Enver Altaylı, güncel soruşturmalar kapsamında 2017 yılının Ağustos ayında tutuklandı. 78 yaşında. 5 yıldır tek kişilik hücrede tutuluyor. Yüksek tansiyon hastası. Daha önce defalarca mide kanaması geçirdi. Beynine pıhtı attı. Günlük ‘avlu’ imkanı ise sadece 1 saat. Televizyon da yasak!
Necip Hablemitoğlu cinayetinde ‘azmettirici’ olmakla suçlanan ve 5,5 yıldır hakkında hiç bir somut delil olmaksızın cezaevinde tek kişilik hücrede tutulan 79 yaşındaki Enver Altaylı, “Başıma bir hal gelirse, sorumluluğu hukuka aykırı şekillerde tehlikeli tutuklu olarak tutulmama sebep Adalet Bakanlığı ve üst düzey bürokratlarındadır. Zira, benimle ilgili cezaevine yönetimine talimat verebilecek başka kimse yok.” dedi.
Enver Altaylı’nın sosyal medya hesabından kendisi adına yapılan paylaşımlarda, yaşanan hukuksuzluklar resmi belgelerle ayrıntılı olarak anlatıldı. İşte o paylaşımlar:
5,5 yıldır keyfi şekilde “tehlikeli tutuklu” olarak tutuluyorum: Havalandırma 1 saat, tecrit, vb. Yargılama sürecinde yargılama mercii olan Ankara 16. ACM, 2 kez tehlikeli tutukluluğumu kaldırmaya çalıştı. Önce cezaevine tutulma şartlarımı gözden geçirmesi talimatı verdi.
2- 5,5 yıldır keyfi şekilde “tehlikeli tutuklu” olarak tutuluyorum: Havalandırma 1 saat, tecrit, vb.
Yargılama sürecinde yargılama mercii olan Ankara 16. ACM, 2 kez tehlikeli tutukluluğumu kaldırmaya çalıştı
Önce cezaevine tutulma şartlarımı gözden geçirmesi talimatı verdi pic.twitter.com/5ikbOy29dr
— Enver Altaylı (@AltaylEnver) December 27, 2022
Ancak ceza infaz kurumu bu kararı uygulamadı ve tehlikeli tutukluluğumu gözden geçirmeye gerek olmadığını söyledi.
Bu sefer Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi, tutulma şartlarımın düzeltilmesine, radyo ve televizyon yasağının kaldırılmasına ve günlük havalandırma hakkımın 4 saate çıkartılmasına karar verdi. Karardan da anlaşıldığı üzere, bu karara karşı itiraz yolu kapalıydı.
Fakat ilginçtir ki savcılık bu itirazı mümkün OLMAYAN karara 5275 sayılı infaz Kanunun 28. Maddesinin f fıkrasına istinaden itiraz etmiş. Şimdi ilginç olan bir durum da şu: 28. Maddenin f fıkrası YOK! Zaten 28. Madde de eşyanın korunmasına ilişkin bir hüküm!
Peki, itirazı kabil olmayan bir karara karşı, var olmayan bir kanun fıkrasına dayanarak yapılan itirazın sonucunda ne oluyor? İtirazı karara bağlayacak merci olan Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi tabii ki itirazı kabul ediyor.
Peki sonrasında ne oluyor?
İnfaz Hakimliğine tehlikeli tutukluluk kararının iptali için tekrar itirazda bulunuyorum. Ve bu sefer İnfaz Hakimliği itirazımı kabul ediyor. Tehlikeli tutukluluk kararını iptal ediyor (Ankara Batı 1. İnfaz Hakimliği, 2022/5920 Karar).
tehlikeli tutukluluğumu kaldıran bu karar kesinleşiyor. Ama cezaevi bu kararı aylarca UYGULAMIYOR ve bana tehlikeli tutuklu olarak muameleye devam ediyor. 1 saatlik havalandırma kısıtlamasını kaldırmayı kabul etmiyor!
Bu keyfi durumu birkaç ay sürdürdükten sonra, cezaevi beni aniden tekrar tehlikeli ilan ediyor. Bu tehlikeli tutukluluk kararına karşı yaptığım itiraz da Hakimlik tarafından kabul ediliyor, tehlikeli tutukluluk halim yine kaldırılıyor (Ankara Batı 1. İnfaz H., 2022/7696 K.)
Ancak halen tehlikeli tutuklu olarak muamele görüyorum. 79 yaşımdaki halimle bana hapiste zulmedilmesi için cezaevi yönetimi, ağır ceza mahkemesinin kararına karşı çıkıyor ve infaz hakimliklerinin kararlarına uymuyor!
Sırf beni tehlikeli tutuklu olarak olumsuz tutulma şartlarında tutmak için olmayacak şeyler yaptırılıyor. Açık ve net ifade etmek gerekiyor: Cezaevi yönetiminin yukarıdan talimat gelmedikçe mahkeme kararlarına karşı gelmesi söz konusu bile olamaz.
Tarihe not düşmek için tekrar belirteyim; başıma bir hal gelirse, sorumluluğu hukuka aykırı şekillerde tehlikeli tutuklu olarak tutulmama sebep Adalet Bakanlığı ve üst düzey bürokratlarındadır. Zira, benimle ilgili cezaevine yönetimine talimat verebilecek başka kimse yok.
Enver Altaylı: Hablemitoğlu cinayetinde zerre kadar katkım varsa Allah’ın laneti benim ve ailemin üzerine olsun
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***