İLKER DOĞAN | HABER YORUM
Türkiye’de son 1 haftadır akıl almaz bir tartışma sürüp gidiyor. Tam bir cinnet hali var. Tartışmanın fitilini CHP’li Özgür Özel ateşledi. İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı’nın kardeşi Osman Çataklı’nın güncel soruşturmalar (f.tö) kapsamında arandığını ve geçen yıl Türkiye’ye geldiğini söyledi.
İsmail Çataklı, Özel’i yalancılıkla suçladı. Kardeşinin izne geldiğini ve savcılığa ifade verdiğini açıkladı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da yardımcısına sahip çıktı. (Süleyman Soylu’nun ‘hukuku’ hatırlattığı açıklamaları başka bir yazının konusu…)
Muhalefete göre İsmail Çataklı’nın kardeşi tutuklanmalıydı! Peki Osman Çataklı’nın ‘tutuklanmasını’ gerektiren suçu neydi?
Tolga Şardan dün bu konuyla ilgili bir yazı kaleme aldı. Osman Çataklı’ya yönelik suçlama Bank Asya’ya para yatırmak ve örgütle irtibatı ve iltisakı olan bir kuruma ortak olmakmış!Muhalefetin günlerdir Osman Çataklı’yı diline dolamasının sebebi işte bu suçlamalar…
BU MUHALEFET HUKUK GETİREBİLİR Mİ? (YA DA ÖYLE BİR DERDİ VAR MI?)
Muhalefet temsilcilerinin ateşli açıklamalarından ‘yasal bir bankaya para yatırmanın’ suç olduğunu düşündüklerini anlıyoruz. Dolayısıyla bu konuda onlar da tıpkı rejim temsilcileri ve rejim yargısı gibi düşünüyor.
Bu durumda muhalefete sormak lazım; bu kafayla mı ülkede ‘hukuku’ hakim kılacaksınız?
Muhalefet temsilcilerinin, “İsmail Çataklı’nın kardeşini tutuklayın.” demek yerine; “Hukuk önünde herkes eşittir. Osman Çataklı’ya uygulanan hukuk herkese uygulanmalı ve hiç kimse yasal bir bankaya para yatırdığı için tutuklanmamalı.” demesi gerekmiyor mu?
İRTİBAT – İLTİSAK; UYDURULMUŞ KAVRAMLAR
İrtibat-iltisak konusuna gelince; hukuk literatüründe böyle ne olduğu belli olmayan, sınırları muğlak kavramlar yok ve olamaz! İrtibat ve iltisak kavramları masum insanları mahkum etmek için 15 Temmuz sonrası rejim tarafından uydurulmuş garabetler. Hukuk somut delile bakar. Hakimler kahin ya da niyet okuyucu değildir.
Bunu ben değil, hukuk profesörleri söylüyor.
Ceza hukuku uzmanı Prof. Dr. İzzet Özgenç, irtibat ve iltisak konusundaki paylaşımında, “Bu iki kavramın, belirlilik ilkesiyle bağdaşmadığını, bu iki kavrama izafeten kişilerin herhangi bir hak yoksunluğuna maruz bırakılamayacağını ve özellikle nevzuhur ‘iltisak’ diye hukuk literatürümüzde bir kavram bulunmadığını belirtmek isterim.” diyor.
Eski Yargıtay Birinci Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk, konuyla ilgili bir yazısında, “Yargılamada gözetilebilecek kanıtlar ise, iç dünyayla değil, elle tutulabilen somut dünyayla ilgilidir. Dolayısıyla kanıt, ilkin söz, belge ya da parmak izi, kan gibi beş duyuyla algılananabilmelidir. Yargıç, falcılığa özenemez. Kanıt, olayın en azından bir parçasını temsil etmelidir.” ifadelerini kullanıyor.
İsmail Çataklı’nın kardeşi üzerinden yürüyen tartışmalara ilişkin eski Turizm ve Kültür Bakanı, hukukçu kimliğiyle bilinen Ertuğrul Günay da katıldı. Günay, sosyal medya hesabından bir paylaşım yaptı. Şunları yazdı: “İşlendiği sırada suç olmayan fiiller yüzünden çok insan hukuksuz ceza aldı, mağdur edildi. Bazı muhalefet sözcüleri, bu mağduriyetlerin giderilmesini istemek yerine, benzer durumdaki başka kişilerin de cezalandırılmasını istiyor. Bu aklın fikriyle ne adalet olur, ne demokrasi!”
O kadar haklı ki!
Sahiden; muhalefet neyi savunuyor? Bu ‘akıl’ ülkeye hukuk ve adalet getirebilir mi?
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***