Pervin Buldan, Pazar günü, HDP Iğdır İl Kongresi’nde tekrar açıkladı:
“Dün Kars’ta bir açıklama yaptım, HDP kendi adayını açıklayacak ve kendi adayıyla seçimlere girecek dedim dünden beri tartışılan tek mesele HDP’nin aday çıkarıp çıkarmayacağı meselesi. HDP niye aday çıkarmasın. HDP’nin sizden ne farkı var? HDP bu ülkede bu ülkede bir irade değil mi? HDP bir siyasi parti değil mi, seçimlere girme hakkı var mı yok mu? Bu ülkeyi değiştirme ve dönüştürme etmek isterim ki HDP kendi ittifakları ile birlikte adayını çıkaracak.”
Gerçekten de Buldan’ın dediği gibi HDP’nin aday çıkarması, siyaset gündeminde ve kulislerde en çok konuşulan gelişme oldu. Her ne kadar 6’lı masa henüz ölü taklidi yapıyor olsa da, kamuoyunun masanın tüm bileşenlerinden bir cevap beklendiği aşikar. Amiyane tabirle ateşten top onların kucağında artık.
Emek ve Özgürlük İttifakı’ndan TİP ve EMEP, Buldan’ın demecinin aksine, ortak aday fikrine daha sıcak baktıklarını beyan ettiler. Belli ki içeride de tartışmalar sürüyor. Peki HDP, kendi ittifakının da tam konsensüsü olmadan “aday çıkarma” stratejiyle neyi amaçlıyor?
SEÇİMLERİN ERKENE ALINMASI HDP’NİN LEHİNE
Ulusalcı cenah, barış sürecinden kalma bir husumetle “Kürtler AKP ile anlaşacak. Diktatörlük içinde özerklik anlaşması yapıldı” balonunu üflemeye devam ediyor.
Bu çok mantıklı değil. HDP, seçimlere parasız ve partisiz bir halde girmek istemiyor.
Seçimlerin erkene alınması, zamanla yarışılan bir süreçte HDP’nin lehine olacak. Seçimlere 20 gün kala partiyi kapatmak dünya nezdinde Erdoğan’ın meşruiyetini iyice sarsabilir.
Erdoğan HDP’yi kapatmanın maliyetinden ürkebilir. HDP, seçimlerin erkene alınmasında hayati fayda görüyor.
AKP’nin arzuladığı seçim tarihi 7 veya 14 Mayıs diye konuşuluyor, bilgi kulis bilgisidir.
Seçimleri Nisan’da yapsa 3. dönem adaylık tartışması iyice ayyuka çıkar.
Dolayısıyla seçimi öne almak için HDP’nin mecliste “evet” deme ihtimali, ciddi bir pazarlık malzemesidir. Buna rağmen HDP, Cumhurbaşkanı adayı çıkarırken AKP ile konuşmuyor, pazarlık etmiyor, sadece pozisyon belirliyor. AKP’nin HDP’ye Anayasa değişikliğine dair randevu talebi reddedildi. Ulusalcı balonu hala balondur yani.
HDP, aday çıkarırken çok net bir politika izliyor. CHP’yi, İYİ Parti’ye teslim olmamaya zorluyor. 6’lı masayı, demokrasi değerlerine yakınlaşmaya zorluyor. Konuştuğum bir HDP’li yetkili durumu şöyle tanımladı:
“2021 Eylül ayında Tutum Belgesi yayınladık. Bu belgeyi özellikle en temel haklar, en kabul edilebilir önermeler ile yazdık. 16 aydan fazla bir süredir sükunetle açık görüşme çağrısı yapıyoruz. 6’lı masayı kapsayıcı bir siyasete davet ediyoruz. Tenhalarda, kulislerde konuşmak dışında hiçbir somut gelişme olmadı. Hayalet siyaseti uyguluyorlar. CHP, hep sağa yatmaktan başka bir yol bulabilir, bulmalıdır. 45 gün önce Eş Genel Başkanımız Mithat Sancar, aday çalışmalarını yürüttüğümüzü açıkladı. Onu da duymazdan geldiler. Şimdi adayımızı belirleyeceğiz. Aday, maalesef cezaevinden olamaz diye düşünüyorum. Hukuki olarak tüm yolları gayrı meşru bir şekilde kilitledi rejim. Adayımız, en kapsayıcı, en demokrat söyleme sahip, en tartışmasız bir isim olacak.”
ONURLU SİYASET
6’lı Masa’nın dokuz saat süren toplantısı esnasında, %10-15 oy bandında bir partinin tüm banka hesapları bloke edildi, partinin kapatılması an meselesi. Böyle bir süreçte dahi bu duruma iki kelam itiraz edemediler.
HDP, seçimlere doğru yasaksız aday bulacak, parti bulacak, para bulacak, motivasyon bulacak, insanları ”izinsiz” mitinglere, sandığa çağıracak, sandık başında bekletecek, seçim güvenliği aldıracak, polis sopasıyla, zindanla, cinayetle muhatap edecek.
Millet İttifakı’nın adayı için bunları yapacak. Fire vermeden %10-15 oyuyla seçimleri kazandıracak.
Onurlu siyaset bu mudur?
Öyle olur mu?
HDP aday gösterecek, aday demokrasi değerlerini topluma anlatacak, sorunlara çözüm yolları sunacak, bir gelecek hayali kurduracak, rejimden korkmadan konuşacak.
Ortak aday için açık görüşmeler başlarsa, HDP adayının 1. turdan önce ortak aday lehine çekilme ihtimali cebinde olacak. Açık görüşme olmazsa, HDP’nin siyasetteki gücünün tam terazideki karşılığını ölçeceğiz. Tüm gücüyle kendi adayına çalışacak. Millet ittifakının oy oranı kaçmış, HDP’nin oy oranı kaçmış, göreceğiz.
Erdoğan’ı 1. turda yenme hayalinden vaz geçilecek ve görüşmeler 2. turda mecbur
başlayacak.
Başka yolu kalmadı yani.
Amiyane tabirle ateşten top CHP’nin kucağında artık.
Hayko Bağdat: 1976 yılında Rum bir anne ve Ermeni bir babanın dördüncü çocuğu olarak İstanbul’da doğdu. 1994’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü‘ne başladı. Babasının beklenmedik vefatı sebebiyle eğitimini tamamlayamadı. 2002’de Yaşam Radyo’da Türkiye’de ilk azınlık sorunlarını gündeme taşıyan “Sözde Kalanlar” programı ile gazeteciliğe başlayan Bağdat, Türkiye’nin önemli basın organlarından gazetecilik, köşe yazarlığı ve yorumculuk yaptı. 2007’de katledilen Hrant Dink’in ardından kurulan ve adalet arayışını sürdüren “Hrant’ın Arkadaşları” ekibinin kurucuları arasında yer alan Bağdat’ın “Türkiye’de Ermeni ve öteki olmayı” anlatan ilk kitabı ‘Salyangoz’ 2014’te, ikinci kitabı ‘Gollik’ 2015 yılında, üçüncü kitabı ‘Kurtuluş Ҫok Bozuldu’ ise 2016 yılında okurlarıyla buluştu. Kitabından esinlenerek kurguladığı tek kişilik gösterisi Salyangoz, 2016’da seyirci ile buluştu. 2017’de Almanya’ya taşınan Bağdat, Berlin’de gazeteciliğe ve üretmeye devam ediyor.
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***