İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na YSK üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla verilen siyasi yasak ve hapis cezasına yönelik tepkiler ve tartışmalar devam ediyor. CHP milletvekili, anayasa hukukçusu Prof. İbrahim Kaboğlu, İmamoğlu’nun “Anayasa ve yasaları çiğneyen atanmış kamu görevlilerince yürütülen kumpaslar dizisi ile karşı karşıya” olduğuna dikkat çekti.
Kaboğlu, “İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, görev + yetki + sorumluluk gereklerini yok sayıp Anayasa ve yasaları çiğneyen atanmış kamu görevlilerince yürütülen kumpaslar dizisi ile karşı karşıyadır. Saray atanmışları, dezenformasyon yoluyla da sürekli olarak algı oluşturma çabasındalar” dedi.
Sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yapan Kaboğlu, şunları söyledi:
“İstanbul seçimlerini, 6 Mayıs 2019’da YSK’ye Anayasa dışı bir kararla iptal ettirenler, 23 Haziran’da halkın büyük desteği sonrası da, hukuk dışı baskılardan geri durmadı. Öyle ki, kredi engellerinden Covid-19 yardım paralarına engel koymaya kadar birçok yola başvurdular.
MOBESE üzerinden İBB Başkanını hukuksuzca izleyenler, bu görüntüleri yaymaktan da geri durmadılar. “Ahmaklıkları” yüzlerine vurulduğunda ise, adil yargılanma hakkının asgari gerekleri bile yadsıyarak Ekrem İmamoğlu hakkında siyasal nitelikte yargı kararları ürettiler.
1) İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, görev + yetki + sorumluluk gereklerini yok sayıp Anayasa ve yasaları çiğneyen atanmış kamu görevlilerince yürütülen kumpaslar dizisi ile karşı karşıyadır. Saray atanmışları, dezenformasyon yoluyla da sürekli olarak algı oluşturma çabasındalar. pic.twitter.com/6h98JpH76F
— İbrahim Özden Kaboğlu (@ibrahimkaboglu) December 31, 2022
Dahası, henüz başlamamış olan başvuru yolları üzerine, yargıyı etkileme ve halkı yanıltıcı açıklamalar yarışına giren Saray atanmışları, tamamlanmamış olan yargılama sürecinin kesinleşeceğini söyleyerek yargıya talimat veriyor ve AYM ile AİHM süreçlerini görmezden geliyorlar.
İBB çalışanları üzerinden , “masumiyet karinesi” ve “suçun şahsiliği” gibi bir çok anayasal ve hukuki güvence yok sayılarak, “yargısız infaz” pişkinliği sergileniyor. Arşiv araştırması ve güvenlik soruşturması, OHAL KHK’leri ile mevzuatımıza girmiş ve AYM iptal etmiştir.
Konunun Nisan 2021’de 7315 sy. Kanun ile Anayasa’ya aykırı şekilde yeniden düzenlemesinden önce, kamuya alımlarda arşiv araştırması ve güvenlik soruşturmasının hukuki dayanağı da yoktu. Belediyeler ise, istem ve dayatma üzerine arşiv araştırması uygulamasını yerine getirmişti.
Atanmış İçişleri Bakanı ve yardımcıları, kendi ilişkileri ve yakınlarına dönüp bakmadan, ellerindeki istihbarat verilerini hukuk ve ahlak dışı yollarla masum kişiler hakkında hiçbir mahkeme kararına dayanmayan iddiaları paylaşmaktadırlar.
‘NEDEN HUKUKİ BİR SÜREÇ İŞLETİLMEDİ?’
Bakanın “terörist” olmakla itham ettiği kişiler, iddia ettiği gibi terörist iseler, neden hukuki bir süreç işletilmedi? İstihbarat ve yargılama yetkisi bulunmayan İBB’nin adli sicil kayıtları temiz liyakat sahibi kişileri, hangi hukuki yetkiyle eleyebileceği anlaşılabilir değil.
Bu nedenlerle, İmamoğlu’na yönelik kumpaslara kararlı şekilde karşı durmalı; ‘kayyum’ sözcüğünün kullanılmasına da meşruluk tanınmamalı. Anayasa ve demokrasi dışı bu yolu dillendirenlere, halkın direnme hakkının İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinden kaynaklandığı hatırlatılmalı.
Serbest Görüş:
Halkın, hukuk devleti ve tek kişinin keyfi yönetimi arasında tercih yapacağı seçimler yaklaşırken; Cumhur ittifakı ve ilişkili olduğu suç ağlarının her türlü hukuk dışılığa yöneleceğini gösteren zincirleme hamleler, demokratlara kazanımları korumak için sorumluluklar yüklüyor.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***