dışında kalmasından bir hayli mutlu görünüyorlar.
Bundan sonra Recep T. Erdoğan’ın yapacağı şey HDP’nin seçimlere dişli ve etkin bir şekilde girmesini sağlamak olacaktır. Bunun için yapacağı şey siyasi bir afla Selahattin Demirtaş’ı sahaya sürmek olacaktır.
Normal şartlarda yapılacak bir seçimde, HDP seçmeninin alacağı tavır gelecek dönem Türkiye’sinin iktidarını belirleyecektir. Eğer HDP, 2019 seçimlerinde İstanbul’da yaptığı gibi Millet İttifakını destekleseydi Cumhur İttifakının seçim kazanması hiçbir şekilde mümkün olmazdı. Ancak HDP, AKP’yi desteklemese bile Millet İttifakından yana da tavır almayınca, muhalefetin bundan sonraki işi hiç de kolay görünmüyor.
Düşünsenize yarım puanların bile çok etkili olacağı bir seçimde en az yüzde 13’ün dışarıda kalmasını sağlıyor bundan da hiç rahatsızlık duymuyorsunuz. Aynı şekilde milyonlarca oy anlamına gelen KHK’lılar konusunda da AKP-Ergenekon ittifakından farklı bir şey söylememeye ısrarla devam ediyor ve o kitlenin de oy desteğiyle ilgilenmiyorsunuz.
Tüm zamanların en başarısız hükümetine rağmen güçlü bir rüzgar oluşturarak, ülkedeki bütün toplumsal muhalefeti arkasına toplayamayan Millet İttifakı’nın, kendi aralarında yaptığı istikşafi görüşmeler sadece toplumun uyumasını sağlıyor.
Titanic batmış herkes canhıraş bir şekilde nasıl kurtuluruzun hesabını yaparken yanınıza yanaşan bir gemiyi, mürettebatı siyahi diye taşlayıp geri döndürüyorsunuz. Bu tavrın akılla ve iyi niyetle izah edilir bir tarafı yok, bunun adı Recep T. Erdoğan’a çalışmaktan başka bir şey de değildir. HDP içerisinde derin devletin kontrolünde çok isim var ancak ayrı aday çıkartılması konusunda tek başına bu parti suçlanamaz. Buradaki asıl suçun, ayrı durmaları için elinden geleni yapan gamsız, kaygısız, umursuz muhalefette olduğu kanaatindeyim. Bu tavır, muhalefetin geçmişten gelen ve değiştirmemekte çok kararlı olduğu bir tavırdır.
Bundan sonra da seçimlere yönelik Recep T. Erdoğan’ın siyasi salvolarının devam edeceğini düşünüyorum. HDP’nin kapatılıp 400 kişiye siyaset yasağı getirileceği iddiası AKP için hiç de akıllıca bir tavır değil. Bunu yapması AKP’nin kendine ateş etmesi ve muhalefetin ekmeğine kaymak sürmesi demektir ki şeytana pabuç giydiren Erdoğan’ın böyle bir şey yapmasını beklemek saflık olur. Yani en azından bundan sonra HDP’nin zayıflamasını asla istemez.
Tam tersi HDP’nin tutuklu siyasetçilerini de içine alacak şekilde genel bir siyasi af çıkarması daha muhtemeldir. Erdoğan, HDP kitlesi üzerinde etki yapacak tutuklu siyasileri salıvererek, potansiyel oylarını en yüksek oranda ellerinde tutmalarını sağlayacak adımlar atacaktır. Bölgede ve seçimlerde etkili olacak, açıklanabilir bütün siyasi figürün sahaya inebilmesinin yolunu açacaktır. Bu şekilde AKP’ye gelmeyecek oyların, millet ittifakına da gitmesi engellenecektir.
Bu adımlara artık MHP’nin de itiraz etme şansı artık yok. Sinan Ateş cinayetiyle MHP, her şeyiyle Recep T. Erdoğan’a teslim oldu. Ateş cinayetinin, MHP’nin yönetim kadrosuna hatta partinin geneline sirayet edip etmemesi tamamıyla Recep Erdoğan’ın elinde. MHP, Erdoğan’a her konuda tam teslim olursa Sinan Ateş cinayeti torbacılarda bitecek, mırın kırın etmesi halinde ise muhtemelen daha ilerilere doğru yol alacak.
Hasılı Türkiye’de siyaset nereden bakarsanız bakın iki ucu pislik olan bir değnekten ibaret.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***